Cevap Gönder   Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10  Sonraki »

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 39
Kayıt: 14.06.2006
Mesajlar: 514
Şehir: Gökyüzü :)
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Cum 01 Arl, 2006 10:28
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

DİYET YAPMAK ORUÇ GİBİ DEĞİLDİR.

Veya yine Oruç u örnek alalım.Amann yaa üff yaa bak bi dilim pasta yedim bozuldu diyetim.Böyle bişey yook yahu..!!

Ben 30kg verdikten sonra çok mutlu olmam gerekirken bu seferde psikolojik sorunlar yaşadım.Çünkü bütün hedeflediklerime kavuşmuştum.Psikolog eşliğinde ve ailemin desteğiyle aştım bunları.

İnanın bana lafta çok konuşuyoruz , hayaller kuruyoruz.Ayy şimdi 55 kg olsaydım, 36 beden kotumu çekseydim dediğimiz çok oluyor.Abiii hayal kurana kadar kaldır popunu mücadele etmeye başla...

_________________
A dan Z ye kadın platformu

www.bizimkadinlarimiz.com

Üye
Üye
 
Yaş: 45
Kayıt: 12.09.2006
Mesajlar: 24
Şehir: istanbul
turkey.gif
Fikir (Başlık yok)
 Cum 01 Arl, 2006 15:22
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

ya leylii en benim idolumsun ne yazık ki senin kadar güçlü, kuvvetli ve iradeli olmak çok güç.
inşallah olabilirim.
2 aydır aynıyım ben en ufak bir düşüsün esamesi okunmuyor. Crying or Very sad


Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 42
Kayıt: 06.11.2006
Mesajlar: 167
Şehir: İzmir
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Cmt 02 Arl, 2006 02:12
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Alıntı:
BEN DE ÇOK ÖZENDİM SİZLERE FAKAT BU KADARUZUN SÜRE NASIL DEVAM ETTİREBİLİYORSUNUZ DİYETİ.REHAVET ÇÖKTÜĞÜ AZMİNİZİN KAYBOLDUĞU DÖNEMLER OLUYOR MU HİÇ??
BU DÖNEMLERİ NASIL ATLATIYORSUNUZ???



Ben de çok merak ediyorum bu sorunun cevabını arkadaşım.
Ben hiç bi zaman 4/4lük bir diyet yapamadım, aralarda tatlılara hamur işlerine dayanamayıp çok yediğim günler çok oldu, ama işin sırrı galiba ertesi günlerdeki az yemelerimizde ve dengelememizde..

Sevgiler..

_________________
asla asla demeyin..
BİRGÜN MUTLAKA oluyor..
Image

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 39
Kayıt: 14.06.2006
Mesajlar: 514
Şehir: Gökyüzü :)
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Cmt 02 Arl, 2006 10:10
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Şericim merhaba,


Diyet yaparken ölçü kaçabilir,insansın sonuçta canın poaça,kek olmadık yiyeceklerden çekebilir ki çekiyorda.Onlar yemek masasında güzelim yemekleri yerken sen salatanla baş başasın için gidiyor aslında ama kimseye bişey belli etmiyorsun.Ama yememen lazım.Kimseye aldırış etmeden kendi yiyeceğini yiyip sofradan kalkmalısın.


Ölçümü kaçtıı,o zaman bir sonraki öğünde az yiyoruz ve dengeliyoruz.

_________________
A dan Z ye kadın platformu

www.bizimkadinlarimiz.com

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 42
Kayıt: 06.11.2006
Mesajlar: 167
Şehir: İzmir
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Pzr 03 Arl, 2006 13:20
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Haklısın canım,
bunu bir kere başardım 10 kilo verdim, bir kere daha başarabilirim.
15 Şubat'ta 50 kilo olucam göreceksiniz..

_________________
asla asla demeyin..
BİRGÜN MUTLAKA oluyor..
Image

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Pts 04 Arl, 2006 22:37
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Destekliyorum canım seni. Nasıl yapılırmış göster hepimize hadi.

_________________
[email protected]

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 42
Kayıt: 06.11.2006
Mesajlar: 167
Şehir: İzmir
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Sal 05 Arl, 2006 02:02
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Desteğin için teşekkürler canım, çok mutlu oldum.

_________________
asla asla demeyin..
BİRGÜN MUTLAKA oluyor..
Image

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 42
Kayıt: 06.11.2006
Mesajlar: 167
Şehir: İzmir
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Sal 05 Arl, 2006 02:04
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Ayrıca tebrik ederim, ilk hafta için iyi kilo vermişsin, devamını dilerim.
Sevgiler..

_________________
asla asla demeyin..
BİRGÜN MUTLAKA oluyor..
Image

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Sal 05 Arl, 2006 21:14
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Şeri ben de sana teşekkür ederim böyle içten destek mesajları beni diyetime daha da bağlıyor. Sağol tatlım.

_________________
[email protected]

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 62
Kayıt: 19.10.2006
Mesajlar: 130
blank.gif
 (Başlık yok)
 Çar 13 Arl, 2006 11:54
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Merhaba arkadaşlar..
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum.Kilo olayıyla neredeyse 20 yıldır mücadele ediyorum,kimilerinizin neredeyse yaşı kadar..
Öyle bir noktaya geldiğimi sanıyorum ki artık, kelimeler tam hakkını veremiyor, ya da yanlış anlaşılma ihtimalim olabilir çok fazla bir şeyler söylersem.
Tabii, bu kadar uzun yıllar verilen mücadeleden sonra, insan artık etkin olarak olayın içinde buluyor kendisini, hele az da sağlık bilgisi ve yazım yeteneği de mevcutsa..
Bu yazılarım bir başka sitemde bir arkadaşa verdiğim cevabî yazıdan alıntılanmıştır,
bu sebeple okurken:" Bu da ne demek oluyor şimdi?" demeyiniz..
Artık orada yazmıyorum, nick'im Hayat'tı orada.
40 günde 260 gönderiyle noktaladım oradaki aktivitemi, ortamda kendimi yeterince huzurlu hissedemediğimden dolayı, şimdi kendim site kuruyorum.
İç düzenlemesini de oğlum yapıyor sağolsun.
Artık kendimi sorunsuzca ifade etmek istiyorum.
Bunun için gerekli potansiyeli de kendimde gördüğümü sanıyorum.
Sitemin kurulumundan sonra da dilerseniz konuğunuz olurum, sizleri sevdim gerçekten de ama buradan siteme üye kabul etmeyeceğim, çünkü bu yazılarımın yanlış değerlendirilmesini hiç istemiyorum.Çok hassas yapıda bir insanımdır.Yüreğimi açıveririm ama anlaşılamadığımı ya da yanlış anlaşıldığımı düşününce de çabuk kırılır ve uzaklaşırım.

Hikâyem başlıyor:

TEŞEKKÜR EDERİM CEVAPLADIĞIN VE YÜREĞİNİ BÖYLESİNE MERTÇE ORTAYA KOYDUĞUN İÇİN..

Yazımın giriş , gelişme ve sonuç bölümlerini, sabah, yazını okurken kabataslak oluşrurdum, ancak, şu anda onları yazacak vaktim yok,acilen çıkmam gerekiyor,işlerim var.Bu yazı daha sonra tarafımdan düzenlenecektir.
Sana, hayatımdan sözeden bir iki yazımı kopyalıyorum.
Niyetim bu kadar deşifre olmak değildi aslında ama, hadi bir mertlik de benden gelsin.
Birde kendimi övüyor gibi olmaktan çok rahatsızlık duyuyorum, yazılarım megalomani örneği sergiler gibi görünüyor.Beni tanıyanlar için hiç sorun değil ama tanımayan birisi yanlış değerlendirebilir diye üzülüyorum.
Aşağıda, kendimle ilgili ön bilgiler bulacaksın, yazının devamıysa sonra gelecek.
Yazına cevap kısmında gün içerisinde görüşmek üzere, sevgimle...

Bana dair..

"Hayat aynası'na gülümseyerek bakın." derim
hep,karşılığında gördüğünüz gülümseyen bir çehre olacaktır.Nasıl bakarsanız , öyle görürsünüz..
Hayır,Polyanna'cılık oynamıyorum!..
Belki evin en küçük çocuğu olduğumdan,ayrıca yaşımın üzerinde bir olgunluk ve sorumluluk bilinci taşıdığımdan, hayatımın her evresinde,hemen her alanda, çok büyük
bir sevgi,ilgi ve onay yumağıyla kuşatıldım ben...Elimden geldiğince de karşılığını vermeye,bu ilgi ve güvene lâyık olmaya çabaladım.
Hayat dümdüz değil,sürekli gündüz de değil derim ben..Ancak ,unutmayalım ki karanlıklar aydınlığa,geceler sabaha kavuşmaya mahkûmdurlar!...Hatırlayalım mı,
bakalım başka neler söylenmiş bu konuda:

Her yokuşun, var inişi
Elbet birgün güler kişi
Mutluluk bir sabır işi
Gönül sabreyle,sabreyle!..

Gün Eksilmesin Penceremden

Ne doğan güne hükmüm geçer,
Ne halden anlayan bulunur;
Ah aklımdan ölümüm geçer;
sonra bu kuş,bu bahçe,bu nur.

Ve gönül Tanrısına der ki:
-Pervam yok verdiğin elemden;
Her mihnet kabulüm,yeter ki
Gün eksilmesin penceremden!

Cahit Sıtkı Tarancı


Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç fark ettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yasa gelince anlarmış.

Aynı Cahit Sıtkı üstad, böyle de demiş, " Otuzbeş Yaş" şiirinde, beni çok etkileyen dizelerinde...

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiçbir seyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana.

Ataol Behramoğlu

"Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı "

Fazlasıyla katılıyorum bu dizelere..
Geçenlerde, belgesel türdeki bir programda altın cevherinin serüveni konu ediliyordu.Dışarıdan bakıldığında , sıradan kaya parçalarının "altın" a dönüşüm
serüveni..
Unutmuş olduğum bir bilgi tazelendi bu sırada :
Cevher,açığa çıkma aşamasında SİYANÜR le muamele ediliyordu..
Kabul ediyorum ki, İNSANI DA OLGUNLAŞTIRAN,ÖZÜNDEKİ CEVHERİ AÇIĞA ÇIKARTAN, YAŞI DEĞİL,YAŞADIKLARIDIR.!!!
Öyleyse, yeri geldiğinde acılarımızı da yüreklice yaşayalım!..

*****************************************************

Bu aralar gün içerisine -yoksa gece mi demeliydim..Smile) – yeni bir egzersiz ilavesi yapmayı denedim.Geçenlerde anlatmıştım,sitede,sokak boyunca “gece turu” !..Arkadaş
olarak “müzik” seçiyorum.Temiz hava ve ılık rüzgâr eşliğinde “geçmiş kritiği ve gelecek beklentisi” değerlendirmelerinde bulunuyorum.Canımı sıkan her şeyi rüzgâr’a havale ediyor?),hoşuma giden şeyleriyse temiz havayla birlikte “nefes nefes” içime çekiyorum!...Bu aralar,”yol arkadaşım” Sevgili, Göksel Baktagir!..
Albüm: “HAYÂL GİBİ-1” ! Gerçi aynı isimli albümün 2.sini de aldım ama 1.den aldığım keyif,daha bir başka!..
Albümün 2, 9 ve 11 no.lu eserlerinde ben farklı boyutlara yol alıyorum zaten..Baktagir’le tanışma ve hatta Kültür Bakanlığı grubu ile yaptığı konser çalışmalarından birini de-kendilerine tekrar teşekkür ,sevgi ve saygılarımı iletiyorum-canlı olarak izleme imkânıolmuştu.Başarılarının devamını diliyorum.
Hikâyemi,belki bir gün daha ayrıntılı olarak anlatırım sizlere de,şimdilik, “nerelerde “vurucu” hatalar yapmışım,ne sebeple yapmış olabilirim konusuna bir göz atalım istiyorum:
İlk gençliğim “fazla güzellik” sendromu ile
seyretti.Çevremde oldukça fazla ilgi ve dikkat çeken bir genç kızdım.Öyle ki çok rutubetli sıcakta nasıl nefes almakta zorlandığınızı hissederseniz, ben de öylesi boğulurdum üzerimdeki bakışlardan!..
Sadece güzellik değildi beni farklı kılan..Aynı giysiyi ,aynı boy,aynı kilo,emsal güzelliklerdeki kimselerin taşımaya çalıştığını varsayalım.Tüm bu aynılıklar içerisinde “kişilik” denilen bir faktör öne çıkacak, “fark” getiren o olacaktır.Ben ,bugün bile bu farkı taşıdığıma inanıyorum,bu da genel hal vetavırlarımda karşılığını buluyor zannederim.Kabul,hele ki “cilâlı imaj devri” dediğim günümüz toplumunda kilo kavramı
ağır bir baskı oluşturuyor bireyler üzerinde.Bunun kişinin kendisi ve çevresiyle barışıklık noktasına çekilmesinin de yararlı olacağı düşüncesindeyim.Ne var ki, bu süreçte ,hiç
unutmayalım ki:
İNSANLAR KIYAFETLERİYLE KARŞILANIR,KİŞİLİKLERİYLE UĞURLANIRLAR!...
Birkaç kilo fazlasını saplantı haline getirip,üstelik de aceleci,dengesiz zayıflama yaklaşımlarında çözüm ara mayalım.Hareket noktamız ille de egzersiz olsun.Tam da bu
sırada ....,öncelikle sana “aman dikkat!” diyorum.
Geçmişte çok katı açlık diyetleriyle-hem de eczacı olmama rağmen!-kilo verdiğimi hatırlarım.Hepsinin de sonu bir şekilde hastalanarak bitmiştir. Bunlar arasında çok
çeşitlileri varsa da en radikal olanları Tek
gıdalardır.sadece bir örnek vereceğim.Halen
yanılır da bir aklıevvel daha uygular kaygısındayım!..
2.çocuğum henüz 6aylıktı.Ben ilkinden sonra eski halime dönmüştüm ya,mümkün değil,bu çirkinliğe(!) 2 ay bile katlanamazdım.
Şu anda gülüyorum inanın ,hesapta acele etmeye çalışırken aslında yolumu ne kadar uzatıp,işimi ne kadar zorlaştırdığımı düşününce.İnsan bazen kendi felaketini de
hazırlıyor bilmeden,bilemeden!Yaptığım şey,yoğurt ve su tek gıdasıydı.İzin verilen miktar günlük 5 su bardağı iken,hep aynı gıdaya olan isteksizlik nedeniyle 3 su
bardağına düşürmüştüm.Baş dönmelerim,halsizliğim ,umurumda bile değildi.Kilo kaybı bir bilgi ve irade
sorunuydu..E,bende ikisi de vardı..Smile)
Size daha sonra,inşallah programı başarıyla tamamladığımda farklı deneyimlerimden de söz edebilirim,gerek olursa..
Şunu özellikle bilmenizi isterim ki ,bu danstaki partnerinizi iyi tanıyıp,adımlarınızı ona göre atın.Karşınızda hiç de küçümsenmeyecek bir rakibiniz var,diyelim.Dahası , savaş alanı öz
bedeniniz.İstatistiklere bir göz atın isterim,şimdiye kadar ,bu hastalığa yakalanıp da kalıcı şifa bulan kaç kişi var?Yeterince dikkatli bakabilirseniz,hastalığın
nüks (tekrarlama) oranının ne kadar yüksek olduğunu görebilirsiniz zannederim.SABIR ve DİKKAT ,anahtar kelimeler arkadaşlar!.. Bu koşuyu ,uzun soluklu olanlar
götürebilecek..Bu ,100 m., 500 m. koşusu
değil,unutmayın ,bu zorlu bir maraton!!!..
Hastalığa yakalananları “sabıkalı” olarak nitelersek,benim ifademle “sabıka kaydı” nın silinebilmesi ya da “dâvâ”nın zaman aşımından dolayı düşebilmesi için,bana göre, en az
“5 yıllık” “iyi hâl kâğıdı” gerekiyor.
Moralinizi bozmak değil amacım,sadece motivasyonunuzu ve dikkatinizi yoğunlaştırabilmek..


Sevgili Kızım,
Diye başlıyacağım yine,öyle geliyor içimden..
Seni yanlış anladığımı pek zannetmiyorum, belki eksik anladığım şeyler var olabilirse de..Ne demek istediğini tenimde-canımda, iliğimde-kanımda hissediyorum..
Edebiyat, duygu tahlilleri, bir ölçü psikoloji ilgi alanlarım dahilindedir.
Sen o satırları yazarken aslında belki kendinin bile farkında olmadığın gerçekleri aynı ya da benzer duyguları yaşamış birisi olarak zannederim ki senden de öte çözümlüyorum. Ne derken, aslında ne demek istediğini yani; biraz buruk gülümsüyorum hayatımın o duygularla geçen dönemleri için..
Deniz çarşaf gibi şu anda, nasıl net tüm manzara!..İnsanı dâvet eden,ayartan ,kışkırtan ,cilveleşen,oyun oynayan!..
Şehre tepeden bakıyorum, batıdan doğuya önümde uzanıyor..Ve bu berrak havayı boğmak istercesine bacalardan yeni yeni yükselen dumanlar..
Ötelerde,tâ ötelerde ufuk çizgisi sonsuzluk hissi veren..Evlere bakıyorum, beton yığınları, yer yer düzenli yer yer çarpık! Ne hayatlar tütüyor o evlerin içinde diyorum o bacalarla birlikte!
Çok gençtim henüz, bir komşumuzla sohbet ediyorduk. Ben bir genç kız,o evli, 30 lu yaşlarda bakımlı, hoş, alımlı bir kadındı.Uzaktan bakıldığında "Ne derdi olabilir ki?" diye düşündürecek cinsinden hani...Çocuğu olmuyordu bildiğim kadarıyla.
"Tencere kaynıyor ama et mi,dert mi kaynıyor.."demişler, dediğinde şaşırmıştım, bu sözü ilk defa duyuyordum o zaman. dertlerle de çok fazla tanışmamıştım, acemiydim:)
Sonrası, zaman zaman hatırlayıp, üzerinde düşündüğüm sözlerden birisi olmuştur.
Hayatı ertelemekten söz ediyorsun.Ben hayatımı senin yaşın kadar erteledim desem, ne dersin acaba? Bunun nedeni öncelikle çevre olmadı,bunları anlatmak istemiyorum, kabul görmek için hep özelliklerim vardı benim,neyse,ben kendi "mükemmelliyetçi" karakterimden çektim ne çektimse, kendime kızdım,belki eziyet ettim.
Bunları ilk ve son kez yazıyorum, geçmiş hesaplaşmamı bitirme adına da olsa..
Bir kez daha tekrarlamak istemiyorum, yazdıklarım neredeyse "megalomani" ye varacak ölçüye geldi ve bu beni çok rahatsız ediyor.
Kendisi,sesi,hitabeti,teatral yeteneği,kendini sözlü ve yazılı ifade edebilme,müzik yeteneği ve ses
güzelliği..Insancıllık,iyiniyet,yardımseverlik,fedakârlık, cesaret ve
özgüven!!! Benimki gibi bir kimlik, kilo baskısı altında ezilemezdi, böylesi bir güzellik derhal kurtarılmalıydı!
Benim kabullenemeyiş sebebim de "çok güzel" likten geliyor olmamdandı belki büyük ölçüde.
Ben de yeterince uğraştım yo-yo hikâyesiyle, defalarca, inatla,inatla!
Hiçbir defasında 2 yıla vardıramadım koruma sürecini, 2 ayda verilen, hep aceleye getirilen, bir an önce bitsin de ben normal hayatıma döneyim düşüncesiyle verilen, alınan....... kilolar!
Hikâyeyi ayrıntılı anlatmak istemiyorum, hep bir neden vardır işte başarısızlığın ceremesinin yükleneceği,Hep!
5 yıl kadar önceydi, İstanbul'daydım, arakadaşlarımla otururken çok samimi iki tanesi
Hayat, dediler; sen, bebek gibi kızdın, hâlâ da öylesin, hiç değişmedin; lütfen, toparla artık kendini!..

Devam edecek...

Bir hayatı birkaç satıra sığdırmak kolay olmuyor tabii..
Kaldı ki, hikâye anlatmıyorsunuz, yazarken de o anki duygularınızı tekrar yaşıyorsunuz, çok da kolay olmuyor kısacası, elim geri geri gitti, içimden yazmak gelmedi,
biraz yorgun, biraz da insanların beni anlamalarından
ümitsiz olma duygusundayım.
Çokluk, kendi kafalarının dikine gidiyorlar,acıdır ki, ben de öyle yapmamış mıydım! Sad
5-10 yıl önce ağabeyim bir kitap hediye etmişti bana, kilo kaybı ile ilgili güzel bir çalışmaydı,hâlen bendedir,
İngilizce bir kitap.Haftalık ideal kilo kaybı yanılmıyorsam 250 g. olarak öneriliyordu, tahmin edersiniz ki hiç işime gelmemişti.Ağabeyim akıllı bir insandı,sporda dereceleri vardı,Robert College mezunu,Almanya' da master yapmış bir nükleer fizikçiydi.
Hangi akla hizmet bana böyle bir kitabın önerilerini doğru bulduğunu söyleyip, hediye ediyordu?
Yıllar sonra kendimi aynı noktada bulduğumda neler hissedebileceğimi belki tahmin edersiniz..
Acaba diyorum, bu sayfaları ziyaret eden insanlar ne zaman
bu gerçeğe varabilecekler, ya da varabilecekler mi?
Bu kadar tecrübe göz önüne serilen bir hayat..Belki kazara
bir iki kişi dikkate alır da kendini kurtarabilir düşüncesiyle..
İnsanlar hep mucize arayışları içinde olacaklar, zor ama güvenli olan yol uzun ve meşakkatli geldiğinden tercih etmek istemeyecekler, bir süre sonra korkarım ki yorgunluk belirtileri başlayacak, hele takıntı dönemlerini atlatmak,
bunun da bir denge arayışı olduğunu açıklayabilmek hiç de kolay olmayacak.Ben bunları gördüğümü sanıyorum, kaç defa anlatırsam anlatayım bazı şeyler kabul görmeyecek..
Belki, diyorum bunun ne demek olduğunu anlayabilen ve önerilerimden yararlanmak isteyenler, ulaşabildiklerim de olacak içlerinde..Bu kadar ümitsiz olmamalı..

"Ben, hayatımın en azından şu döneminizayıflamaya odaklayamıyorum." demişsin..
Ben de hep böyle bir an hayâl etmiştim bir zamanlar..
İnanıyordum ki, uğraşmam gereken başka öncelikler olmasa,
sadece kilo vermeye yoğunlaşabilsem, hayat dümdüz gitse, sürprizler çıkmasa...kısacası, olsa...olsa...!
Yok böyle bir dünya! YOK...BU KADAR BASİT!..
Anlamam biraz zaman aldı.Doğru, biraz uzun zaman.. Smile
Yaşadığın, yaşayacağın tüm sürprizleri, o Çin hikâyesinde olduğu gibi sabırla, ilerisini de görelim..le karşılayamazsan, her yaşadığın şey için panikler ve kontrolünü kaybedersen bu hayatla başa çıkmak zor gelecektir.Çünkü, tepeler arasındaki düzlüklere benzetirim
ben, sâkin,mutlu, sorunsuzmuş gibi geçen anları.
Her an, yeni bir soru çıkması olasıdır çözümlenmesi gereken.
Hazır olacaksınız, sâkin olacaksınız, kontrolü bırakmıyacaksınız, biraz da, o konuyla ilgili elinizden gelen herşeyi yaptıktan sonra olayları akışına bırakacaksınız.
geriye dönüp baktığınızda, yaşarken felâketmiş gibi görünen
birçok ânın geçip gittiğini, ateşinin küllendiğini göreceksiniz muhtemelen..
"Diyorlar, kül olmaz ateş yanmadan,
Denizler durulmaz dalgalanmadan"
demiş şair..
Yaşadığınız sıkıntıların en son çaresidir yemek yemek.
Hele ki, hayatınızdaki sıkıntılarda başrolü kilo sorununa vermişseniz ya da olayı böyle değerlendiriyorsanız..
Yemek yedikçe, daha da batağa saplanacak, saplandıkça yiyeceksiniz ve bu içinden çıkılması zor bir hâl, bir kısır döngü olarak sürüp gidecek..
Bunu size nasıl ifade edebilirim ki, benim gibi, birden kafanıza bir saksı düşmesi gerekiyor belki..
Çook uğraşıp, yenilip yorulup,"daha devam edemeyeceğim, ne olursa olsun!" derken, içten içe bunda samimi olmadığınızı bilmekle birlikte, çıkar yol da görememeyi yaşamış olmanız!
5 yıl kadar önceydi, İstanbul'daydım, arakadaşlarımla otururken çok samimi iki tanesinin:
Hayat; sen, bebek gibi kızdın, hâlâ da öylesin, hiç değişmedin; lütfen, toparla artık kendini!..
şeklindeki uyarılarına bıkkınlıkla, edinilmiş çaresizliğin getirdiği umursamazlıkla,sesimde alaycı bir tonlama ve çok kesin bir dille:
"sevgili arkadaşlarım, biliyorumki benim iyiliğimi istiyorsunuz ama ben yoruldum artık, yapamıyorum.
Çok mu seviyor,çok mu düşünüyorsunuz beni?
Bana yapabileceğiniz tek iyilik şu olur o zaman:
"mümkünse, lütfen benim yerime diyet yapın ve benim yerime zayıflayın,yani, kilolar benden gitsin! Şu aşamada bana bundan başka yapabileceğiniz bir iyilik yok,göremiyorum!"
dediğimde arkadaşlarım susmuşlardı.
Düşündüğüm bu değildi gerçekte, sadece uğraşıp didinip,sonucunda başladığım noktadan da daha beterine dönmekten afallamış, yorulmuş, endişeye kapılmıştım, acaba hiç yapamıyacak mıydım?
................................................
Hikâyenin devam bölümü ve başka tamamlayıcı bilgiler de
bugünkü diğer yazılarımda,aynılarını blog yazıma da ekledim.
Hemen hemen söyleyebileceğim herşeyi veya çok büyük kısmını söylemiş olduğumu sanıyorum.Umarım, benim yaşadıklarımdan edindiğim tecrübeler, birilerinin yolunu aydınlatacak, onlara rehberlik edebilecektir.
Kimliğimi vermek istemiyorum, kimliğimden utandığımdan değil!Özelliklerimle gurur duyuyorum, çok şükür..Başım yukarıda, dimdik!
Ama, çok fazla duygu tahlilini gözönüne seriyorum.
Ben, birilerinin annesi, birinin eşi,birinin kızı, birilerinin kızkardeşi vs. vs. konumundayım da aynı zamanda.
Onları incitecek,rahatsız edecek bir zemin oluşmasını istemem..
Kendi adıma gereğinden fazla cesur davranmaktan çekinecek, gözünü budaktan sakınacak bir karakter olmadığımı zannederim, yine de adını taşıdığım insanları zor durumda bırakmayı istemem.
Yazacaklarım şimdilik bu kadar,umarım herkes kendisi için en doğru kararı verip uygulayacaktır.
Sevgilerle..

_________________
[b]http://hayateylul.blogcu.com[b]

  « Önceki başlıkArkadaşına Haber VerBu konuya bakan kullanıcıları listeleDosya olarak kaydetPrintable versionSonraki başlık »

    Sayfa: « Önceki  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10  Sonraki »

Bu konuya bakanlar:0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 0 Misafir

Çevrimiçi olanlar: Yok

 Forum Seçin:   


Couldn't update banners data

DEBUG MODE

SQL Error : 1264 Out of range value for column 'banner_view' at row 1

UPDATE phpbb_banner SET banner_view=banner_view+1 where banner_id IN ( 1, 2, 3, 4, 5)

Line : 34
File : page_tail.php
 


Telif Hakkı CC, Diyet Kardeşliği. Bazı Hakları Saklıdır.
Telif Hakkı © 2006, 2020. Diyet Kardeşliği orijinal fikri Elif Sami'ye aittir.