Cevap Gönder  

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 62
Kayıt: 19.10.2006
Mesajlar: 130
blank.gif
 Motive Edici Öneriler
 Cmt 20 Oca, 2007 00:53
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

************

"Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin,
uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkışmalarınızın, sırt-bel-boyun-göğüs
ağrılarının, kaşıntı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki
kontak atmalarında aramalısınız."

Vücudunuz yetenekli bir enerji dönüşüm merkezidir. Taşıdığınız trilyonlarca
hücre, besinlerle aldığınız gücü enerjiye çevirebilen organcıklarla
donatılmıştır. Yiyecek ve içeceklerle aldığınız gücü kullanılabilir enerjiye
çeviren süreçler, müthiş bir düzen içinde tıkır tıkır işler.

Bu süreçleri etkileyen pek çok faktör var. Yaşınız, cinsiyetiniz, hormonal
metabolik yetenekleriniz, genetik mirasınız ve kişisel sağlık hikayeniz
bunlardan bazılarıdır.

HAYAT bir enerjidir. İhtiyacı olan enerjiyi beden ve ruhun o müthiş
işbirliğinden alır.

Yürümek, koşmak, konuşmak, duymak, uyumak, gülmek, kızmak, yazmak gibi
hayata ilişkin pek çok şey bu enerjiyi kullanır.

Ne vücudunuzun bol bol enerji üretmesi, ne de kalorileri yüklenmesi
kendinizi canlı ve güçlü hissetmenize yetmez. 'Enerji' ve 'canlılık hissi'
arasındaki ilişkiyi sadece kaloriler belirlemez.

Canlılık hissinde, biraz ruh sağlığının ve biraz da duygusallığın yeri
olması gerekir.

COŞKUYA ÖNEM VERİN

Enerjik ve canlı kalmayı, eskilerin deyişi ile 'taş gibi olmayı'
istiyorsanız, hayatın gücünü sadece yediklerinizde, içtiklerinizde aramayın.
'Hayat çorbası'nın içine birer tutam huzur, coşku, sevinç ve birer parmak
keyif, heyecan ve ümit katmaya bakın!


Hayat enerjisinin sadece yedikleriniz, içtiklerinizde gizli olmadığının
farkına varmalısınız. Sağlığın 'bedensel ve ruhsal tam bir iyilik hali'
olduğunu unutmayıp fiziksel metabolik süreçlere takılıp kalmamalısınız.

Yorgunluğunuz, durgunluğunuz, bitkinlik, halsizlik ve isteksizliğinizin,
uyku bölünmeleri, çarpıntılar yürek sıkışmalarınızın, sırt-bel-boyun-göğüs
ağrılarının, kaşıntı ve egzamalarınızın kaynağını ruhsal elektriğinizdeki
kontak atmalarında aramalısınız. Saydığımız bu ve benzeri sorunlar, çoğu kez
bedenden kaynaklanmıyor.

Biraz korku, endişe, üzüntü veya güvensizlik dolu olan tabancayı bir anda
patlatıyor.

Eğer ruhsal enerji üretiminizin yeterli olmasını istiyorsanız şu önerileri bir kenara not alabilirsiniz.

ACELECİ OLMAYIN

Yavaşlayın. Sağlıklı bir ruh, bedeni ile yan yana yürüyen, ona gecede gündüzde, korkuda sevgide, tasada, endişede eşlik edendir.

Ruhunuzu bedeninizden ayırmayın, onu koşturup yormayın. İşe 'yavaşlayarak başlayın'.


Ruhunuzu hayatın doğal hızına, olağan ritmine bırakın. Yemenizi içmenizi, aşık olup sevmenizi, yürümenizi, düşüncelerinizi, mümkün olduğu kadar yavaşlatın.

Acele etmek için çok da acele davranmayın.

Beden ve ruhunuza baş başa kalmaları, konuşup anlaşmaları için zaman bırakın.

Daha yavaş yemeye, dinlenmeye, uyumaya, zamanı uzatıp daha fazla yaşamaya, hayatı daha çok paylaşmaya bakın.

Eğer hayata daha çok değmek, huzur, keşif, neşe eklemek, hayatı geçmemek istiyorsanız birinci adımın hep aynı olduğunu unutmayın.

İşe yavaşlayarak başlayın.

DİRENÇLİ OLUN

Size daha çok sağlık veren şeyin yalnızca pasta, börek, hamburger ve kurabiyelere gösterdiğiniz direnç olduğunu sanmayın.

Kaliteli ve formda bir hayat istiyorsanız direnmeniz gereken çok şey var:

Karamsarlık, korku, endişe, panik, hiddet, kızgınlık, kabalık, kin ve nefreti hayatınıza sokmayın.

KIZIP SİNİRLENMEYİN

Kızmayın, sinirlenmeyin. Her şey, her zaman daha önce hesaplanan, ölçülüp biçilenden farklı boyutlar kazanabilir.

Çevrenizde sizi üzen, bunaltan şeyler bazen yoğunlaşabilir. Bunları 'çevresel kirlenme' gibi algılayın.

'Huzurlu olmak, içe dönük yaşamda daha önceden örgütlü olmaktır. Kafa karışıklığı, güçlük, çatışma ve karşıtlıklar hep olacaktır.

Marifet, bu durumlarda da sinirlenmemek, kızmamaktır.

İç sükuneti, olabildiğince korumaktır' diyor Vincent Peale. Huzur ve sükunetin ürettiği enerji, temiz ve organik bir enerjidir.

Kızgınlık, öfke, nefret gibi zararlı katkıları ihtiva etmez.

DAHA ÇOK SEVİN

Daha çok hayat enerjisi üretmenin en kolay yolu daha çok sevmektir.

Sınırsız, karşılıksız sevmektir. Sevgi oktanı en yüksek, fiyatı en ucuz yakıttır. Bagajınıza daha çok sevgi yükleyin.

BAZEN BOYUN EĞİN

Kabul edin! Gerektiğinde direnmelisiniz. Ama uzun süreli dirençlerin, beyhude karşı gelmelerin, uzamış streslerin adrenalin, kortizon ve ensülin gibi fazlası can yakan hormonları artırdığını bilmelisiniz.

Biraz şans, kader, kısmet ve biraz da ilahi takdir hayatın içinde mutlaka yer almalıdır.

Böyle durumlarda Nehru'dan yararlanın:

'Hayat iskambil oyununa benzer. Elinize gelen kartlar gerçekliği temsil eder. O kartlarla oyunu nasıl oynadığınız ise özgür iradenizi...'

Elinize iyi kartlar gelmediğinde, mevcut kartlarla yetinin. Bekleyin, kabul edin, 'Bu da geçer' deyin.

Hayat sonsuz bir enerjidir. Bu enerjiyi sürekli olarak üretmek, üretirken tükenmemek, tüketmemektir.

Kirletmemek ve iyi yönetmek gerekiyor. Marifet hayatı uzatmakta değil, hayatı mutlu kılmakta, ona yeni ve farklı hayatlar ekleyip ritmini ve hızını bozmamaktır.

Can Dündar çok haklıdır!

İnsanlar şişirilen kasları, silinen kırışıklıkları ile genç kalmıyor.

Genç kalmak, yaşadığıyla övünebilmek, istediğinde başını alıp gidebilmek, istediğinde kaldığı yerden ya da sil baştan başlayabilmektir.

Hayata taraf olmaktır.

Hayatı ıskalamamaktır.

Hayatın içinde kalmaktır.

Hayata her yaşta ve her sabah yeniden başlamaktır...

*****


Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 42
Kayıt: 21.05.2006
Mesajlar: 165
papuanewguinea.gif
 (Başlık yok)
 Cmt 20 Oca, 2007 10:27
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

çok güzel bir yazı olmuş , teşekkürler

_________________
http://88-75.blogspot.com/

88 kg'den 75'e 3 ayda nasıl düşülür? Uygulamalı anlatım.

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 62
Kayıt: 19.10.2006
Mesajlar: 130
blank.gif
 (Başlık yok)
 Cmt 20 Oca, 2007 18:53
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Nâzik geri bildiriminİz için benden de teşekkürler...

Arkadaşlar diyette en çok ihtiyaç duyulan şey motivasyon, destek, sevgi, ilgi anlayış
gibi faktörlerdir diye düşünüyorum.

Hatırlıyorum da bir dönem benim de denemediğim yol kalmamıştı, ne duysam 'acaba? '
düşüncesiyle yaklaşıyor, zaman zaman güçlü irade ve inadımın da etkisi ile başarılar kazanıyordum.

İşte o dönemlerde en çok duyduğum söz de :
'Çokkk güzel oldun, nasıl yaptın, aman sakın alma, nasıl oldu da cildin hiç etkilenme-
di, ..? gibi sorular oluyordu.

Ve ben de şimdi bir çoğunuzda gördüğüm davranışların aynısını sergiliyordum. İnatla:
' Yok canım, daha 5 kilom kaldı verilecek..' diyordum.
Cevap hiç gerek olmadığı doğrultusunda iltifatkâr sözler oluyordu amaaa..Söz dinleyen
birileri olsa da duysa!..

Bir de herkes ağız birliği etmişçesine:
'Sakın geri alma! diyorlardı. Geri almak mı, o da ne demekti?
O kadar sıkıntıdan sonra niye geri alacaktım ki, bu insanlar ne demek istiyorlardı?

Bugün her şeyi daha bir netleştirmiş, oturtmuş durumdayım çok şükür, zihnimde..
Vermek evet zormuş ama daha da zor olanı korumakmış!!!...

Lütfen sâkin olun, hız kesin arkadaşlar, bunca yıl al-ver, diyet-yeme döngüleri baskısında yorulmadınız mı, canınıza yetmedi mi, hadi, çekinmeyin,söyleyin..

Daha uzun zaman tanıyın kendinize, bakın bugünkü gazetelerden birisinde Dr. Mehmet Öz ne demiş:

Kilo vermek için küçük ve ulaşılabilir hedefler saptamak gerekiyor. yani, bir günde 500 kcal. kesen bir diyet yerine, akıllıca yiyip, günde 100 kcal. kesmek.

Çünkü, günde 500 kcal. kesmek istediğiniz zaman, sanki suyun altında nefessiz duruyormuş gibisiniz, tekrar SU ÜSTÜNE ÇIKMAK İSTEYECEKSİNİZ.

Kendinizi neredeyse aç bıraktığınız diyetler uzun vadeli çözüm olamıyor; çünkü iradenizi kaybettiğiniz anda yine eskiye dönüyorsunuz.

Kendinizi çok zorlamamalısınız.

Arkadaşlar, inanın bu kadar boş vaktim olması gibi bir lükse sahip değilim, yalnızca
benim geçmişte çok acı çekmeme neden olan bir konuda insanları, hem de sizler gibi çok aklı başında olan gençlerimizi bilinçlendirmeye çalışıyorum, yanlışlarınızı görünce dayanamıyorum, inanın..

Birkaç ay daha geç giyin yeni aldığınız kıyafetinizi, yeter ki bu işi öğrenin ki size bir daha acı veremesin bu hastalık.. Evet, hastalık, küçümsenmeyecek, kronik bir hastalık..

Çaresiz değil fakat çok dikkat ve emek ister.
Yine yazacağım.Şimdilik bir arkadaşın çok hoşuma giden alıntısını paylaşıyorum.
Çiçek, teşekkürler..

bir arkadaşımın derlediği bu yazıyı sizinle paylaşmak istiyorum...


B İ L G E L İ K V E S O R U N Ç Ö Z M E

Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak, onlara kalıtını açıklar:
" - Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum." der
Babalarının ölümünden sonra, kalıtı babalarının arzusu uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler. Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar. Develeri bir türlü babalarının istediği gibi pay edemezler. Çünkü 17 sayısı ne 2' ye, ne 3' e, ne de 9' a tam olarak bölünebilmektedir.
"- Bu işin üstesinden ancak köyün deneyimli, yaşlı bilgesi gelir! " diye düşünür, gidip ona danışırlar.
Bilge kişi:
"- Benim bir devem var, onu da alıp, yeniden hesap yapın!" bakalım der. Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler. Önce ikiye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır. Sonra üçe bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır. Daha sonra dokuza böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır.
Ama, bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır yine!
Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yaşlı bilgeye yeniden başvururlar. Bilge kişi güler ve: "- İyi öyleyse!" der. "- Sorununuz çözümlendiğine göre, ben de devemi geri alayım."
Bilge kişi tıpkı bilgi gibi katalizör olarak olaya girer, çözümü sağladıktan sonra olaydan çıkar. Sorunu çözümlemede insanlara yardımcı olur, ama kendinden de bir şey eksilmez. İşte bilgelik ve bilge kişi budur.

Akıllı olmanın 41 yolu

1- Her duyduğunuza, her gördüğünüze inanmayın. Görünenin ve duyulanın ardındakini araştırın.
2- Kalbinizin söylediği yer, hiç bilmediğiniz, hiç uğramadığınız bir yer de olsa gidip bakın.
3- Ne istediğiniz kadar ne istemediğinizi de bilin. Bu, karar verme aşamasında daha belirleyici bir kriterdir.
4- Tecrübeli kişilerin önerilerini kulak arkası etmeyin. Onlardan daha zeki ve daha bilgili olduğunuzu düşünseniz bile...
5- Burnunuzun dikine gitmeyin. İnat, kimi zaman engelsiz bir yolda bile önünüze engebeler çıkarabilir.
6- Talihinize fazla güvenmeyin. Şimdiye kadar yüzüne gülmüş olması bundan sonra da öyle olacağı anlamına gelmez.
7- Neyi bildiğiniz kadar neleri bilmediğinizin de farkında olun. Bilmedikleriniz bazen daha sadık yol göstericidir.
8- Kendinize boy aynasından şöyle bir bakın. Başkalarının gözünde nasıl bir imaj yarattığınızı, söz ve davranışlarınızın nasıl etkiler bıraktığını keşfedin.
9- Yaptıklarınızı, söylediklerinizi ve söylemediklerinizi sorgulayın. Bunlar sizi, kimliğinizi oluşturur.
10- Bir insanı değerlendirirken onun hakkında diğerlerinin ne söylediğinden çok, onun diğerleri hakkında neler söylediğine bakın.
11- Olayların görünen yüzü sizi kandırmasın, aklınızı çelmesin. Hakikat madalyonun görünmeyen yüzünde saklı olabilir.
12- Özgür fikirli olun ama sabit fikirli olmayın.
13- Her işi zamanında yapın. Vaktini aşan görevler hem kafanızı karıştırır hem huzurunuzu kaçırır.
14- Güveneceğiniz insanları iyi seçin. (Şayet çevrenizde varsa ?!?!?!)
15- Esnek olun. Şartlara, yere ve duruma göre pozisyon almayı bilin.
16- Çok boyutlu düşünün. Duruma, hoşunuza gitmeyen pencerelerden de bakmaya cesaret edin.
17- Olayları ve soruları sadece kendi istek ve ihtiyaçlarınız açısından değerlendirmeyin.
18- Kusur bulmak yerine, tamir etmenin ve onarmanın yollarını arayın.
19- Ne zaman konuşmanız, ne zaman sessiz kalmanız gerektiğini, bunların hangisinin ne zaman etkili olduğunu bilin.
20- Paranoyak olmayın ama tedbiri de elden bırakmayın.
21- Başkalarının hayal ve ideallerine saygı gösterin.
22- Ağzınızdan çıkanlara dikkat edin, geriye dönüşü olmayan sözleri etmekten sakının.
23- Toplumca genel kabul görmüş ve sorgulanmayan kaidelere yeri geldiğinde şüpheyle bakmayı bilin.
24- Sır vermekte cömert davranmayın, her zaman kendinize sakladığınız bir sırrınız olsun.
25- Başkalarının dürüst olmadığından şikâyet etmeden önce kendi yalanlarınızı gözden geçirin.
26- Vicdanınız rahat mı? Bunu kendisine sık sık sorun.
27- İnsanları söyledikleri kadar söylemedikleriyle de değerlendirin.
28- Peşin hükümlerden kaçının. Gerçek sanıların tam tersi olabilir.
29- Öfkeli zamanlarınızda karar almaktan ve uygulamaya koymaktan kaçının.
30- Eşref ve eşşek saatinizi bilin. Hangi durumlarda motivasyonunuzun (İsteklendirme) azaldığını ve veriminizin düştüğünü bilin ve bu doğrultuda bir çalışma planı hazırlayın.
31- Doğru şartların oluşmasını beklemek yerine doğru şartları yaratın.
32- Üzülmek konusunda da sevilmek konusunda da acele etmeyin.
33- Evet derken de hayır derken de iyi düşünün.
34- Haksızlığa tepki göstermekten çekinmeyin. Unutmayın ki, bugün başkasının kapısını çalan adaletsiz bir el yarın sizinkine de dayanabilir.
35- Hatanızı bilin, hatalarınızı bir öğretmen ve tecrübe kaynağı yapın.
36- Başarısızlığınızın bahanelerini değil sebeplerini bulun. Bahaneler başarısızlığı haklı çıkarmaktan ve sizi çaresiz bırakmaktan başka bir işe yaramaz.
37- Her rüzgâra göre nasıl dümen kıracağınızı bilin.
38- Ne e m r e d e n olun ne de kendisine e m r e d i l e n ...
39- Bir şeyi kaybederken aslında birçok şeyi kazanmış olabileceğinizi unutmayın.
40- Hatırladığınızda canınızı yakan şeyleri u n u t u n g i t s i n .
41- Cesarete ve ümide ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda, cesaretlendirecek ve ümitlendirecek birini bulun.


D e r l e y i p D ü z e n l e y e n : S a d i D O Ğ U T A N


--------------------------------------------------------------------------------

_________________
[b]http://hayateylul.blogcu.com[b]

  « Önceki başlıkArkadaşına Haber VerBu konuya bakan kullanıcıları listeleDosya olarak kaydetPrintable versionSonraki başlık »

   

Bu konuya bakanlar:0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 0 Misafir

Çevrimiçi olanlar: Yok

 Forum Seçin:   


Couldn't update banners data

DEBUG MODE

SQL Error : 1264 Out of range value for column 'banner_view' at row 1

UPDATE phpbb_banner SET banner_view=banner_view+1 where banner_id IN ( 1, 2, 3, 4, 5)

Line : 34
File : page_tail.php
 


Telif Hakkı CC, Diyet Kardeşliği. Bazı Hakları Saklıdır.
Telif Hakkı © 2006, 2020. Diyet Kardeşliği orijinal fikri Elif Sami'ye aittir.