Cevap Gönder  

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 46
Kayıt: 20.09.2006
Mesajlar: 113
Şehir: ankara
turkey.gif
Not Zayıflama diyetleri çöpe
 Per 09 Kas, 2006 11:31
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Arkadaşlar MErhaba,

Ben aşağıda az özeti bulunan kitabı okudum okuyup başaran arkadaşlar varmı bana şu kadar zamanda şu kadar kilo verdim diyebilcek varmı ben bu doktora inanıyorum kısıtlama mikrobunu vucudumdan beynimden attım.Artık acıkmayı doymayı biliyorum 5 gündür uyguluyorum artık hiç aç değilim ve yemeklerden korkmuyorum 5gündür yediklerimi normal zamanda yeseydim kesin kilo alırdım ama kilom aynı.
Acaba ne zaman kilo vermeye başlıycam çok merak ediyorum:)


Kaynak: Tempo / Bade Gürleyen

Tunçer’in iddiaları

• Zayıflama diyetlerinin yüzde 99'u şişmanlatıyor

• ‘Bilimsel’ diye pazarlananlar, sağlığa uçuk diyetlerden çok daha zararlı

• Şişmanlama, kilo alma korkusuyla başlıyor. Zayıflamak için bu korku yenilmeli

• Ömür boyu zayıf kalmış olanlar, sadece acıkınca yemiş, doyunca durmuş insanlardır

• 'Diyetçilerin' amacı sorun çözmek değil, karlı çıkmak için sorun yaratmaktır

Diyet öneren herkese, kendi deyimiyle "diyetçilere", zayıfla­ma palavralarına, ‘bir kısım medyaya’, şok diyetlerin zarar­larını vurgulayıp diyet listesi veren uzmanlara, uzman geçinenlere, tıp dünyasına, zayıflama ilacı üretenlere, za­yıflama genini bulanlara ve daha pek çok şeye ateş püskürüyor Dr. Ozan Tunçer. Herkesin "mucizevi" diyetler, şok yön­temler önerdiği bu sektörü bir 'yağ pazarı' olarak adlandıran Tunçer'e göre 'dengeli beslenme', "kalıcı zayıflama sağlayan diyet", 'bilimsel diyet', 'sağlıklı di­yet' gibi "inciler", bu 'yağ pazarının' uydurduğu pa­lavralar. "Diyetlerin hepsi zararlı, yüzde 99'u başarı­sız, hatta başarısız olmaya mahkum" diyor Dr. Tunçer. 'Diyetçi, dayatmacı zihni­yet' olarak adlandırıyor şişman insanları kobay olarak kullanan, hiçbir diyetin işe yaramadığını bile bile insanlara sayfalar­ca diyet reçeteleri öneren, zayıflama ilaç­ları veren bu 'yağ pazarı' mensuplarını. Bu nedenle de yeni çıkan kitabında "Za­yıflama Diyetleri Çöpe" diyor Dr. Tun­çer. Çünkü enerji kısıtlamasıyla kilo ve­rilemiyor, kilo verebilmek için aç değil tok olunması gerekiyor, vücuda aç kal­mayı birtakım diyetlerle dayatmak ise zayıflamaya değil, aksine şişmanlamaya yol açıyor. Hatta Dr. Tunçer, şişmanla­mak isteyenlere diyet yapmalarını öneri­yor. Çünkü, söylediklerine göre en geç 5 yıl içinde fazlasıyla kilo alacakları garan­ti. Şişman insanlara tembel, pis boğaz veya iradesiz gibi sıfatların yakıştırılmasına çok karşı olan Tunçer, "Bu insanlar sadece diyet tuzağına düşürülmüş kişi­ler" diyor. 'Kisiye özel diyet' lafına ise çok sinirleniyor. Çünkü bu diyetler kendi deyimiyle 'kişiye özel' değil, 'diyetçiye özel' oluyor.

Diyetin bilimseli olmaz

Dr. Ozan Tunçer'e göre insanları şişmanlatan hamburger türü yiyecekler de­ğil, diyetler. Yani tıp dünyasının niyeti şişmanlık sorununu çözmek değil, aksine yaygınlaştırmak, hatta sorun yaratmak. Tunçer, "Yağ pazarı olarak adlandır­dığını diyet endüstrisinin in­sanlarda yapmak islediği bi­rinci şey kilo korkusunu yer­leştirmek. Yani 'Eyvah kilo alıyorum' korkusuna kapıldı­ğınız an, kilo almaya başlarsı­nız. İnsanlarda bu korkuyu yerleştirmek için durmadan estetik, sağlık hatta ahlaki kri­terler kullanılıyor. Şişman insan, diyet tuzağına düşürülmüş insandır. Sadece vücudun ihtiyacını bilmeden yemek yi­yen, zayıflama diyetleri, zayıflama ilaç­ları, light ürünler, mezoterapi-bioenerji, hipnoz gibi vücudun doğal mekanizmasını bozan yöntemlerin tuzağına düşen in­sanlar şişmanlar. Vücudun doğal kontrol mekanizmaları olduğu ve ağırlık, kilo dengeleme yeteneğine sahip olduğumuzu unutturuyorlar insanlara. O yeteneği ellerinden kaybediyorlar insanlar diyet yaparak" diyor.

Peki, nasıl zayıflayacağız? Diyet yapmadan, boğazımızı kısıtlamadan na­sıl kilo verilebilir?

"Yemek yemeyi öğrenerek. Yani açken yiyip, doyunca durmalısınız. Vücu­dun acıkma, doyma ve tok­luk sinyallerini dikkate alırsanız, vücut fazla kiloları, ihti­yacı olmadığı için kendiliğinden atıyor. Vücut kalori hesabını doğal bir şekilde kendi yapıyor. Bu he­sabı siz dışarıdan diyetlerle yaparsanız, bu doğal mckanizmayı bozuyorsunuz. Bu mekanizma bozulunca da şişmanlarsınız, işte bu yüzden diyet yapanlar şişmanlıyor. Çünkü vücudun sinyalleri yok edi­liyor. İnsanlar acıkma, doyma ve tokluk hissini unutuyorlar. Dolayı­sıyla acıkmadan yiyerek şişmanlı­yorlar" diyor Dr. Tunçer.

Peki acıkma, doyma ve tokluk hissi nasıl tekrar öğrenilebilir?

"Zayıf­lama Diyetleri Çöpe" adlı kitabında acık­ma ve doyma alıştırmalarından da söz eden Tunçer, acıkma hissinin 3 günde, doyma hissinin ise en geç 15 gün içinde öğrenilebileccğini söylüyor. Yani fazla ki­lolardan kurtulmak için, "midenin sesini" dinlemek şart. Tunçer, "Bu işin çözümü, beynin 'palavralardan' ve şişmanlama korkusundan mutlaka arındırılması, acık­ma, doyma ve tokluk hissinin ise farkına varılması. Bu sinyalleri dikkate alan kilo sorununu çözcr. Ama bu çözüm gıda ve diyet endüstrisinin hoşuna gitmiyor. Çün­kü sadece Amerika'da l milyar dolarlık kazançları ortadan kalkmış olur. Amaçları kilo sorunlarını çözmek değil. Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bile 'tokken yiyin' di­yor kitabında. Hemen hemen bütün diyet­çiler tokken yemeyi öneriyorlar. Eğer tok­ken yemek yemeye başlarsamz, acıktığınızı nasıl anlayacaksınız? Eğer tokken yerseniz, enerji depolanır. Acıkma sinyal­lerini de yok etmiş olursunuz" diyor.

Diyetin iyisi, kötüsü, hatta bilimseli olmadığından söz ediyor Tunçer. Çünkü enerji kısıtlamasıyla vücuda zayıflama "dayatılıyorsa" hepsi kötüdür. "Bugün sağlıklı, dengeli, bilinçli, bilimsel adlarıy­la pazarlanan diyetler, insanların ruh ve beden sağlığına uçuk diyetlerden çok da­ha zararlı. Uçuk diyeti insan bir kere yapı­yor ve yapamadığı zaman bırakıyor. Oysa 'bilimsel' diye pazarlananlarda bunun sağlıklı olduğuna inanıyor, işte bu çok da­ha kötü. Diyetlerin hiçbiri bilimsel değil. Gazetelerde size bir diyet reçetesi veren bir profesör de olsa, bu reçeteler bilimsel olamaz. Herkes bilimsel bir araştırma çı­karıyor verdikleri diyetle ilgili ve bu araş­tırmaların hiçbiri birbirine uymuyor. Araştırma bulmaya kalktığınızda örneğin domatesin zayıflattığını da şişmanlattığını da ispatladığını iddia eden her türlü araş­tırmayı internctte bulursunuz. Herkes ken­di ihtiyacına göre araştırmayı buluyor ve insanlara sunuyor" diyor Tunçer.

Diyet yapan şişmanlar

"Dünyada zayıflama diyetine başlayan her 20 kişiden 19'u bir süre sonra mutlaka şişmanlayacak. İstatistikler ve göz­lemler böyle söylüyor. Farklı bir diyete başladığınızda bir şey değişmi­yor. Mantık aynı. Sadece ambalaj değişi­yor. Diyetlerin yüzde 99'u şişmanlatıyor. Di­yetler kalıcı zayıflama sağlamıyor. Sağla­dığını iddia eden varsa çıksın konuşsun. Bir diyetin beş yıl sonra da aynı kiloların korunmasını sağladığı ispat edilmiş tek bir çalışma bile yok" diyen Dr. Tunçer'c göre kalıcı bir kiloya sahip olmak için vücudun bir şekilde uyuyan, daha doğrusu diyetler­le uyutulan doğal mekanizmasını uyandırarak, vücudun beslenmeyle ilgili ayarını tekrar kurmak şart. Bu da acıkma, doyma ve tokluk hissini tekrar tanımakla, öğren­mekle oluyor. Aslında buna, doğru zamanda, doğru dozda, yani sadece acıkınca, vücudun ihtiyacı kadar yemek yemek de diyebiliriz. Uzmanlar doğru yemek ye­menin öğrenilebileceğini ve sadece bu şe­kilde zayıflamanın sağlıklı, en önemlisi de kalıcı olduğunu söylüyorlar.

İnsanlara diyet yapmalarını öneren herkese "diyetçi" diyen Dr. Tunçer, "Her besin, vücudun ağırlık dengeleme yetene­ği kullanılarak tüketilse, organizma tarafından ihtiyaç kadar alınır" diyor. Orga­nizma alınan enerjiyi hesaplamayı, denge­yi korumayı ve fazla enerjiyi atmayı çok iyi biliyor. Ama siz bunu bilinçle, kendi kafanızla hesaplamaya dengelemeye kalk­tığınızda her şey çuvallıyor, denge bozu­luyor. Diyete başladığınız an, ya da diyet fikri kafanızda doğduğu andan itibaren, vücuttaki kıtlık sinyalini çaldırıyorsunuz ve vücut kendi doğal mekanizmalarını kullanmak yerine tam aksine kıtlık savun­ma mekanizmalarını kullanmaya başlı­yor, çünkü kıtlığa girildiğini zannediyor. Her şeyi depoluyor. Dolayısıyla beslenme davranış bozuklukları ilk andan itibaren başlıyor. Diyet yapacağım diyen bir insa­nın, diyete başlamadan önce fazla yemeye başlaması bir rastlantı değil. Bu, biyolojik mekanizmaların, organizmanın yaşamda kalma içgüdüsünün kullanmasının bir ifadesi.

Vücudun sesini dinle

Dr. Ozan Tunçer kitabında pek çok önerilere, vücudun sesini dinleyerek za­yıflama yollarına, "Diyetsiz Kalıcı Zayıf­lama Programı"na, diyetlerin maddi ma­nevi zararlarına, insanları nasıl şişmanlattıklarına uzun uzun yer veriyor. Özellikle de kilo alma korkusuna kapılmamanın çok önemli olduğunu vurguluyor. Çünkü günümüzde insanların tamamına yakınında şişmanlama kilo korkusuyla başlıyor. Tunçer, "Bu kişilerde ya birebir kilo kor­kusu oluyor, ya da ailcsinin kilo korkusu oluyor. Diyete başlayan anne-baba, ço­cuklarını şişmanlatıyor. Böyle vakaları maalesef çok gördük. Anne bir sene önce diyete başlamış, çocuğun şişmanlaması bir sene önce başlamış. Bir yıl içinde obez hale gelmiş çok çocuk var. Anne ço­cuğa baskı yapmadığını söylüyor, ancak çocuğa baskı yapması için ona 'yeme' de­meyi gerekmiyor. 3-4 yaşındaki çocuk et­rafta olup bitenleri anlıyor, zayıf olması gerektiğini hissediyor. Az yemesi gerek­tiği fikri bir ycrlerc yerleşiyor. Yememe­ye çalıştıkça da çocukların, kontrolü kay­betmeleri çok daha kolay. Propaganda öyle kötü bir hale geldi ki zayıf insanları da rahat bırakmıyor. 9 yaşın altındaki Ka­nadalı çocuklann %45'i en az l kez za­yıflama diyeti yapmışlar. 18 yaşın altın­dakilerin ise %80'i diyet yapmış. Hala Kanadalılar, Amerikalılar neden şişmanladıklarını düşünüyorlar. İşte nedeni orta­da. 6-7 yaşındaki çücuklara diyet yaptırılırsa, bütün sistemleri altüst edilir ve ömür boyu kilo sorunu yaşamaya mah­kum olurlar" diyor.

Sağlıklı beslenmenin uzman kontrolünde olmasını da çok saçma buluyor Tunçer: "İnsanlar beslenmelerini doktor kontrolünde yönlendiremez. Hastalık var­sa doktor kontrolüne ihtiyaç vardır, Eğer, siz bir kaşığı ağzınıza götürmek için bile doktora, diyetisyene, uzmana ihtiyaç du­yar hale getirildiyseniz o yaşam yaşam olmaktan çıkar. Siz beslenmeyi denetim altına aldığınız sürece, acıkma, doyma, tokluk sinyallerini kullanmıyorsunuz. Organizma da bu denetimi kırmanın yollarını buluyor. O zaman her denetim girişimi kontrol kaybına, her kontrol kaybı da de­netimin artırılmasına yol açıyor, insanlar yokuşa çıkıyor. Kilolar artıyor, ruhsal yapınız çöküyor, 3-5 yıl içinde kilolar fazla­sıyla geri geliyor. Yemek yerken doktor kontrolüne ihtiyaç yok" diyor.

Doyma nasıl öğrenilir?

• Başta kilo korkusundan arının.

• Başlangıçta neler yiyeceğinizi ve miktarlarını tespit edin.

• Mutlaka sevdiğiniz yemeklerden oluşan bir mönüyü kafanızda planlayın.

• Bu yemekten ne kadar zaman sonra tekrar yemeğe ulaşabileceğinizi düşünün ki organizma, o zaman aralığındaki enerji ihtiyacını hesaplayıp sizi durdurabilsin.

• Bütün bunları düşündükten sonra keyifle yemeğe başlayabilirsiniz.

• Bir yemekten diğerine geçerken de bir şeylerin sizi durdurduğunu fark edeceksiniz. Vücut sinyalleri bozulmamış insanlar bir yemekten diğerine geçerken çok sevdikleri bir yemek bile olsa duruyorlar. Örneğin bir antre ve bir de ana yemek varsa, antre ne kadar hoşunuza giderse gitsin, arkadan gelecek olan ana yemeği düşünerek elinizde olmadan yemeyi durduruyorsunuz; vücut sizi durduruyor. "Eğer antreyi abartırsam ana yemeği yiyemem" diyorsunuz. İşte bu bilinçle yemek yenirse kilo alınmaz.

• Kafanızda "Doydum mu?" sorusu oluştuğunda birazcık daha yemeğe devam edin. O zaman da vücut, doymanın ötesine geçildiğinde rahatsızlık uyarısı verir. Sizi bir şey rahatsız ettiğinde doydunuz demektir.

• Asla tokken yemeyin. Acıkmadan başladığınız bir yemekte, doymayı öğrenemezsiniz.

• Doyma hissi en geç 15 gün içinde tam anlamıyla öğrenilir.

Diyetsiz, kalıcı zayıflama programı

• Vücudun bozulmuş olan doğal kalori ayar mekanizması uyandırılmaya ve yeniden işler hale getirilmeye çalışılıyor.

• Hastalara kesinlikle bir beslenme programı veya bir reçete verilmiyor.

• Hasta ilk 1-2 hafta içinde, sevdiği, ancak istediği zaman durabileceği gıdaları tüketiyor. Eğer çikolata yerken kendini tutamıyor ve abartıyorsa, çikolatayı birinci haftalarda yemesi önerilmiyor.

• Vücut kendi mekanizmalarını çalıştırarak, kişinin hiçbir eksiklik, yoksunluk hissetmeden zayıflamasını sağlıyor.

• 1-2 hafta içinde kişinin, acıkma, doyma ve tokluk hislerini tanıması sağlanıyor. Vücudun ayar mekanizması düzeldiği için kişi abartma gereği duymadan, dolayısıyla kilo almadan sevdiği her şeyi yiyebiliyor. Çünkü ne zaman duracağını öğrenmiş oluyor.

• Zamanla vücut "stokladığı" fazla kiloları, fazla enerjiyi, ihtiyacı olmadığı için atmaya başlıyor ve kilo veriliyor.

• Hem fiziksel, hem psikolojik anlamda rahatlama oluyor.

• Diyetsiz zayıflama sağlıklı ve kalıcı oluyor.

Zayıflama diyetlerinin zararları

• Vücudun ihtiyaçları karşılanmadan kilo verdirmeye çalışılıyor.

• Kurallarla yemek yemek öğretildiği için, acıkma ve doyma gibi sinyaller zamanla yok oluyor. Kişi acıkmasa da yemek yiyor.

• İhtiyaçlarının karşılanmadığını fark eden beden, o andan itibaren "kıtlık sendromuna" girip, gerekli kaloriyi alamadığı için gelen enerjiyi stokluyor. Vücutta yağ stoklanması başlıyor.

• Diyetin ilk günlerinden itibaren kişilerin besin arayışı artıyor, aklında kurabiyeler, pastalar dolaşmaya başlıyor.

• Diyet yapan kişi, sürekli gergin oluyor, iç dünyasında çok ciddi psikolojik sorunlar yaşıyor, kendini suçluyor.

• Kilo veremeyen kişi iradesiz olduğunu düşünüyor. Oysa zayıflamanın iradeyle bir ilgisi yok.

• Kilo sorununu saplantı haline getiren, kendini sürekli kısıtlayan bir kişinin bu tutumu hayatın diğer alanlarına da sıçrıyor. Her alanda kendini kısıtlıyor.

• Uygulaması zor olan zayıflama diyetleri, kişilerde utanç ve özgüven eksikliği yaratıyor.


Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 62
Kayıt: 19.10.2006
Mesajlar: 130
blank.gif
 Re:Zayıflama Diyetleri Çöpe
 Per 09 Kas, 2006 13:02
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

LÜTFEN BU YAZIP,ALINTILADIKLARIMI OLAĞANÜSTÜ DİKKATLE OKUYUN!!!!!

SEVGİLİ ARKADAŞLAR,DAHA ÖNCEDE BELİRTMİŞ OLDUĞUMU SANIYORUM,BİRKAÇ SİTEYE DAHA ÜYEYİM VE İZLEYİP ZAMAN ZAMAN YAZMADAYIM.AŞAĞIDAKİ ALINTILARI YAPMIŞ OLDUĞUM SİTE ÇOK AKTİF KATILMADIĞIM SADECE İKİ ELE GELİR YAZI GÖNDERDİĞİM AMA İZLEDİKLERİMDENDİR.
BİR GENÇ ARKADAŞIMIZIN ÖZÜR DİLEYEREK TELÂFFUZ EDİYORUM "MANYAK DİYET" LERDEN BİRİNE BAŞLAMA KARARINI VE SORGUSUNU OKUYUNCA İÇİM "CIZ" ETTİ,DAYANAMAYIP YAZDIM,AŞAĞIDA YAZDIKLARIMI VE DAHA ÖNCE ADINI VERMEYİP SADECE KİTABINDAN "DİYETLERİ SORGULAYAN KİTAP" OLARAK SÖZETTİĞİM YAZARIN -GRUP ÜYESİ OLARAK DAVET EDİLMİŞ- CEVABINI ALINTILIYORUM.İSİM VERMEKLE DOĞRU MU YAPIYORUM EMİN DEĞİLİM,BU YAPTIĞIM HUKUKSAL OLARAK YANLIŞ MI,ONU DA BİLMİYORUM,SADECE BU KONU ARTIK BENİ NEREDEYSE AĞLATACAK,HER ZORDA OLAN ARKADAŞIMIN ACISINI YÜREĞİMİN TÂ İÇİNDE HİSSEDİYOR VE TAŞIYORUM,ONLAR İÇİN BİRŞEY YAPABİLMEK,ZERRE KADAR DA OLSA FAYDALI OLABİLMEK ADINA ZİHİNSEL VE BEDENSEL VERİLERİMİ,OLANAKLARIMI SON LİMİTLERİNE KADAR ZORLUYORUM.
BİR YAZI DAHA VAR,KATILDIĞIMI BELİRTTİĞİM,YAŞAM TARZI DEĞİŞİKLİĞİYLE İLGİLİ OLAN,TAMI TAMINA DOĞRU BULDUĞUM VE ZATEN BEN DE AYNISINI UYGULAMAYA ÇALIŞTIĞIM İÇİN ONU DA ALINTILIYORUM.
HERBİRİNİZ BENİM İÇİN AYRI AYRI ÖNEMLİ VE DEĞERLİSİNİZ..
UMARIM,EN İYİ,EN DOĞRUYU BİRLİKTE BULUP,YAŞAMA DA TAŞIYABİLİRİZ.. ÇOK SEVGİLER.. BAŞAK


SORU, YAZIM VE ALINTILAR:

MAYO KLİNİK DİYETİ
****mrb. arkadaslar ben su an 75 kiloyum denemedigim yöntem kalmadi ..Yarin tekrar diyete basliyorum mayo klinik diyet diye birseyins. bu sefer basaricam.. bu diyet hakkinda bilgisi olan varmi acaba 2 ayda 20 kg verdiriyormus. acaba uygulayan yada sonuç alan varmi..tsk ( BİR ÜYENİN SORUSU)


****INSANLAR KIYAFETLERIYLE KARSILANIR,KISILIKLERIYLE UGURLANIRLAR!... (YAZAR:BAŞAK)

Birkaç kilo fazlasini saplanti haline getirip,üstelik de
aceleci,dengesiz zayiflama yaklasimlarinda çözüm ara
mayalim.Hareket noktamiz ille de egzersiz olsun.
Geçmiste çok kati açlik diyetleriyle-hem de eczaci olmama
ragmen!-kilo verdigimi hatirlarim.Hepsinin de sonu bir sekilde
hastalanarak bitmistir. Bunlar arasinda çok çesitlileri varsa da
en radikal olanlari Tek gidalardir.sadece bir örnek
verecegim.Halen yanilir da bir aklievvel daha uygular
kaygisindayim!..

Su anda gülüyorum inanin ,hesapta acele etmeye çalisirken
aslinda yolumu ne kadar uzatip,isimi ne kadar zorlastirdigimi
düsününce.Insan bazen kendi felaketini de hazirliyor
bilmeden,bilemeden!Yaptigim sey,yogurt ve su tek
gidasiydi.Izin verilen miktar günlük 5 su bardagi iken,hep
ayni gidaya olan isteksizlik nedeniyle 3 su bardagina
düsürmüstüm.Bas dönmelerim,halsizligim ,umurumda bile
degildi.Kilo kaybi bir bilgi ve irade sorunuydu..E,bende ikisi de
vardi..Smile)
Size daha sonra,insallah programimi basariyla tamamladigimda
farkli deneyimlerimden de söz edebilirim,gerek olursa..


Sunu özellikle bilmenizi isterim ki ,bu danstaki partnerinizi iyi
taniyip,adimlarinizi ona göre atin.Karsinizda hiç de
küçümsenmeyecek bir rakibiniz var,diyelim.Dahasi , savas alani
öz bedeniniz.Istatistiklere bir göz atin isterim,simdiye kadar ,bu
hastaliga yakalanip da kalici sifa bulan kaç kisi var?Yeterince
dikkatli bakabilirseniz,hastaligin nüks (tekrarlama) oraninin ne
kadar yüksek oldugunu görebilirsiniz zannederim.SABIR ve DIKKAT
,anahtar kelimeler arkadaslar!.. Bu kosuyu ,uzun soluklu olanlar
götürebilecek..Bu ,100 m., 500 m. kosusu degil,unutmayin ,bu zorlu
bir maraton!!!..
Hastaliga yakalananlari "sabikali" olarak nitelersek,benim
ifademle "sabika kaydi" nin silinebilmesi ya da "dâvâ"nin
zaman asimindan dolayi düsebilmesi için,bana göre, en az "5
yillik" "iyi hâl kâgidi" gerekiyor.

Moralinizi bozmak degil amacim,sadece motivasyonunuzu ve dikkatinizi
yogunlastirabilmek.. ( BU İLETİ BAŞAK'TAN,YANİ BENDEN..ORADAKİ NİCKNAME'İM FARKLI OLDUĞU İÇİN ALINTILAMADIM)



****2 Gönderen: dr ozan t.... - profili göster
Tarih: Ptesi 6 Kasım 2006 17:40

Henüz derecelendirilmemişSınıflama:
seçenekleri göster
Cevapla | Yazara Cevap Ver | İlet | Yazdır | Tek ileti | Aslını göster | Kötüye Kullanımı Bildir | Bu yazarın mesajlarını bul


"Hastaliga yakalananlari "sabikali" olarak nitelersek,benim
ifademle "sabika kaydi" nin silinebilmesi ya da "dâvâ"nin
zaman asimindan dolayi düsebilmesi için,bana göre, en az "5
yillik" "iyi hâl kâgidi" gerekiyor. ", diyorsunuz. Tamamiyla
haklisiniz, aslinda sadece size göre degil, dünya saglik
kriterleri de böyle. Bir zayiflama diyetinin (rakamsal olarak)
basarili olup olmadigi kilo verdirip verdirmedigine, kaç kilo
verdirdigine, hangi hizla kilo kaybi sagladigina göre degil...
diyet baslangicindan bes yil sonra verilmis kilolarin geri gelip
gelmemesine göre degerlendiriliyor. Hevesle, belki de yeni
kesfettigi bir diyeti uygulamakta olanlari, sikintilar pahasina
su anda kilolarini kaybetmekte olanlari moral bozukluguna
düsürecegini tahmin etsem de bir küçük hatirlatma yapmaktan
kendimi alikoyamiyorum: yapilan diyetin türü ne olursa olsun...
diyet yapanlarin yüzde seksenbesi baslangiçta kilo vermeyi
basariyor, ama ne yazik ki daha bir yil geçmeden yüzde elli
vakada, iki yilin sonunda yüzde seksen vakada kilolar geri geliyor.
Daha da üzücüsü en dirençli olanlarda bile kilolar (toplam diyete
koyulanlarin yüzde doksandokuzu oraninda) en geç bes senede geri
geliyor. Üstelik, birçok kaynaga göre yapilan her diyet,
baslangiç kilosuna 1800 gram ekliyor. Ve çok az oranda kilolari
(bes yilda) geri almamayi basaranlarin önemli bir bölümü ya
anoreksik, ya da bulimik oluyor.
Kimseyi üzmek, ya da moral bozmak degil niyetim ancak, dünya bilim
çevrelerinin çok iyi bildigi, diyetlerden para kazananlarin ise
hiç isine gelmeyen gerçekleri hatirlamak yararli olur
düsüncesindeyim...


****1 Gönderen: dr ozan t.... - profili göster
Tarih: Ptesi 6 Kasım 2006 18:37
Henüz derecelendirilmemişSınıflama:
seçenekleri göster
Cevapla | Yazara Cevap Ver | İlet | Yazdır | Tek ileti | Aslını göster | Kötüye Kullanımı Bildir | Bu yazarın mesajlarını bul


Beni tanıyanlar, ya da kitaplarımla, yazılarımla karşılaşanlar
bilirler: istisnasız tüm zayıflama diyetlerinin insanları
şişmanlattığı ve hasta ettiği kanaatindeyim, ve bunun sadece
basit bir inanış olmadığını, dünyadaki tüm bilimsel kanıtları
ile gözler önüne sermek için senelerdir uğraş veriyor, kendi
mütevazı imkanlarımla insanların diyet tuzaklarına düşmeden
gözlerini açıp, olup bitenleri, ve diyete koyulduklarında
başlarına gelecekleri anlamalarına dilim, kalemim döndüğünce
katkıda bulunmaya çalışıyorum. Kilo sorunlarınının ancak ve
ancak diyetsiz, dayatmasız... beslenme duyumları, sofra kültürü,
yemek zevki gibi noktalardan hareket eden ve diyet sarmalının ruhsal
ve bedensel yıkımlarını gözardı etmeyen bir yaklaşımla
çözülebileceğinin bilincinde, elime geçen tüm imkanlarla
sözlerime kulak verme nezaketini gösterenleri uyarmaya devam
ediyorum.
Tahmin ederim ki, yukarıdaki satırlar, doğru diyeti bulup,
kilolarını verme kararlılığı ile bu grubun çatısı altında
"kader birliği" yapan, bibirlerine destek olmaya çalışanlardan
bazılarını biraz üzebilir. Kibarca davet edildiğim ve sevinçle
üyeleri arasına katıldığım grup bünyesinde oyun bozanlık yapmak
niyetinde hiç değilim. İşte bu nedenle sadece bazı
"aşırılıklar" konusunda sizleri uyarmak, bazı hatırlatmalarda
bulunmak cüretinde bulunursam beni hoş göreceğinizi sanıyorum.
Hızlı kilo verdiren diyetlerin bedene ve psikolojiye zararlarından
bahseden yazılar, gazete başlıkları dikkatlerinizden kaçmış
olamaz. Hızlı kilo kaybı niyetiyle yapılan diyetler bazen kısa
vadede ama mutlaka orta ve uzun vadede kalıcı bedensel zararlara yol
açıyor, uzun yıllar işlemek üzere planlanmış "vücut makinesine"
kısa sürede ağır darbeler indiriyor... psikolojik hasarlar ise
işin cabası, ama hızlı diyet sıkıntısını yaşamakta olanların
içerisinde oldukları ağır stres koşullarının sonuçlarını, en
azından tahmin edebileceklerini düşünüyorum.
Ve, hızlı kilo kaybeden bir diyete niyetlenenlere ya da böylesi bir
diyeti yapmakta olanlara basit bir hesap öneriyorum: bedenden bir kilo
yağ kaybı eksi 7000 kalori anlamına geliyor. (1 gram yağ 9 kaloriye
eşittiir, ancak yağ hücresinin içerdiği su da kaybedileceğine
göre, uzmanlar hesaplarını 1 kilo yağ eşiittir 7000 kalori olarak
yaparlar). Günümüz koşullarında bir bayan için (ortalama ve
istatistiki değerler olduğunu unutmayalım) yaklaşık 2000-2200
kalori, bir erkek için (yine ortalama tabii) 2500-2800 kalori günlük
toplam kalori harcaması hesaplandığına göre...
Bir haftada 3-4.. 5 kilo vermek ne anlama gelir. Örneğin haftalık
toplam harcamaları (2000x7=) 14000 kalori olan biri haftada 3 kilo
(7000x3=21000 kalori) kaybedebilir mi? Verdim, ben becerdim, diyenler
acaba gerçekten yağ stoklarını mı azaltmıştır? Yoksa
zayıflayayım, derken bol su kaybedip, üstelik protein stoklarını,
yani kaslarını eriterek... boş yere mi sevinmiştir? Üzerinde biraz
düşünmeye deymez mi?
Daha ilk mesajımda lafı daha fazla uzatmasam iyi olur sanırım.
Hepinize sağlık ve afiyet dolu günler dilerim.


****Re: Hızlı kilo kayıpları Gelen Kutusu
....................(iSMİNİ VERMEDİĞİM BİR BAŞKA ÜYE,BEN GÖRÜŞLERİNE TÜM KALBİMLE KATILIYORUM.BAŞAK)
Diğer seçenekler 09:14 (1½ saat önce)


Hocam verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim. Yazınızı
okudum ve çevremde diyet yapan insanları düşündüm. Hemen hemen
hepsi başlarda kilo verdiler ama daha sonra tıpkı dediğiniz gibi
birkaç sene içinde (bazıları birkaç ay içinde) verdikleri
kiloların tümünü aldılar. Sadece bir arkadaşım gerçekten kilo
vermeyi ve verdiği kiloları geri almamayı başardı. Ona sorduğumda
bana "ben diyet yapmadım, hayat tarzımı değiştirdim" dedi. O
sıralar bencillik yaptığını ve bu "zayıflatan sır diyet"i vermek
istemediğini düşünmüştüm; çünkü diyet yapmadan kilo vermek
olanaklı gibi gelmemişti. Zaman geçti, bu verdiği kiloları geri
almayan arkadaşım hala formunu koruyor. Diğerlerinin ise denemediği
diyet kalmadı sanırım (ben de dahil Smile ) ve hala fazla kilolarından
yakınıyorlar.

Geçen gün kendisi ile tekrar konuştum. Bu konuşmamda kendisinin
bencillik yapmadığını anladım. Söylediği şeyler oldukça
mantıklıydı. Öncelikle kendisine kilo olarak hedef belirlemediğini
söyledi. Evet bir hedefi vardı ama bu hedef "Kilo Vermek" değildi.
Hedefi "Sağlıklı Yaşam" mış. Bunun ne anlama geldiğini kendisine
sordum. Haftada 3 gün spor yapmayı, meyve ve sebze ağırlıklı
beslenmeyi, aşırı yağlı, tuzlu yemeklerden mümkün olduğunca
uzak durmayı gerektiren bir yaşam tarzı olduğunu söyledi. Bunun
dışında hergün en az 1 saat yürüyüş yaptığını söyledi. Bu
yaşam tarzını öyle benimsemiş ki bu 1 saatlik yürüyüşlerin
artık kendisine stres attırdığını bile söyledi. Kendisine ne
kadar sürede kilo verdiğini sordum. Bana 8 ayda 16 kilo verdim demez
mi! Çok uzun bir süre değil mi bu dedim. Sonra bana "Ne yani sen 2-3
sene boyunca aldığın kilolardan 1-2 ayda kurtulabileceğini mi
sanıyorsun" dedi! Sonra düşündüm, ben senelerdir hep fazla
kilolarımdan kurtulmak için "Hızlı" diyet programları
uyguluyordum. Ben kendimi bildim bileli hep diyet yapıyordum ama
hiçbir zaman ideal kiloma ulaşamadım. Ne zaman kilo versem daha
sonra hep bu verdiğin kiloları geri alıyordum. Sonra aslında bu 8
ayın çok da uzun bir süre olmadığını anladım. Pazartesi (yani
dün) ben de kendime "Sağlıklı Yaşam"ı hedef olarak belirledim.
Bundan sonra yağlı ve tuzlu yiyeceklerden uzak duracağım. 1
tabaktan biraz az yemek yiyeceğim. "Abur cubur" yiyeceklerden uzak
duracağım. Canım atıştırmak istediğinde meyve yiyeceğim.
Kendime bir çift ağırlık almayı ve bu ağırlıklarla haftada 3
gün evde çalışmayı düşünüyorum. Günlük 1 saatlik
yürüyüşlere de başladım. Umarım başarılı olurum...

Tarih: 11/7 3:42:51


Yeni Üye
Yeni Üye
 
Yaş: 48
Kayıt: 07.03.2009
Mesajlar: 4
blank.gif
 (Başlık yok)
 Cmt 07 Mar, 2009 13:29
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

başak bu mesajın üstünen 15 ay zaman geçmiş ve şimdi merak ediyorum.durumun nedir.


Üye
Üye
 
Yaş: 56
Kayıt: 10.10.2007
Mesajlar: 39
blank.gif
 (Başlık yok)
 Per 12 Mar, 2009 09:59
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

evet bende merak ettim simdi
www.sendezayifla.com


  « Önceki başlıkArkadaşına Haber VerBu konuya bakan kullanıcıları listeleDosya olarak kaydetPrintable versionSonraki başlık »

   

Bu konuya bakanlar:0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 0 Misafir

Çevrimiçi olanlar: Yok

 Forum Seçin:   


Couldn't update banners data

DEBUG MODE

SQL Error : 1264 Out of range value for column 'banner_view' at row 1

UPDATE phpbb_banner SET banner_view=banner_view+1 where banner_id IN ( 1, 2, 3, 4, 5)

Line : 34
File : page_tail.php
 


Telif Hakkı CC, Diyet Kardeşliği. Bazı Hakları Saklıdır.
Telif Hakkı © 2006, 2020. Diyet Kardeşliği orijinal fikri Elif Sami'ye aittir.