Cevap Gönder  

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 40
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 147
Şehir: Tekirdağ
turkey.gif
 Türk Kası
 Pzr 25 Haz, 2006 21:13
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Sevgili Arkadaşlar...

Uzun süredir uğramadığım eski blogumu tarihin derinliklerine gömme arzusu içindeyken en azından yazdıklarım yitip gitmesin diye buraya aktarmayı düşündüm...

Hezarfen demiş ki:

Merhaba...

Bugün aramızda yaklaşık 45 kiloluk bir fark olan sevgilimin ve pantlonlarımın zorlamalarına boyun eğip diyet yapmaya başladım. Diyet ile olan tek ilgimin ölüm ile sonuçlanan bir haftalık salata kürü olmasını tamamen göz ardı ederek baskülün huzuruna çıkıyorum. Artık 7 Aralık 2005 Çarşamba günü diyete başlayan 182 Cm boy ve 88 Kg ağırlığa sahip "kaslı" bir Türk Erkeğiyim. Aslında diyet dediğim şey de öğün başına yediğim 1 ekmeği azaltıp yarım ekmek yapmaktan ibaret... Hedefim ilk aşamada 4 kg vermek. Ama niçin böyle bir oranda karar kıldığımı kesinlikle bilmiyorum. Bunun için önüme bir süre de koymuyorum. Eğer bu iş çok da zor olmazsa devam etmeyi de düşünüyorum. Genel olarak bir hedefim yok. Zaten bunun sonu da yok.

1. Gün
-------
Sabah kahvaltısında bol sucuklu ve kaşarlı, yağlı, yarım ekmeklik tostumuz ile güne başlıyoruz. Yanında bir bardak çay ve bir bardak da kola... Öğlene kadar bir bardak nescafe. Şimdiye kadar yaptıklarımızın diyetle pek alakası yok galiba. Öğle yemeğinde "Altın Vuruş"u gerçekleştiriyorum. 1 paket Ülker Mavi-Yeşil Elmalı bisküvi, yeme süresi yaklaşık yarım saat. Arkadaşlarıma bıkkınlık geldiği bir anda elimde kalan son bisküvimi kaparak kaçan Kronik Tombik arkadaşlarımdan biri bisküvinin lezzetine dayanamayarak diyet yapmaya karar verdi. Bir kaç dakika sonra bu arkadaşı elinde 3 paket bisküvi ile görmek yaptığım diyeti sorgulamama sebep olsa da, hala çantamda duran Brownie'nin hasretiyle akşam yemeğini beklemeye koyuldum...

Bu arada bugün fark ettim ki etrafımızda aslında ne kadar da fazla diyet yapan insan varmış...

Akşam yemeğini de "yarım ekmek" felsefesi ile noktaladım. Bu arada hiç yemediğim kadar salata ve yoğurt yediğimi, ve bayağı bir su tükettiğimi fark ettim. 1 kase "keyfi yerinde" çorbası, bir kaç küçük zararsız köfte ve tatlı olarak da "ya şundadır ya bunda"...

Planlarım arasında gecenin ilerleyen saatlerinde bir fincan vanilya çayı ve 1 fincan da sütlü nescafe bulunduğunu söylemek isterim... Sanki diyete başlamadan önce daha az yiyiormuşum gibi hissediyorum...

Çarşamba, Aralık 07, 2005


Hezarfen demiş ki:

II. Gün

Bu sabah iyice benimsemeye başladığım yarım ekmeğimle haşır neşir olurken fark ettim ki yediğim her şey itinayla boğazıma diziliyor... Bu öyle bir psikolojik savaş ki sanırım beyinim yarım ekmek yememe bile müsade etmeyecek. Bu düşüncelerle başladığım II. Diyet Günümde hayata dair yeni şeyler öğrenmeye başladım bile...

Bunlardan ilki: Diet kola adı verilen bir tür meşrubat. İlginç bir şekilde bildiğimiz, normal kolaya benziyor ama sadece benziyor... Bir diğeri de, yapılan istatistikler, "Diyetisyen" meslek grubundaki insanların, kilo vermesine yardımcı oldukları insanlardan genellikle daha kilolu olduklarını göstermiş. Sanırım bundaki en büyük etken, verdikleri diyet listelerine inanmaları ve bunu uygulamaları. Bugün elime geçen bir diyet listesi karşısında ağzım bir karış açık kaldı diyebilirim. "Diyetisyen insanı" bir öğüne iki çeşit çorbayı ve yanında muhtelif gıdaları sığdırabilmiş olmasıyla eminim övünüyordur. Hafif hafif diyet bisküvimi kemirirken, yağsız çorba hayaliyle o lokanta senin bu lokanta benim sürüklenen arkadaşımın aç kalacağını anlamasına sayılı dakikaları vardı...

Bugün neredeyse hiçbir şey yememiş olmanın etkisiyle akşam yemeğini erken sayılabilecek bir saatte yedim. Fakat gün boyunca çektiğim "özenti krizleri"min etkisiyle "makarna" adı verilen ilginç bir yiyecekle tanıştım. Telefonda beni özendiren sevgilime inat, yıllar sonra yumurta bile yedim. Bir koca tabak salata ve bir kase yoğurdu da belirtmeden geçemeyeceğim...

Diyet düşüncelerine yoğunlaştıkça fark ettim ki bu konunun ana felsefelerinden biri sağlıklı yiyecekler tüketmek sanırım. Bu psikolojinin içine girdikçe yediğim besinlerin "ağır kolestrol" ve "kalp çarpıntısı" gibi tutkulardan uzaklaşıp salatalık ve domates boyutuna kaydığını da söylemeliyim.

Son olarak günün anlam ve önemine binaen bir göz attığım baskül "88" sayısı üzerinde bana el sallıyordu...

Perşembe, Aralık 08, 2005


Hezarfen demiş ki:

III. Gün

Hayatı boyunca gün içinde bile kilosunda büyük sapmalar olabilen ben, üç gündür 88 kilograma takılıp kaldım. Sebebini anlamakta ne kadar güçlük çeksem de olumsuz düşüncelerimin azmimi kırmasına izin vermeyeceğim. Azim konusuna da fazla değinmek istemiyorum aslında. Açıkçası çok fazla bir gayret sarf ettiğim de söylenemez. Ama şunu çok iyi biliyorum ki her saniye beynimin kıvrımlarında bir "diyet" düşüncesi gidip geliyor.

Bugün diyet ürünlerinin fiyatlarına dikkatinizi çekmek istiyorum aslında. Ülker Mavi-Yeşil Elmalı bisküviden sıkıldığım bir anda denemeye yeltendiğim kalorisi %33 oranında azaltılmış "kekimsi" 50 kuruşluk fiyatıyla yüzümde ilginç bir tebessüm oluşturuverdi. Diğer ürünleri incelediğimde de, ürünlerde "light olmayanlarına" oranla neredeyse iki katı bir fiyatlandırma politikası yürütüldüğü aşikardı.

Dünyanın en güzel yiyeceklerinden biri olan "Brownie" bile 35 kuruşluk bir fiyata sahipken "kara kuru" bu kekin bu fiyatla müşteri bulamayacağını düşünüyordum. Tabi midemdeki veryansınlara dayanamayarak denemeye karar verdim. Marketin dışına attığım bir kaç adımdan sonra dikkatimi çeken ürünün son kullanma tarihi de "müşteri" konusunda beni haklı çıkarıyordu. Açılışının üzerinden yaklaşık iki ay geçmiş olan şehrimizin yeni süper-hiper marketinden aldığım bu ürünün son kullanma tarihinin de yaklaşık aynı günlere tekabül ettiğini fark etmek bende derin üzüntülere sebep oldu. Bu duygu ve düşünceler altında nemli bir bakış çaktığım kekimle vedalaştım. Az kalsın yüzbinlerce "diyet şehidi"nden biri olabilirdim..

Tüm olumsuzluklara rağmen kararlıyım. Beni bu konuda destekleyen unsurlardan biri de bağırsaklarım oldu. Kendisiyle bir iki gündür çok iyi geçinmeye başladık. Ben de kendisini bir kaç kutu Activia ile ödüllendirmeyi düşünüyorum...

Tüm bunların dışında tüm "Diyet Kardeşliği" üyelerine de aralarına katıldığım bu kısa sürede bana olan desteklerinden ötürü teşekkürü bir borç bilirim. Eh ne demiş Hoca Nasrettin. "Bıragın efenim diyetisyeni, siz bana damdan düşen birini getirin"...

Cuma, Aralık 09, 2005


Hezarfen demiş ki:

IV. Gün

Bugün 1 kg vermiş olmanın huzuruyla IV. günüme kısa bir bakış atmak istiyorum. Bugün tatil günü... E tabi diyetmizin de hakkı değil mi tatil. Değilmiş, anladım... İstsem de fazla yiyemiyorum galiba artık. Ama küçük bir sorunum var, sürekli olarak bünyemde bir açlık hissi... Eğer birden "yeter ulen" nidalarıyla mutfağa dalarsam, ne diyet kalacak ortada ne de sağlıklı yaşam projelerim.

Diyetim süresince annem de yemek alanındaki profesyonelliğini konuşturmaya başladı. Kadıncağız oğluna bütün gün sucuklu-kaşarlı tost yapmaktan neredeyse yemek yapmayı unutmuş, bir büfeci edasıyla salınır olmuştu. Neyse ki artık çok ilginç salatalar ve soslar soframızı süslüyor. Buradan tabi Ender Saraç beyefendiye de teşekkürü bir borç biliriz. En azından yazdığı şeyler sonunda bizim evde de uygulanabiliyor...

Bugün evden dışarı çıkmadığım için diyete başladığım günden beri çantamda biriken mavi-yeşil ürünlerini atıştırdım. Açıkçası 4 günde "diyet deprem çantası"na dönmüştü... Hergün fazla fazla alıp, bir de uzun uzun kalori hesapları neticesinde yememeye karar verdiğim ürünler stoğunu bugün güzelce tükettim.

Yalnız bazı şeylerden, yapmak zorunda olduğumu düşünüp yaptığım için nefret etmeye başladım. Bunların başında da vanilya çayı geliyor. Normalde mütemadiyen tükettiğim bir içecek olmasına rağmen diyet düşüncesiyle almaya başladığım dünden beri pek de hoşuma gitmemeye başladı.

Eminim ki bu uğraşlarım sonucunda adımı Başaranlar listesine altın harflerle kazıyacağım.

Pazartesi günü psikiyatriste gitmeyi düşünüyorum. Tabi diyetle ilgili bir durum değil, sırf merak ettiğim için... Şu anda da psikiyatrist huzurunda okumak için "obsesif kompülsif" listemi hazırlıyorum Smile Bunu da çok yakında sizlerle paylaşacağım. Korku filmi senaryolarında kullanılması için insanlığa armağan edeceğim...

Cumartesi, Aralık 10, 2005


Hezarfen demiş ki:

V. Gün

Adım adım ilerliyorum. Bugün "diyet yapan 41 kiloluk liseli kızlar" gibi yarım kilo vermiş olarak güne başladım. Ve artık böylesine küsürat sayılabilecek değişimlerden bile zevk alan bir bünyeye sahibim. Bugün biraz da tatil olmasının etkisiyle güzel bir yürüyüş yaptım. Bu sayede "oturulmaktan" iki büklüm kalmış pc sandalyem de rahat bir nefes aldı. Kendisi obsesif eğilimler göstermeye başladığım günden beri en yakın dostum oldu. Bu konuyla ilgili biraz bilgisi olanlar bilirler ki obsesif kimseler etrafındaki kimselere zarar verebilecekleri düşüncesiyle istemeden de olsa kompulsif korunma mekanizmaları oluştururlar. Ben de bu durumda insanlardan uzaklaşmayı tercih ediyorum çoğu zaman. Pc bu yalnızlığında insanın en büyük yardımcısı. Ama sorun burada kendini gösteriyor. Gün boyu hareketsiz kalan vücut bir süre sonra yağ bağlamaya başlıyor Smile

Bugün artık daha fazla yediğimi 0 hata payıyla tesbit ettim. Eskiden bir iki küçük tost ile yaptığım sabah kahvaltıları artık bir iki küçük tost, bir tabak karışık salat, bir kase yoğurt, haşlanmış yumurta ve haşlanmış patatese dönüştü. Sanırım bir an önce eski halini almazsa diyet yaparak 100 kilo olan ilk insan olacağım.

Diyetimin 1. haftası yaklaşırken umudum bu 1. hafta sonunda en azından 2,5 - 3 kg verebilmiş olmak. Zor mu? Tabi ki hayır...

Pazar, Aralık 11, 2005


Hezarfen demiş ki:

VI. Gün

Bugün 4 sayfalık bir listeyle kendimi kapısında bulduğum yeni psikiyatristim, (ki uzun bir süre görüşeceğimiz için hemen samimiyeti kurduk:) daha listemin 5. maddesinde dayanamayarak tek bir "kazık formundaki" ilaci reçeteleyip bana uzattı. "Bu mudur yani" bakışlarımın altında 15 gün sonra tekrar gelmemi tembihledi.

Eczanede ilacımı almaya çalışırken "Pfizer amcayı"da bu ileri görüşlülüğünden dolayı kutlamayı ihmal etmedim. Adettendir deyip kemirmeye başladığım prospektüs çok ilginç anekdotlar içeriyordu. Bunlardan bir tanesi advers etkiler bölümündeki kilo ile ilgili problem... Prospektüs "kilo verme!" gibi bir yan! etkiyle başlayıp, son cümleyi kilo alma ile bitiriyordu. Neyse dedik yuttuk ilacımızı, yaklaşık 12 saattir midem bulanıyor bu yüzden.

Bu sayede bugün yediğim, yemediğim burnumdan geldi sayılır... Ben de fırsattan istifade yemeyi biraz daha azalttım.

Bugün yine aynı kiloyu işaret ediyordu baskül, ama sanırım yarın 1 kilo daha verdiğimi duyurabileceğim size...

Pazartesi, Aralık 12, 2005


Hezarfen demiş ki:

İştahsızlık İlacı...

Bugün kilomda bir değişiklik olmadığı için kendime ceza veriyorum. Bugün yazmayacağım. Şimdilik yalnızca ortaya bir laf atacağım.

Bilirsiniz bir çok ilacın böyle bir yan etkisi var, peki bu üstün insanlar etkisi doğrudan iştahsızlık olan bir ilaç yapmamışlar mı var da bizim mi haberimiz yok acaba...

Salı, Aralık 13, 2005


Hezarfen demiş ki:

88 - 3 = 85!

Hmm XI. günde 3 kilo vermiş bulunuyorum. İşin güzel yanı kilomun devamlı aşağı seyir izlemesi. Yalnız bu aşağıdaki fotoları çekmek çok zor oluyor Smile
Image
Cumartesi, Aralık 17, 2005


Hezarfen demiş ki:

XIV. Gün

Bugün 84 imini gördüğüm baskülüm, bana ilk 4 kilomu verdiğimi haber ediyordu. 14 gün ve 4 kilo iyi bir oran gibi gözüktü bir an için gözüme, ama şöyle bir durum var: bir 14 günde daha 4 kilo verirsem 1 ayda toplam 8 kilo vermiş olacağım... Peki bu normal birşey mi? Gerçekten merak ediyorum...

Salı, Aralık 20, 2005

_________________
hezarfen(@)hafifhayat.com

griÇevrimdışı
Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 43
Kayıt: 31.05.2006
Mesajlar: 106
Şehir: tokat
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Pzr 25 Haz, 2006 23:06
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

hezarfen diyet olayı bitti diyorsun yani Smile

_________________
Hominem te memento

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 40
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 147
Şehir: Tekirdağ
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Pzr 25 Haz, 2006 23:56
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Şimdilerde yeniden 90 civarında geziniyorum... Sürekli bilgisayar başında oturmak direkt göbekte gösteriyor etkisini Smile Bugün yarın yeni bir diyete başlarım herhalde...

_________________
hezarfen(@)hafifhayat.com

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Pts 26 Haz, 2006 00:22
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Tehlike çanları çalıyor!
Hezarfen,
admin böyle olursa üye kardeş ne yapmaz?
Dikkat edelim lütfen!

_________________
[email protected]

  « Önceki başlıkArkadaşına Haber VerBu konuya bakan kullanıcıları listeleDosya olarak kaydetPrintable versionSonraki başlık »

   

Bu konuya bakanlar:0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 0 Misafir

Çevrimiçi olanlar: Yok

 Forum Seçin:   

Telif Hakkı CC, Diyet Kardeşliği. Bazı Hakları Saklıdır.
Telif Hakkı © 2006, 2020. Diyet Kardeşliği orijinal fikri Elif Sami'ye aittir.