Cevap Gönder  

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 Kış Meyveleri
 Cum 10 Kas, 2006 08:53
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Portakal, mandalina , nar, ayva....
Üsttekiler ve diğerlerini bol bol yemenin tam zamanı. Vakitsiz bir meyve kadar tatsız, mevsiminde yetişmiş bir meyve kadar tatlı çok az şey var şu hayatta.
Kış meyvelerine ilişkin öneri ve bilgilerinizi bu başlık altına yazarsanız sevinirim.


Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 08:23
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

PORTAKAL

Sıcacık turuncu rengi, parlak kabuğu ve yuvarlak formuyla gerçek bir güneşi andıran portakal, kış aylarının vazgeçilmez ve en bilindik meyvesidir. Bugün elmadan sonra dünyanın en çok tüketilen meyvesi olan portakal, asırlar boyu az bulunan bu nedenle lüks lezzetler arasında yer almıştır. Hastalara şifa niyetine yedirilmiş, sofra dekorasyonunda kullanılmış, armağan olarak verilmiştir.
İlk çağların "altın elma"sı portakal, türüne göre az ya da çok kalın ve içi keseceklerle dolu beyaz kabukla kaplı, etli, sulu, tatlı bir meyvedir.

"Navel portakal, çekirdekli veya hemen hemen çekirdeksiz sarı portakal, kan portakalı, ekşi olmayan portakal olmak üzere başlıca dört gruba ayrılır."

Özel kokulu bir yağ içeren ve turunçgiller ailesinden kabul edilen bu meyvenin anavatanı Çin'dir. Daha sonra başta İspanya ve tüm Akdeniz ülkelerinde, Güney Afrika ve Amerika gibi sıcak bölgelerde üretilmeye başlanmıştır. Portakalın yafa ( şamutu ), washington navel portakalı, ince kabuklu, karın kısmı geniş meme portakalı, valensiya gibi türleri Türkiye'de Akdeniz bölgesinde özellikle Antalya ve İçel'de yetiştirilmektedir.

Portakal, besin değeri yönünden zengin ve sevilen bir meyvedir. Önemli bir askorbit asit kaynağıdır. Vitamin özellikle C vitamini yönünden oldukça zengin olan portakal, soğuk algınlıklarında, nezle ve griplerde birebirdir. Genelde kabukları soyularak yenilen portakalın suyu da kendisi kadar yaygın tüketilir. Doğal haliyle içildiği gibi alkollü ve alkolsüz kokteyllerde de kullanılan meyve sularından biridir. Çok sayıda keseciklerle dolu olan kabuğundan parfüm, şeker sanayilerinde yararlanılır, serinletici içitlerin yapımında uçucu yağları çıkarılır.



alıntı

_________________
[email protected]

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 08:28
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

ELMA

İçinde birçok vitamin ve mineral bulunduran elma, vücudun mahrum bırakılmaması gereken bir meyve.

Kökeni Doğu Avrupa olan elmada sindirilebilir şeker, bedenin dengesi için çok gerekli enzimler, temel asitler ve potasyum, sodyum, kalsiyum, fosfor gibi madenler bulunur.
Diyetler için de mükemmel bir seçenek...
Ortalama hemen hemen herkesin severek yediği elmanın faydaları saymakla bitmiyor. Çağın belalı hastalığı kanserden, kolesterole kadar birçok hastalığın gerek riskini azaltmada gerekse önlemede önemli rol üstleniyor.
Öğle yemeğinden önce yendiğinde ya da kabuğuyla pişirildiğinde bağırsakları çalıştırır ve yumuşatır, kabızlığı önler. İçindeki petkin maddesi zararlı kolesterolü (LDL)'yi düşürürken, faydalı kolesterol (HDL) oranını yükseltir. Dalağın kan yapmasını sağlar. Çalışırken devamlı olarak oturanlar ve fazla kilolular için çok faydalıdır.
Bünyesindeki C vitamini sayesinde bağışıklık sistemi güçlenir.
Nefesi rahatlatır. Yapılan bazı araştırmalar, elma yiyenlerin daha kolay nefes aldığını göstermektedir.
Gastritten kaynaklanan yanmaları hafifletir.
Elma kürü, gut, böbrek, mesane hastalıkları ve hemoroit tedavisinde de işe yarar.
Sabah aç karna yendiğinde kanı temizler ve toksinleri atmayı sağlar.
Isırarak yenirse, dişleri temizler ve diş etlerini güçlendirir.
Uykudan önce yenirse rahatlatır ve kolay uyumayı sağlar.
Yeşil, hafif ekşi olanları mide bulantılarını önler.
Düşük kalorili (50 kalori) olduğu için şişmanlığı önler, kan şekeri düzeyini ve yüksek tansiyonu olumlu bir şekilde etkiler.
Ortasına biraz marmelat ekleyip fırında pişirildiğinde, rejim yapanların tatlı yeme isteğini giderir.

Alıntı

_________________
[email protected]

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 08:34
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

AYVA

Sonbaharda olgunlaşan ayva, sağlık ve güzellik için son derece yararlı bir meyve. Çekirdeğinden kabuğundaki tüylere kadar...

Akdeniz ve Asya ülkelerinin en eski meyvelerinden biri olan ayva gülgiller familyasından gelir. Anavatanı Kuzey İran, Kafkasya ve Anadolu olan ayva, sarı renkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe ve ufak çekirdekli bir meyvedir. Mayıs ile Haziran aylarında çiçek açar, meyvası Eylül ve Ekim aylarında toplanır.

Protein, karbonhidrat, kalsiyum, demir, fosfor, potasyum, sodyum ve C vitamini içerdiğinden vücut için birçok faydası bulunur. Pektin ve tanen gibi maddeler ihtiva eder. İçerdiği yüksek pektinden dolayı ayvadan reçel, pelte ve şekerleme yapılır. Yüksek tansiyonu olan ve kabızlık çeken kişiler tarafından tüketilmesi önerilmez. Düşük kalorili meyvalar sınıfındadır.(100 gramı 33 kalori) Çekirdekleri, parfüm ve ilaç sektöründe kullanılır.

Eski Yunanlılarca hamurla kaplanıp içine bal doldurularak tüketildiği bilinen ayva, doğu uygarlıklarında ise tuzlanarak, özellikle dolma içlerinde kullanılır. Av etlerinin yanında garnitür olarak da tercih edilebilir.



Ne işe yarar?

~Mide ve bağırsakları kuvvetlendirici özelliktedir ve incebağırsak iltihabını giderir.

~ Kanı temizler.

~Karaciğer tembelliğini giderir.

~Safra akışını sağlar.

~Çarpıntıyı dindirir.

~Kadınlarda görülen beyaz akıntıyı keser.

~Bronşit ve öksürükte faydalıdır.

~İshali durdurur.

~Ateş düşürücüdür.

~Strese karşı etkilidir.

~ Kurutulmuş ayvanın suda bekletilmesiyle elde edilen sıvıyla yapılan gargara, boğaz iltihabını giderici özelliğe sahiptir.

~Tüylü yüzeyinin halk arasında "kan dindirici" olarak uzun yıllar kullanıldığı biliniyor.

~Tohumlarının suda kaynatılmasıyla elde edilen merhem derinin yumuşacık olmasını sağlar. Egzama ve yanık tedavisinde kullanılır.

Alıntı

_________________
[email protected]

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 08:38
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

NAR

Nargiller familyasından; Akdeniz bölgesinden Japonya'ya kadar yabani olarak yetişen canlı kırmızı çiçekli, dört köşe dallı, hafifçe dikenli bir ağaççıktır. Yaprak kenarı ve sapı kırmızımtraktır. Çiçekleri parlak kırmızıdır. Meyvesi portakal büyüklüğünde, esmer kırmızı renkli, çok tohumludur. Yenen kısmı, tohumlarının etli ve bol usareli kısmıdır. Ağacın gövde, kök ve dal kabukları; nişasta, mannit, reçineli maddeler, asitler, tanen, punicin ve olkoloidler taşır. Nar kabuğundan yapılan ilaçlar tenya düşürmek için kullanılır.
Nar, şifalı bitkiler literatüründe yer alır. Genellikle besleyici ve tedavi edici ilaç ve panzehir olarak ağız yoluyla çeşitli karışımlarla birlikte yenilir ve içilir, haricen de merhem olarak kullanır. Onun sadece meyvesi değil, çiçeği, çekirdekleri, suyu ve kabukları da çeşitli karışımlar halinde tıbbi olarak kullanılır. Narın vücudu ve kalbi kuvvetlendirme, ishali kesme, şerit düşürme, burun poliplerine faydalı olma gibi yararları bulunmaktadır. Ancak içerdiği bazı kimyevi maddeler yüzünden mide ve bağırsak hastalığı olanların, küçük çocukların ve hamilelerin fazla kullanmamaları tavsiye edilir.
Tatlı nar midede çabuk çözüldüğü için hazmı kolaydır. Ancak zaman zaman midede şişkinlik ve gaz meydana getirdiği için ateşli hastalığı olanlara iyi gelmeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca tatlı nar mideyi kuvvetlendirir, boğaza ve akciğerlere faydalıdır, öksürüğe iyi gelir. Ekşi nar ise mide yanmalarına karşı faydalıdır, diğer narlardan daha fazla idrar söktürür, ishali ve kusmayı keser, karaciğer hararetini söndürür, kabızlığı giderir, kalp ve mide ağzındaki ağrılara iyi gelir.
Suyu zarıyla birlikte çıkarılıp bal ile merhem kıvamına gelinceye kadar pişirilip diş etlerine sürüldüğünde diş eti tahrişine iyi gelir. Dolama / tırnak iltihabı ve cerahatli yaraların tedavisinde nar çekirdeğinin balla birlikte karıştırılarak merhem halinde tatbik edilmesi tavsiye edilir. Nar çiçeği de yaralar için kullanılır.

Narda, kansere karşı koruyucu antioksidanlar bulunuyor. Nar suyundaki antioksidan miktarı, kırmızı şarap, yeşil çay, kızılcık ve portakal suyuna göre 3 kat daha fazla.
1 bardak nar suyu, 2 kadeh kırmızı şarap, 10 bardak yeşil çay ve 4 bardak kızılcık suyu ile aynı seviyede antioksidan madde içeriyor. Narda ayrıca C vitamini, demir ve potasyum var.

~~Florida'da, 6-9 Mart tarihleri arasında yapılan Amerikan Kardiyoloji Koleji toplantısına katılan, Columbia Üniversitesi New York Presbyterian Hastanesi kardiyologlarından Doç. Dr. Özgen Doğan, yapılan son araştırmaların, nar suyunun damar tıkanıklığını önleyici özelliğini ortaya çıkardığını belirtti.
Nar suyunu tablet haline getirme çalışmalarının gündemde olduğunu vurgulayan Doğan, şu bilgileri verdi: "Hayvan deneylerinde, nar suyuyla beslenme sonrasında damar plakları ve tıkanıklıkları yüzde 44 geriledi. İnsanlar üzerinde yapılan bir araştırma ise 2 hafta boyunca günde 50 ml nar suyunun, tansiyonu artıran enzimi yüzde 36 düşürdüğünü gösterdi. Bu sayede tansiyon yüzde 5 düşürüldü."~~


Alıntı

_________________
[email protected]

Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
Yaş: 45
Kayıt: 15.04.2006
Mesajlar: 483
Şehir: İstanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 08:47
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

MANDALİNA

Erkenci türleriyle sonbaharın başlarında piyasaya çıkan ve kış ortasında son turfandaları yenilen mis kokulu, hoş tatlı mandalina meyvesini veren Mandalina ağacı, Turunçgiller'dendir (Narenciyeler). Anayurdu büyük olasılıkla Çin ya da Laos olan mandalina ağacı, ülkemizde başta Akdeniz ve Ege bölgelerinin kıyı şeridi olmak üzere Karadeniz ve Marmara bölgelerinin bazı kesimlerinde yetiştirilmektedir.

5-8 m'ye kadar boylanabilen bu hepyeşil ağacın, toprakta derine uzayan sağlam bir kök yapısı, ince ama dikine boylanan bir gövdesi vardır. Düzgün yapılı dallarında koyu yeşil renkli, portakalınkinden küçük ve sivri, üzeri parlak ve düz olan yaprakları yer alır. ilkbaharda ağacın biryıllık sürgünlerinin ucunda ya da yaprak koltuklarında açan çiçekleri beyaz renkli ve çok hoş kokuludur. Bu çiçekler, mandalin türlerine göre sonbahar başı, ortası ve sonunda olgunlaşıp mandalina meyvesine dönüşür.

Genelde portakaldan küçük olan bu meyveler, üstten ve alttan basık yuvarlak biçimli, turuncu renkli kabuğu gevşek, bol kokulu ve sulu eti hoş tatlı olur. Yurdumuzda yetiştirilen önemli çeşitleri içinde soğuğa en dayanıklı olan ve erken olgunlaşanı satsuma (Rize) mandalinasıdır.

Satsumadan sonra olgunlaşan klemantin çeşidi, ince kabuklu, az çekirdekli, güzel kokulu, bol sulu ve az çekirdekli olur. Yerli (Bodrum) mandalinaları ise geç olgunlaşır ve bol çekirdekli olur. Bunlardan başka, daha az oranda üretilen mandalina türleri de vardır. Mandalina meyvesi genelde taze olarak yenildiği gibi, reçeli, marmeladı, meyve suyu ve şerbeti yapılarak da tüketilir. Kabuğundan esansı çıkarılır.

Besin Değerleri

100 gr. taze mandalinanın içerdiği besin değerleri şunlardır: 46 kalori; 0,8 gr. protein; 11.6 gr. karbonhidrat: 0 kolesterol; 0,2 gr. yağ; 0,5 gr. lif; 18 mgr. fosfor; 49 mgr. kalsiyum; 0,4 mgr. demir; 2 mgr. sodyum; 126 mgr. potasyum: 7,8 mgr. magnezyum; 420 IU A vitamini: 0,06 mgr. B1 vitamini; 0,2 mgr. B2 vitamini; 0,1 mgr. B3 vitamini; 0,067 mgr. B6 vitamini; 7,4 mcgr. folik asit ve 31 mgr. C vitamini.

Sağlığımıza Yararları

Yukarıda sayılan önemli besin değerlerinin yanı sıra;

~Mandalina, içerdiği zengin ve doğal C vitaminiyle, bedenimizin hastalıklara karşı direnme gücünü artırır.

~Yüksek orandaki potasyum içeriğiyle yüksek tansiyonu düşürmeye yardımcı olur.

~İçerdiği antioksidan maddelerle bedenin kansere yakalanma rizikosunu azaltır.

~Kalp hastalıklarına karşı şaşırtıcı bir ilaç olma özelliği taşır: Çünkü kötü kolesterol düzeyini düşürür. Kılcal damarlardaki kan dolaşımını hızlandırır. Damar hastalıklarına karşı bedeni korur.

Sağlığa yararlı bütün bu önemli etkilerinden yararlanmak için mandalinanın taze olarak istendiği kadar yenilmesi öğütlenir.

Alıntı

_________________
[email protected]

Aktif Üye
Aktif Üye
 
Yaş: 62
Kayıt: 19.10.2006
Mesajlar: 130
blank.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 10:08
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Yine hârikasın Auryn..Smile
Bir ufacık ekleme yapayım izninle, elmanın 100 gramında 50 kcal var yaklaşık, 1 orta boy elma 100 kcal olarak kalmış hatırımda..
Teşekkürler ve sevgiler..

_________________
[b]http://hayateylul.blogcu.com[b]

Üye
Üye
 
Yaş: 43
Kayıt: 24.08.2006
Mesajlar: 47
blank.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 11:55
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

hımmm, elma sadece kışın değil dört mevsim hayır demeyeceğim nadir meyvelerdendir:)

_________________
http://karpuzzz.blogspot.com/

Üye
Üye
 
Yaş: 45
Kayıt: 12.09.2006
Mesajlar: 24
Şehir: istanbul
turkey.gif
 (Başlık yok)
 Çar 15 Kas, 2006 17:10
Alıntıyla Cevap GönderSayfa SonuBaşa dön

Elmayı tam mevsiminde yemek gerekir. Cünkü o zaman keyif verir. Zamanı kactımı içi kumlu gibi olur öyle lezziz de olmaz.
Mandaline dediniz mi akan sular durur Surprised)
En sevdiğim meyvelerdir kaldı ki sekline, formuna, biçimine karşı bir de açıklanamayan bir hayranlığım vardır.
Portakalda mandiş kadar olmasada sevdiklerim arasındadır.
1 Mandalinada da 50 kalori varmıs.


  « Önceki başlıkArkadaşına Haber VerBu konuya bakan kullanıcıları listeleDosya olarak kaydetPrintable versionSonraki başlık »

   

Bu konuya bakanlar:0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 0 Misafir

Çevrimiçi olanlar: Yok

 Forum Seçin:   


Couldn't update banners data

DEBUG MODE

SQL Error : 1264 Out of range value for column 'banner_view' at row 1

UPDATE phpbb_banner SET banner_view=banner_view+1 where banner_id IN ( 1, 2, 3, 4, 5)

Line : 34
File : page_tail.php
 


Telif Hakkı CC, Diyet Kardeşliği. Bazı Hakları Saklıdır.
Telif Hakkı © 2006, 2020. Diyet Kardeşliği orijinal fikri Elif Sami'ye aittir.