Diyet Kardeşliği

Diyetsiz Kalıcı Zayıflama - DKZ Grubu

şeri - Per 28 Arl, 2006 21:23
Mesaj konusu: DKZ Grubu
Herkes burda mı?
Peki ömür boyu sürecek olan bu maratona kimler hazır?
şeri - Per 04 Oca, 2007 23:45
Mesaj konusu:
Ben ne pahasına olursa olsun bunu başarıcam Smile
Ölmek var dönmek yok..
(böyle söyleyince çok zor bişeymiş gibi görünüyo dimi, en basit diyetten çok daha rahat ve keyifli aslında)
Bi daha ''diyet yapcam'' dersem beni dövün arkidişler Wink
sevgilerimle..
şeri.
daada - Cum 05 Oca, 2007 11:43
Mesaj konusu:
Dövmek ne haddimize şeri cim sadece birbirimizin yanında olup diyet yapmaman için seni uyarabiliriz sadece .Kardeşler Auryn nerelerde ?ne durumda ?çok merak ediyorum.Ben bayram yılbaşı derken yine istediğimi yiyerek açlığımı tokluğumu kontrol ederek yarım kilo daha vermişim inanamıyorum çok mutlu oldum bugün Smile
03esra - Cum 05 Oca, 2007 13:50
Mesaj konusu:
evet arkadaşlar (acıkınca ye doyunca bırak) kulağa çok hoş geliyor işede yarıyor. Yaşasın DKZ grubu
rozerin - Cum 05 Oca, 2007 14:57
Mesaj konusu:
arkadaşlar bu acıkınca ye doyunca bırak işi bende işe yaramadı.iki haftadır yapmaya çalışıyorum ama olmuyo . Sad
en iyisi ben acıkınca yiyeyim ama doymayı pek beklemeyeyim.bu yöntemle kendi bildiklerimi harmanlayıp uygulayayım.birde spor yapmadan olmuyor.
artık size kilo verişlerimi yazmak istiyorum ama Rolling Eyes
şeri - Cum 05 Oca, 2007 15:24
Mesaj konusu:
rozerin'cim işe yarayacak, biraz sabır gerek.
Bak şöyle yapalım, acıkınca ye, doyduğunu anlamıyorsan, en azından aç olmadığına kanaat getirdiğinde dur, olur mu ne dersin?
Ya da yemeğe ilk başladığındaki lezzeti alamadığında da durmak sanıyorum işe yarayacak.
Spora gelince, kilo vermek düşüncesi ile değil de, bedenimizin sağlığı, zindeliği ve sıkı olması düşüncesiyle yapmak daha etkili ve daha keyifli olacaktır diye düşünüyorum, ne dersin?
daada - Cum 05 Oca, 2007 16:43
Mesaj konusu:
Şeri güzelim sen bu işi kapmışsın helal sana tebrik ediyorum canım tüm dediklerine katılıyorum açlığımızı kontrol edebiliyorsak doyduğumuzdada bizi uyaran sinyaller alıyoruz vucudumuzdan.Seninde dediğin gibi açken oturduğumuz sofrada o baştaki iştah yavaşlamaya başlıyo yemeğe devam ettikçe bunun için biraz alıştırmalar yap rozerin bu hemen kazanılcak bi şey değil sabırla bekle ben iki hafta bekledim neden veremiyorum açlığımı tokluğumu kontrolumu öğrendim ama kilomu koruyorum diyordum ama iki hafta sonra vucuduma her istediğini, istediği ölçülerde, verdiğim için o da beni tartıda ödüllerindirmeye başladı 83,1le başladım 29/12/2006 81.3 oldu bugunde 80.8 i gösterdi bana tartı tabi bu kilo veriş düzenine alışınca tartınında bi önemi kalmıycak çünkü ben kendi vucudumu yeniden keşfediyorum .Artık yemekler zevk değil benim için ,sadece vucudumun ihtiyaçlarını dinliyorum.Ben zayıflıyorum diyet+rejim yapmadan sporda yapmıyorum ama çarşı gezmeye çalışıyorum ,kendimi zorlamadan vucuduma zayıflıycaksın diye direttirmeden çünkü en ufak bir zorlamada yine kendisini spordada, diyette aynı korumaya alıcak ve benim bunca bunları öğrenmem için çabam boşuna gidicek.Spor yapıyorsanız bile zayıflamak için değil zevkle yapıyorsanız fardasını görüceksinizdir diye düşünüyorum.
Sevgiler.
ozantuncer - Cmt 06 Oca, 2007 00:32
Mesaj konusu: Yarış?
Doğruyu söylemek gerekirse, yarış sözcüğü önce ürküttü beni... ama birbiri ardına eklenen yazıları görünce, korkum ortadan kalktı... çünkü sevinerek görüyorum ki... -daha ilk adımlardayız biliyorum, benim de aceleci olmamam lazım- istediğim, hayalini kurduğum şey yavaş yavaş gerçekleşmeye başlıyor. Deneyimlerimizi paylaşmamız, birbirimizden destek almamız... önde gidenlerin, birazcık geriden gelenlere, ya da adımlarını fazla tedirgince atanlara yardımcı olmaları DKZ'yı başarabilmenin, tekrar diyet tuzaklarına düşmeden kilo sorunlarından kurtulabilmenin en güzel ve en olumlu şartlarını oluşturacak. Ben her zaman yanınızda, aranızda olacağım ama asıl sevindiğim, aranızdan bazılarınızın -şimdiden bir iki adım önden gidenlerin- benden çok daha anlaşılır, ve gerçekten yararlı önerileri oluşturarak arkadaşlarına yardım etmeleri. Eğer böyle devam edersek, hele bir de katılımcı sayımızı artırarak, ortak aklımızı genişletirsek, çekinmeden söyleyelim, biz hep beraber, bu işin üstesinden kolaylıkla geliriz.
daada - Cmt 06 Oca, 2007 11:05
Mesaj konusu:
Teşşekürler Sayın Ozan Tuncer aklınızı bizlerle paylaştığınız için ,güzel sözlerinizle bizleri adımlarımızı attığımız bu doğru diyetsiz kalıcı zayıflama yolunda bizlerle birlikte yürüdüğünüz için.
Tüm güzellikler ,iyilik hep sizin yanınınızda olsun.Doğum gününüz kutlu olsun.Nice sağlıklı, mutlu sevdiklerinizle birlikte uzun ömürler diliyorum.
Saygılar,Sevgiler.
cimcime - Cmt 06 Oca, 2007 11:23
Mesaj konusu:
YASASIN DİYET KARDEŞLİĞİ,, YAŞASIN DKZ GRUBU.........
ayşişko - Pts 08 Oca, 2007 16:12
Mesaj konusu:
merhaba dkz grubu tatilden döndüm ve sadece 1 kilo fazlayla.. çünkü 1 aydır düzenli uyguladığım sporu 10 gün boyunca yapamadım ve birazda atıştırdım..yinede 74 kilo olarak tekrar başladım.. kaldığım yerden devam...
giryan - Sal 09 Oca, 2007 15:21
Mesaj konusu:
selam herkese
artık bende tam olarak aranızdayım. tam olarak bu işe başlama kararı aldım. umarım bundan öncekiler gibi bir iki güne bırakmam. bu yolda birbirimize desteğimizi hiç esigememek dileğiyle. herkese sevgiler

http://giryann.blogspot.com/
daada - Çar 10 Oca, 2007 10:25
Mesaj konusu:
Giyancım hoşgeldin canım aramıza bu öyle bırakılcak bişey değilki ,insan yemek yemeği bırakabilirmi hiç?Wink
Ben her zaman yanındayım biliyorsun yeterki zayıfla ama yaptığının adı diyet olmasın bir hafta dene güzelim açlığını ,tokluğunu kontrol etmeye çalış bu yetilerini tekrar ele geçireceksin sakın korkma!! Öyle bir hırs uğrunuda bir sürü kayıpların olmasın, bak burdan Dr.OZan Tuncer beye soralım istersen; Giryan 2 ay gibi kısa bir sürede 10 kg vermek istiyor.Ailesiyle iddaaya girmiş ve bunun sonucundada maddi olarak bir sürü kazancı olacak hedefi bu tamam kamçılamak için güzel şeyler olabilir önerdikleri ama senin için hayatta daha önemli şeyler var umarım bunu diyet yapmadan anlayabilirsin canımcım.Ozan bey bu konuda desteğinizi bekliyoruz.Giryan a yardımcı olmak adına!
Sevgilerimle.
Başak - Çar 10 Oca, 2007 12:18
Mesaj konusu:
Arkadaşlar merhaba,
Bu konuda izin verirseniz ben de iki satır yazmak istiyorum.
Diyet konusunda hıza ve zorlamaya son derecede karşıyım.Ne yaparsanız yapın ama lütfen ömür boyu yapamayacağınızı yapmayın..
Gayrete gelmeniz güzel, spor -en iyi ve sürdürülebilir olanı yürüyüş bana göre-
destekli abur cubur kesme ve yediklerinize dikkat etme (Posalı ve sebze meyve + az protein ağırlıklı) ayrıca her öğünde 4 ana besin grubundan tüketerek beslenmeyi bir deneyin ve bu sürenin sonunda da 3 kalıcı kilo bile verip istikrar sergilerseniz bu sizin zaferinizdir diye düşünüyorum.
Ailenizin yerinde olsam sizi bunun için severek ödüllendirirdim.
Sevgiler ve başarı dileklerimle..
rozerin - Çar 10 Oca, 2007 14:13
Mesaj konusu:
Başak arkadaşımıza katılıyorum önemli olan verilen kilonun fazlalığı değil bu işi hayatımıza oturta bilmek.verdiğimiz kiloları geri almamak ben henüz bu konuda başarılı değilim Embarassed
verdiğim kiloyu geri almamak,bunun için çaba gösterirsem benim için daha iyi olacak.işte o zaman gerçek zafer olur.bu noktadada sizlerin desteği ve motivasyonları benim için önemli Very Happy
her kesin gönlünce olması dileğiyle.
şeri - Per 11 Oca, 2007 04:21
Mesaj konusu: DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE ZAYIFIM.
Merhaba canlarım,
Biraz önce radikal gazetesinin internet baskısında,
ilginç bi yazıyla karşılaştım, ve sizlerle paylaşmak istedim,
bu bi ölçüde bizim DKZ'mıza benziyor, okumanızı tavsiye ederim.
sevgiler..
şeri.

(alıntıdır)

DÜŞÜNCENİN GÜCÜ

'Düşünüyorum öyleyse zayıfım'. Bu cümle kulağa komik geliyor olabilir; ama NLP yöntemiyle diyetsiz zayıflamak mümkün. İşin püf noktalarını, Zaza Yurtsever anlatıyor

DÜŞÜNE TAŞINA ZAYIFLAYIN

'Bir kibrit kutusu tuzsuz beyaz peynir, üç zeytin'le başlayan diyet cümlelerini bir kenara bırakın. Şimdi düşünerek zayıflama zamanı...

Bildiğiniz tüm diyetleri çöpe atın. Bundan böyle diyet de yasak, tartıya çıkmak da. Artık düşünce gücüyle zayıflatma iddiasında bir program var. ABD'de giderek yaygınlaşmaya başlayan 'NLP ile diyetsiz zayıflama programı', beyninizi kullanarak kilolarınızdan kurtulmanızı sağlıyor.
Almanya'da psikoterapi alanında uzmanlaşan Zaza Yurtsever, Berlin'den sonra şimdi İstanbul'da da NLP ile diyetsiz zayıflama programını uygulamaya başladı. Yurtsever, "Yapılan araştırmalar şunu gösteriyor. Piyasada 300 tane değişik diyet biçimi var. Biri karbonhidratı yasaklıyor, diğeri proteini. Ama sonuç olarak diyetle zayıflayanların hepsi kilolarını geri alıyor," diyor. Yurtsever'in zayıflama seansları dört kişilik gruplarla yapılıyor, ama isteyenler bireysel terapiye katılıyor.
Her şeyin başı nefes
Cinsellik, yemek ya da uyku gibi otonom sinir sistemi tarafından yönlendirilen alanlardan birinde ortaya çıkan bir aksama, psikolojik dengenin bozulmasına yol açıyor. Sevdiğinizi ya da işinizi kaybetmeniz cinsel yaşamınızı, yemek yemenizi ve uykunuzu olumsuz etkilemiyorsa o problemin altından kalkmanız kolay. Bu üç alan otonom sinir sisteminin etki alanında olduğu için dıştan yaptığınız müdahalelerle bu ritmi bozarsınız. Vücut aslında bunları kendisi ayarlıyor. Yurtsever, "Eğer 'Allah kahretsin acaba bu gece uyuyabilecek miyim? Kitap okumam lazım!' gibi endişelerin doğası gereği spontan olan davranışa dıştan bir müdahale olduğunu ve spontanlığı bozduğunu iddia ediyor. Yurtsever'e göre vücut ne zaman acıktığını, ne kadar yemek yemesi gerektiğini bizden çok daha iyi bilir. Diyet yaparak yemekle olan ilişki ciddi bir biçimde bozulur, kişi sürekli yemek hakkında düşünmeye başlar. Anorexia Nervosa, Bulimia Nervosa ve Obezite gibi ciddi yemek bozuklukları da her zaman bir diyet sonrasında başlar, çünkü yemekle olan ilişki bozulmuştur. Yurtsever 'önemli olan yemekle olan ilişkinizin düzelmesidir," diyor.
NLP yönteminde nefes terapisi çok önemli bir yer kaplıyor. Yapılan araştırmalarda kilo problemi olanların hepsinin yanlış nefes aldıkları görülmüş. Siz de kendi nefesinizi test etmek istiyorsanız, bir dakika boyunca kaç defa nefes aldığınızı sayın. Bir dakika içinde aldığınız nefes sayısı yediyi geçiyorsa bu nefes problemimiz olduğunu gösterir. ABD'de obezlere uygulanan yöntemlerin başında nefes terapisi geliyormuş. Yurtsever, işin sırrını anlatıyor: "Düzgün nefes almak kilo vermenin anahtarıdır. Eğer, bedeninizde yağ birikmişse bu vücudunuzda fazla hidrojen az oksijen olduğu anlamına gelir. Kimyasal olarak oksijen, hidrojeni suya ve enerjiye dönüştürür. Koşarken daha fazla oksijen aldığınız için vücudunuzdaki yağlar bu sayede yakılır, bu da kilo vermenizi sağlar. Şişmanların metobolizması yavaş çalışır, vücut aldığı gıdayı yakamaz. Dolayısıyla nefes terapisi burada devreye girer. Nefes teknikleri, programın önemli bir bölümünü kapsıyor."

BEŞ DUYUNUZU ÇALIŞTIRIN

Önemli olan insanların diğer duyuları aracılığıyla da zevk almasını sağlamak. Yurtsever, zayıflama terapisine katılanlara ev ödevleri veriyor; nefes alma alıştırmalarının yanı sıra hastaları, beş duyu organı alıştırmalarını da yapmak zorundalar. Mesela, gözünü kapatıyorsun ve bedeninin koltukla olan temasını algılıyorsun. Kapalı gözlerinle odayı tarıyorsun, neler görüyorsun? Neler duyuyorsun? Bir tek tat alma duyusuna yüklenmek probleme yol açıyor. Zayıflamak araba kullanmaya benzer, nasıl bilmeden araba kullanamazsanız nasıl zayıflayacağınızı bilmeden de zayıflayamazsınız!
Zayıflayanların çoğu kendilerini 'gizli şişman' olarak algılıyor. NLP yöntemi tam da bu mekanizmayı kırmaya yönelik. Yurtsever, kendinizi gizli bir şişman olarak görürseniz şişmanlama olasılığınızın çok yüksek olduğunu hatırlatıyor: "Çünkü o zaman hep aynı kiloya geleceksiniz korkusunu taşırsınız. Burada tasavvur alıştırmaları devreye giriyor." İşte alıştırmalardan bir demet: İstediğiniz kiloya indiğinizi düşünün. Kendinizi bikinili olarak tasavvur edin. 80 kg.'dan 60. kg.'a inmişsiniz. Zayıfken yüzünüz nasıl gözüküyor? Çene, boyun ve omuzlar nasıl duruyor? Kendinizi ince hayal edin. O zaman beyine, zayıf olduğunuza dair beş duyu organıyla resimler göndereceksiniz. Beyin de açlık tokluk mekanizmasını ona göre ayarlayacak; böylece otomatikman, düşünmeden az yiyeceksiniz. Ancak, nasıl tasavvur edeceğinizi öğrenmeniz gerekiyor.

ASLA TARTIYA ÇIKMAYIN

NLP yönteminde tartıya çıkmak neden yasak? Yurtsever, şöyle yanıtlıyor: "Sabah kalkar kalmaz tartıya çıkıyorsunuz. Allah kahretsin yine aynı kilodasınız! Güne böyle olumsuz başlamak kaslarınızı geriyor. Bu durumda düzgün nefes almak zaten mümkün değil. Dolasıyla oksijen mekanizmasına müdahale ediyorsunuz. Tartılmak moral bozukluğu, gerginlik ve ardından fazla yemek yemek demek." Bu durum herhalde çoğunuza yabancı değil! Kilolarınız taşsa da çıta gibi seri hareket edebilir, merdiven çıkabilir hatta dans edebilirsiniz. Bu eylemler beyne olumlu sinyal gönderiyor. Yurtsever, sırada dilsel alıştırmaların olduğunu söylüyor. Size pasta ikram ettiklerinde 'Teşekkür ederim pasta yemek istemiyorum, çünkü şişmanlarım,' demeyeceksiniz. Yurtsever'e göre bu cümle beyne yine şişmanlıkla ilgili korkulu bir resim göndermek demek. Ama bunun yerine 'Teşekkür ederim, zayıflamak istiyorum,' demeye çalışın. Çünkü böylelikle beyne zayıflama ile ilgili bir resim göndereceksiniz. Bu olguyu hayatın başka alanlarında da görmek mümkün. Mesela çocuğunuzla parkta yürüyorsunuz ve düşmemesi için ona 'dikkatli ol, düşme!' diyorsunuz. Bu uyarınız çocuğunuzun yere düşme ihtimalini yükseltir, çünkü çocuğun beyninde düşme ile ilgili çağrışımlar ve resimler oluşur. Oysa bunun yerine 'düzgün yürü' dediğinizde, çağrışımlar da düzgün yürümekle ilgili olur ve çocuğunuz düşmez.
Zayıflamada en zor olan şey yemek yeme fantezileriyle başa çıkabilmek. İşte, bu ızdıraba da NLP çözüm buluyor. Yemek yemenin verdiği hazzı başka türlü nasıl sağlarsınız? Yurtsever, terapide işte bunun tekniklerini de öğretiyor. Bir sonraki adım, zayıflamış bedeninin içine girmek.
Ayrıntılı bilgi için: (0212) 327 62 85

MOTİVASYON ALIŞTIRMALARI

NLP yöntemi zayıflamak isteyenlerin sürekli kendilerini azarlamalarını da yasaklıyor. Amaç, kişinin kendisiyle daha şefkatli, daha sevgi dolu bir ilişkiye girmesini sağlamak. Söz Yurtsever'de: "Şişman birini pasta yerken azarlamak, onda suçluluk duygusu yaratmaya ve daha çok yemek yemesine yol açar. Bir parça çikolata yediğiniz için kendinizi suçlarsanız, bu duyguyla bir paket çikolatayı bitirebilirsiniz! Kendinize iradesiz demeyeceksiniz. İç sesinizi iyi dinleyin. Azarlayan ses gerçekte kimin sesi? Kadın sesi mi, erkek sesi mi? Bu noktada ciddi ciddi psikoterapi başlıyor; artık o iç sesle barışmak gerek. Genelde karşımıza ya anne ya da baba çıkıyor."
ayşişko - Per 11 Oca, 2007 11:02
Mesaj konusu:
çok sağol canım bu yazı için.. ben de bu aralar yine kısır döngü içinde yiyor sıkılıyor,sıkılıyor yiyorum.. sorunlarımı ve üzüntülerimi yiyerek atmaya çalışıyorum.. her zaman olduğu gibi.. bu sabah tartıldım ve eşimin sözleri kulaklarımda çınlıyor hala... "75 kilo sana çok değil mi güzelim.. gerçekten artık versen..." Shocked iradesiz olduğumu düşünmüyorum çünkü bir çok alanda iredeli ve başarılı olduğumu gösterdim kendime... ya bu kilo konusu niye bu kadar uzadı.. bir yerlerde yanlış bişi var ama... Sad
crea - Pzr 14 Oca, 2007 22:22
Mesaj konusu:
Herkese merhabalar,
DKZ grubunda olmakla çok güzel bir tercih yapmışsınız, keşke bundan 8-9 yıl önce de olsaydı bu grup... Ben 8 yıl anoreksiya-bulimia hastasıydım. Son 1 yıldır çok iyiyim ve artık hasta insanlara yardım ediyorum. Tarif edilemeyecek kadar kötü günler, depresyonlar yaşadım. Belki birileri o zaman bize diyetin palavra olduğunu söylese bu kadar bilinçsizce bu hastalıklara yakalanan milyonlarca insan olmazdı, ya da genç yaşta kalp krizleri yaşanmaz, "yemek yeme"yi becerememekten ölümler yaşanmazdı... Ben 1 yıl önce keşfettim Ozan Bey'in kitaplarını ve yıllardır artık tat-doku-açlık-tokluk gibi kavramları yitirmiş bir insan olmama rağmen benim için mucizeler yarattı diyebilirim. Bu hastalıktan, psikolojik-kişisel gelişim ve bu kitaplar sayesinde kurtuldum diyebilirim. Artık kilodan veya yemekten korkmuyorum, ve böyle beslenmeyi alışkanlık haline getiren kimsenin de kilolarla problemi olmayacağına eminim.
Sağlıkla kalın,
crea - Pzr 14 Oca, 2007 22:28
Mesaj konusu:
Bu arada, NLP ile ilgili yazıyı yeni okudum; ve kesinlikle tavsiye ederim. Sadece kilo konusunda değil hayatın her alanında çok faydalı NLP. Son 1 yılım NLP, hipnozla geçti ve yeme bozukluğu dışında alkol problemi, nikotin ve kafein bağımlılığından da kurtuldum! Özellikle sigarayı bırakabileceğimi pek düşünmezdim; zaten düşünmediğim için de bırakamıyordum. NLP (Neuro Linguistic Programming), düşünce şeklinizi değiştirebiliyor; düşünce değişince davranış da değişiyor haliyle! Ben kitaplardan ve internetten faydalanarak kendimi geliştirdim bu konuda, seminerlere gidemeseniz bile sadece okumakla da çok faydalı olacaktır.
Sevgiler,
Başak - Pts 15 Oca, 2007 13:59
Mesaj konusu:
Merhaba,
Bu söylediklerinizin de çok uzun vadenin işi -Kaybedecek çok kilosu olanlar için
özellikle- eklemeyi gerekli görüyorum.
NLP nin başarısı belki uzmanına göre değişebilir ama benim bir arkadaşım, bu konuda uzman şamanist bir dr. a gidiyordu, önceleri biraz başarı kaydetti ve sonra istikrar sağlayamadı.
Herkes için çok iyi sonuçlar veremeyebilir, göz önünde bulundurulmalı diye düşünüyorum.

Bu işin çaresi kendinizsiniz ve kendi kabulleriniz, bu kadar..Yorumum bu şekilde..

Sevgiler..
Başak - Pts 15 Oca, 2007 14:06
Mesaj konusu:
Bu arad NLP tekniğinin öğretilerine katılıyorum, ancak, bunu hazmetmek ve yaşama katabilmek zaman alacaktır diye düşünüyorum.

Eğitimini veren insanların yaklaşım ve yetkinlikleri de önemli gibi geliyor bana..

Sevgiler..
crea - Pts 15 Oca, 2007 14:18
Mesaj konusu:
Tespitlerinde çok haklısın sevgili Başak. Zaten NLP'nin içeriği de klasik psikoterapiden çok farklı bir şey değil aslında. Ama uygulanması açısından daha pratik, hızlı ve motive edici olduğunu düşünüyorum. Ve tabi ki öğrenilenleri içselleştirmek için zaman gerekli. Alışkanlık ve bağımlılıkları değiştirmek elbette zordur; düşünme şeklimiz de bir çeşit alışkanlık, mutlaka zaman alacaktır. Zaten NLP'yle sadece kilo vermek amaçlı ilgilenmek çok mantıklı gelmiyor bana; ama insan genel düşünce şeklini NLP yardımıyla değiştirmeye çabalayıp bunu başarırsa birçok probleminden kurtulabiliyor. Bahsettiğim gibi, benim çok ciddi başka sorunlarım da vardı, ben hiç kilolu olmadım ama yıllarca yeme bozukluklarıyla yaşadım; tamamen kendi algı bozukluğumdan dolayı ve bunların hemen hepsinden NLP ile kurtuldum. O yüzden kilo konusunda da faydalı olabileceğini düşünüyorum; özellikle aşırı iştah sorunu, duygusal yeme problemi olan arkadaşlara. Yani, aşırı kilo da belli bir psikolojinin sonucu; her davranıştan önce bir düşünce vardır; o düşünce olmazsa o davranış da olmaz vs. Çok mu teorik konuştum bilmiyorum, umarım demek istediklerimi anlatabilmişimdir.
Sevgiler,
neslihanvural - Sal 16 Oca, 2007 11:49
Mesaj konusu: dkz
merhaba daada bende ozan beyin kıtabını okudum ve mantıklı geldi insan biraz tereddut yasıyor once 3 gundur uygulamaya calısıyorum ama henuz tık yok sen ne zamandır uyguluyorsun ve kac kilo verdin 6 ay once dogum yaptım ve 74 kıloyum mart 17 de kardesimin dugunu var ve ben en azından 10 kilo vermeliyim ozan beyden yardım istesek mi
daada - Sal 16 Oca, 2007 13:31
Mesaj konusu: HOŞGELDİNİZ CREA VE NESLİHANVURAL!
CREA GÜZEL ,AKILCI YAKLAŞIMLARINI BİZLERLE PAYLAŞTIĞIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER ARAMIZDA OLMAN BENİ SEVİNDİRDİ.

neslihan vural canım biraz sabır ama sakın korkma beynindede aman nasıl olsa kilo veremiyorum diye diyet düşünceleri olmasın bundan sakın kendini!Ben iki hafta sonunda sonuçlarını almaya başladım ve bendede daha çok yeni süreli bıkmadan yazacağım .Açlığımızı ,tokluğumuzu kontrol edebilmek inanın diyet yapmaktan daha kolay istediğini yiyceksin korkmadan ve kilo almıycaksın birde üstüne üstlük artık kıtlık olmadığına inanan vucudun zamanla seni tartıda da sevindirmeye başlıyor belli bir zaman sonra vucudunun kilo vermesinin nasıl olduğunu anlıyor vucudunu daha iyi tanıyor tartıyada ihtiyacın kalmıyor.Ben geçen cumadan beri tartılmadım başka bir foruma üyeyim sadece oradaki arkadaşlarıma destek amacıyla onları bu yöneteme inandırmak için tartıdaki rakamları yansıtabilmek adına tartılıyorum ben nasıl zayıflayabiliyorum öğrendim kilomuda nasıl koruyacağımı biliyorum ve şimdi verdiğim kiloları bir daha geri almıyacağımada biliyorum.Ama illaki inanç için nasıl bir kilo verme düzenim olduğunu merak ediyorsan yazayım.daha önceki mesajlarıma bak derim orada yazmıştım.Hatırladıklarımı aktarmaya çalışayım 5/1/07=80.8kg 12.1.2007=80.5 şimdi bu düşüş sana az görünebilir ama ben bayramda herşeyi yememe rağmen bayram tatilinden yarım kilo vermiş olarak döndüm bu yöntem beni bir kez daha şaşırttı çünkü!
Bayramda kavurmada yedim+sarmada+tatlıda+çikolatada+pastada+çerezde+meyvede, yılbaşı akşamı içkide içtim+midye dolma yedim+ekmek arası kokereç te yedim+ekmek arası sucukta yedim bunlar ne kadar ürkütücü yiycekler dimi kilo alma açısından ama hiçte değil önemli olan ölçüsünü bilmek doyduğun zaman yemeği bırakmak aman kalıcak diye üzülüp devam edersen başaramazsın.Vucudunu dinle o sana sinyalleri vericektir ben artık diyet+rejim yapmıyorum açlığımı tokluğumu kontrol ederek vucudum ve ihtiyaçları diyorum hiçbir şeyi korkmadan yiyorum bazen bir tatlı benim doymamı sağlıyor bazen yarım kilo meyve belki:) bazen bir çorba yetiyor .Ben yediklerimi bir diyet listesi örneği olmaması için paylaşmak istemiyorum herkesin bir yemek düzeni var herkesin sofrası farklı evde ne varsa allah ne verdiyse denir yaa aynen öyle canının çektiğiyle doyman mümkün.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.Sevgimle.
neslihanvural - Sal 16 Oca, 2007 14:49
Mesaj konusu: tesekkur
daada cok tesekkurler bende sabırla aclık ve tokluk sinyallerime dikkat ederek beslenmeye baslayacagım gelismelerden haberdar ederim
crea - Sal 16 Oca, 2007 20:05
Mesaj konusu:
Teşekkürler daada, inan ben de sizleri tanımaktan çok mutluyum. Ben, dediğim gibi, aslen hiç kilo problemi yaşamadım ama daha kötüsünü, yeme bozukluğunu yaşadım. Ve yemekle alakalı tüm problemlerin psikolojik olduğunu görebildikten sonra çok zorlu zamanlardan sonra kurtulabildim. Ve ben, kilolu ve kilo vermek isteyen, bunun için diyetler arasında savrulan insanların psikolojilerini çok iyi anlayabiliyorum. Diyetin, çok moda ve yaygın bir kavram olsa da ne kadar tehlikeli olabileceğini de çok iyi biliyorum. Ben hastayken tam bir diyet, kalori vs uzmanıydım; ezbere sayamayacağım diyet ve kalori listesi yoktu; hastalık işte Shocked
Ve bu hesaplar zaten bozuk olan psikolojimi iyice bozdu ve çok ciddi sorunlar yaşadım. Ozan Bey "kısıtlama mikrobu" diye bir tanımlama yapıyor ya; bunu duyar duymaz adeta vuruldum ve bütün kitapları alıp okudum:) Onca yıldır birikmiş diyet bilgilerimi tamamen hayatımdan çıkarıp yerine bu bilgileri koydum.
Tabi ki psikolojik destek ve eğitim, ve bu kitaplar sayesinde sil baştan yemek yemeyi öğrendim. Ve hastalığım yüzünden başlarda metabolizmam normal bir insanınkinden çok çok yavaş olmasına rağmen, ben 1 yıldır 49-50 (regl dönemleri 51) kilonun üstüne çıkmadım (168 boyum). Şuanda da yardım etmeye çalıştığım insanlar için ilk yapmaya uğraştığım şey diyetleri unutturmak. İnsana ihtiyacından fazla yedirenin yanlış beslenme alışkanlıkları ve mideyle değil de beyinle, duygularla yemek olduğunu düşünüyorum. Umarım çok güzel paylaşımlarımız olacak,
Sevgiler
daada - Sal 16 Oca, 2007 20:30
Mesaj konusu:
crea bizi terketme nolur:) gerçekten senin gibi birinin düşüncelerine hepimizin ihtiyacı var bende senin gibi herkesi ilk önce diyetsiz zayıflamaya çağırıyorum.kaç kilolara kadar düştün peki yani şu anki bahsettiğin kilolarından daha az olduğun dönemlerin oldumu
?Bana sen sanırım spor konusunda yardımcı olabilirsin.Ben şimdi kendime açlığı tokluğu öğrettim zayıflıyorumda buda güzel ama sporu nasıl diyet yapıyorum düşüncesi gibi negatif bir etki vermeden hayatıma sokabilirim onun düşüncesindeyim elimden geldiğince akşamları çarşı geziyorum ama bunu her zaman yapamadığım için pek bir işe yaramıyor eğer biraz rutinin dışına çıkarsam kilo verişim hızlanıyor buda benim hoşuma gidiyor tabiki sen bu konuda ne önerebilirsin bizlere!
crea - Sal 16 Oca, 2007 20:50
Mesaj konusu:
Canım, ben 40 kiloları gördüm ve kendimi çok şişman görüyordum... Bu hastalık böyle acayip bir şey işte... Ve tedavi olmaz ve iyileşmeye çalışmazsan ömür boyu da düzelmeyen bir hastalık (tabi "kısa" bir ömür!). Ben yavaş yavaş yemek yemeye başladıktan sonra ani bir kilo aldım (6-7 kilo), malum metabolizmam çok yavaştı yemediğim için. 47 kilo fln oldum, ve psikolojik olarak da daha fazla düzeldikçe sonunda anormal zayıf olduğumu görebildim. O sıralarda da Ozan Bey'in kitaplarını keşfetmiştim. O dönemden sonra diyet, kalori hesabı, tartı vs. hayatımdan çıkardım, 1 yıldır da böyleyim işte. Ben de çok çılgınca spor yapamıyorum açıkçası işlerden dolayı, yani hiç spor salonuna gitmedim mesela. Ama çıkar yürürüm sabah ya da akşam 45 dak çok yorgun değilsem, ben Mersin'deyim şuan, havalar güzel, sahilde gezip dolanıyorum, sıkılmıyorum dolayısıyla. Bence açık havada yürümek psikolojik olarak da çok pozitif etkiliyor insanı. Spor salonunda sıkılabiliyorum ben de. Ama genel olarak "hareket"i yavş yavaş hayatın bir parçası, bir alışkanlık haline getirmek önemli. Birden yüklenme kendine, istersen günde 10. dakika ile başla ama başla. Bir de yürürken müzik dinlemeyi ve güzel şeyler düşünmeyi, hayaller kurmayı dene. Bu bana çok iyi geliyor.

"Bu bir görev veya zorunluluk değil, ben bunu sevdiğim için yapıyorum. Yemek yemekten daha çok zevk veriyor bana, hareket ettikçe daha sağlıklı ve mutlu oluyorum." Ben NLP ve hipnozla uğraşırken bu tür telkinlerin ve bunları kendime düzenli tekrarlamanın çok faydasını gördüm, çünkü bir süre sonra zihin tekrar edileni alıyor. Günde 1 paketten fazla içtiğim sigarayı bile bu şekilde "iğrenç, nefret ediyorum, her çektiğim nefeste kansere yaklaşıyorum" vs diye diye bıraktım sonunda Smile Yani sadece beslenmeye değil psikolojine de yoğunlaşmalısın sevgili daada; her hareketimiz (elimizi oynatmamız bile) önce zihnimizde bunun düşüncesinin oluşmasıyla başlar; sen düşüncelerini hedeflerin doğrultusunda programlayabilirsen zaten istediğin her şeyi başarabilirsin, yeter ki ısrarcı ol, ve istediğin şeyi "gerçekten iste". Öpücükler
crea - Sal 16 Oca, 2007 21:05
Mesaj konusu:
Bu arada umarım site adı vermekle yanlış bir şey yapmıyorumdur, eğer problem yaratıyorsa lütfen silin mesajı; ama bir psikoloji forumu olduğu için yanlış yapmadığımı umuyorum. Bilmiyorum geliyor musunuz hatunca.net 'e ? Burası büyük bir aile olduğumuz bir psikoloji forumu, ben de "bulimia & anoreksiya" bölümünün moderatörü olarak insanlara yardımcı olmaya çalışıyorum beslenme ve psikoloji konusunda. Sizlerin de gelmenizi ve kilo problemleri yaşayıp, şok diyetler yapıp hasta olan ve çok ciddi şeyler yaşayan insanların yazdıklarını okumanızı çok isterim.

http://www.hatunca.net/component/option,com_smf/Itemid,177
tuna - Çar 17 Oca, 2007 00:52
Mesaj konusu:
Diyet düşüncesini beynimden çıkarmayı ben de denemek istiyorum ve diyet yapmadan kilo verip sağlıklı bir beden ve ruhla hayatıma devam etmek istiyorum.Yeme bozukluğum olduğu bir kesin. Ya hiç yemiyorum mideyi küstürüyorum krize girip patlayasıya yiyorum ve sonuç mide almıyor hopp hepsi dışarda.Ya da üzülme krizlerine giriyor günlerce en kalorili yiyecekleri yapıp yiyorum veeee kilolar geliyor.Yani kısır bir döngü.Ama iki gündür açlık ve tokluk olayını anlama çalışıyorum. Yürümeye başladım belki bu biraz iyi gelecek bana.Bu arada kendime 6 ay verdim ayda iki kilo verirsem 6 ayda 12 eder bu da beni ipince yapar.Evet Dkz grubuna beni de kabul edin arkadaşlar.Tek sakıncası doymayı bilememek galiba.Çünkü kolay kolay acıkmıyorum ben .
şeri - Çar 17 Oca, 2007 02:02
Mesaj konusu:
tuna'cım, tam da beni anlattın sanki,
ben de senin anlattıklarının hepsini yaşadım, ama dikkat edersen başarabilirsin, bunu biliyorsun.
aramıza hoşgeldin Smile
umarım sen de bu yarışı kazananlardan olacaksın.
sevgiyle kal.
şeri.
Başak - Çar 17 Oca, 2007 09:46
Mesaj konusu:
Merhabalar..

crea demiş ki:

'Ama genel olarak "hareket"i yavş yavaş hayatın bir parçası, bir alışkanlık haline getirmek önemli. Birden yüklenme kendine, istersen günde 10. dakika ile başla ama başla. Bir de yürürken müzik dinlemeyi ve güzel şeyler düşünmeyi, hayaller kurmayı dene. Bu bana çok iyi geliyor.

"Bu bir görev veya zorunluluk değil, ben bunu sevdiğim için yapıyorum. Yemek yemekten daha çok zevk veriyor bana, hareket ettikçe daha sağlıklı ve mutlu oluyorum." '

Bu duygulara tümüyle katılıyorum.egzersiz sırasında salgılanan endorfin den kaynaklanıyor olabilir belki.

Yürümeyince kendimi daha tahammülsüz ve keyifsiz hissediyorum.Bu konularla ilgili çok açıklama yapıp yazılar yazdığım için tekrar açıklamıyorum, endorfin yazıp google da ararsanız ayrıntı bulursunuz.
Kısacası, mutluluk duygusu veriyor ve en yararlı, yan etkisi iyi yönde olan tek 'ilâç'
diye nitelendiriyorum kendimce..

crea, kaç yıldır bu sorunlarla uğraştığınızı, -gerçi Ozan bey'in kitaplarının ne zaman piyasaya çıktığından hesapla kabaca bir fikrim oluştu ama- , ne kadar süredir iyileşmiş
durumda olduğunuzu ve mümkünse mesleğinizin ne olduğunu yani ne yönde eğitim aldığınızı paylaşır mısınız bizimle, belki yazmışsınızdır da dikkatimden kaçmıştır.

Bir de ne sürede cevap veriliyor sitenizde sorulara, 24 saat içinde mi meselâ bir limiti var mı?

Bu işte en kötü olan, insanın ne yapacağı konusunda kararsızlık yaşamasıdır, nasıl derler, en kötü karar kararsızlıktan iyidir..

Forumunuz ne zamandır aktif hizmet veriyor, en uzun süreli ve başarı kazanmış diye niteleyebileceğiniz üyeleriniz var mıdır, devam ediyorlar mı vs.

Siteyi ayrıntılı inceleyemedim, bu soruların cevaplarını yetkin bir ağızdan öğrenmek hepimiz için yararlı olacaktır diye düşünüyorum.

Kilo konusunda egzersizi hayatınıza katma ve beslenme sisteminizi değiştirmeden başka yol da görmüyorum.Bunun öğretisi verilebiliyorsa güzel olur tabii.

Yine de bunun hiç kolay olmadığını biliyorum.Çok insanlar gördüm bunu bir süre kabul etmiş görünen, sonra aynı alışkanlıklarına yenilen maalesef..
Sürekli aldığınız desteği tâze tutmanız gerekiyor ya da benim gibi sağlıkçı olup, yıllarca
araştırmalar yaptıktan sonra kafanıza bir saksı düşüp, gerçeği hazmedip, özümsemeniz gerekiyor diye düşünüyorum

Şimdiden teşekkürler ve çalışmalarınızda başarılar dilerim.
tuna - Çar 17 Oca, 2007 11:08
Mesaj konusu:
Bu acıkınca ye doyunca bırak olayı biraz tehlikeli gibi bir de bunun yanında bir kontrol mekenizması oluşturmalı insan.Çünkü ben çok aç durabiliyorum ve bunu farketmiyorum bile ama masaya oturunca doyma adına çok yiyorum ve midem dolduğu zaman doyma hissini alıyorum.Bu durumda yine beslenme hatası yapmış oluyorum.Diyet düşüncesini beynimden çıkarttım ama yaptığım şey yeme saatlerini ayarlamak ve normalde yediğimin yarısını yiyorum ve herşeyden yiyorum.Benim babam diyabetli bir insan bende iki ay kaldığı sürece ona diyabetlilerin beslenme şeklini uyguladım ister istemez buna ben de uymak durumunda kaldım ve o iki ay bayunca ben 5 kilo verdiğimi gördüm.Olay diyet değildi şeker düzeyini dengede tutabilmekti.Sonuç normal sağlıklı insanlar da şeker seviyelerini dengede tutacak şekilde beslenme yaparsa zayıflar galiba...Tabii bu konuda uzman değilim sadece farkettiğim birşeydi bu doğruluğunu sağlıkla ilgli olan arkadaşlar daha iyi bilecektir ve cevap verecektir.
crea - Çar 17 Oca, 2007 12:19
Mesaj konusu:
Sevgili Başak,
İlgin için teşekkürler. Öncelikle şunu söyleyeyim; site adı verirken çekinmemin nedeni, reklam amacı taşıdığımın düşünülmesine sebep olmak ve yanlış anlaşılmaktı. Orası benim de tesadüfen geçtiğimiz Mayıs'ta üye olduğum bir psikoloji sitesi. O dönem bulimia&anoreksiya bölümü baya sessizdi. Ben de iyileşmiş ve insanlara yardım etmek istiyordum, o yüzden kendi okuduğum, incelediğim şeyleri onlarla paylaşmaya başladım. Sonra bir baktık ki bu hastalıkla savaşmaya çalışan, ya da hasta olduğunu kabul etmeyen, ya da farkında bile olmayan, veya bunu yaşam tarzı olarak benimsenmiş birçok insan yazmaya başladı. Ben de daha önce bu hastalığın ilk aşamasından, hayati tehlike taşıyan son aşamasına kadar gelip iyileşmiş bir insan olarak onlara bunun psikolojik bir rahatsızlık olduğunu, psikolojik rahatsızlıklar arasında en zor hastalık olduğunu, tedavi edilmezse ömür boyu kurtulamayacaklarını vs. anlatmayı misyon edindim. Sitenin admini, Amerika'da psikoloji üzerine çalışan Çiğdem hanım da benim bu bölüme moderatör olmamı istedi severek uğraştığımı görünce; onun haricinde resmi olarak site üzerinde bir hakkım yok yani; sadece daha tecrübeli bir üyeyim diyelim.
Hepsi kardeşim ve arkadaşım oldu. Bir kısmı çok yol kat etti, bir kısmı hasta olduğunu kabul etti, bir kısmı tedaviye başladı, bir kısmı benim gibi kişisel gelişimle ilgilenmeye başladı; zaten amacım da buydu. Çünkü kimse kimseyi iyileştiremez; sadece kendini iyileştirebileceğini görmesi için motive edebilir, yol gösterebilir.
Bana gelince, 25 yaşındayım, İngiliz filoloğu ve çevirmenim, aynı zamanda müzik-prodüksiyonla uğraşıyorum. Yeme bozukluğum 16-17 yaşlarımda başladı. Psikolojik durumuma göre şiddeti değişerek üniversite dönemlerimde devam etti, 2 yıl önce çalışıyordum ve hastalığımın en şiddetli dönemini yaşadım, işi bırakmak zorunda kaldım ve kendime neler yaptığımı o zaman anlayabildim. Sonrasında psikolojiyle ilgilenmeye başladım, bir süre sonra NLP ve hipnozu keşfettim ve kitaplardan okuyarak ve çeşitli eğitimlere, seminerlere giderek kendi üzerimde uygulamaya başladım. Oto-hipnoz (kendi kendine hipnoz) öğrendim, telkinin gücünü keşfettim. Ozan Bey'in kitaplarını ise geçen yıl bu zamanlar tesadüfen keşfettim ve çok yardımını gördüm. Tabi ki hiçbir şey birden düzelmedi, hele de bu hastalıkta çabuk bir iyileşme imkansız. Ama NLP ve hipnoz sayesinde çok çabuklaştı bu süreç, ve bahsettiğim gibi, sigara ve alkol bağımlılığımı da bıraktım bunlar sayesinde. Benimki ciddi bir psikolojik vakaydı açıkçası; en son gittiğim psikiyatrist bana mükemmeliyetçi kişilik özelliğine sahip olduğumu ve bunun değişemeyeceğini, ama bunu kendime zarar vermeyeceğim şeylere yönelttiğimde de çok başarılı olacağımı söyledi. Zaten yeme bozukluğu yaşayanların hemen hepsinde mükemmeliyetçilik vardır.
Tabi bu hastalığı yenebilmek için önce hastalığı çok iyi tanıdım, tedavi yollarını da, ve bunla yaşamaya çalışan arkadaşlarıma da elimden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyorum. Yani psikoloji konusunda profesyonel bir eğitimim yok; zaman zaman seminerlere, eğitimlere katılıyorum, fırsat buldukça okuyorum, çevirilerimi ağırlıklı bu tür konular üzerine almaya çalışıyorum ve seneye imkan olursa İstanbul'da psikoloji üzerine yüksek lisans yapıp ileride NLP ve Hipnozla daha profesyonel olarak uğraşmayı düşünüyorum.
"Gerçeği özümsemek için kafama saksı düşmesi gerekti" demişsiniz ya, benim de ölümden dönmem gerekti malesef... Genelde güzel şeyleri bir bedel ödemeden elde edemiyoruz.
Ve sevgili tuna, diyabetik beslenmeden bahsetmişsin ya, sana katılıyorum aslında. Benim anneannem, dedem de diyabetikmiş, ve annem, teyzem hep böyle beslenmeye alışmışlar
küçüklükten beri. Biliyorsun yağa, şekere dikkat ediyorlar, diyet değil kesinlikle ama sağlıklı bir alışkanlık; ve benim annem, teyzem, babam, kız kardeşim hayatlarında diyet yapmamış olmalarına rağmen gayet zayıf ve sağlıklılar.

Herkese sağlıklı günler,
Başak - Çar 17 Oca, 2007 21:25
Mesaj konusu:
Teşekkürler,

Bu oldukça ayrıntılı ve kısa sürede iletilen açıklamalarınız için..
Kimi insanlarda gözlem yeteneği ve psikolojik çözümlemelere yatkınlık vardır.Bu bir de dil yeteneği, anlaşılır, akıcı ifade ile birleşince, anlatılanlar, varacağı yere daha kolay ulaşırlar. Sizde de bu yetenek var gibi görünüyor, tebrikler..

Bu konunun içinde olmanız iki açıdan da iyi olacaktır sizin için diye düşünüyorum.
İlki, sürekli konunun içinde olduğunuzdan sizin kendinizi olumlu yönde gelişmeye açık tutmanıza, dolayısıyla hataları tekrarlamamanız konusunda daha tetikte olmanıza faydası; ikincisi de anladığım kadarıyla henüz gönüllü yapılan bu hizmetten başkalarının da yararlanıyor olabilmesi.. Belki bir üçüncüsü de kariyer yolunda size kazandıracağı deneyim..

Görüşmek dileğiyle, başarılar dilerim.Sevgiler..
neslihanvural - Per 18 Oca, 2007 10:36
Mesaj konusu: 42 kilo veren arkadas
bir arkadas dıyet yapmadan 42 kılo vermeyı basarmıstı mesajını okudum ama o mesajı suan bulamadm lutfen bana o mesajı yollar mısınız
crea - Per 18 Oca, 2007 14:28
Mesaj konusu:
Ben de ilginize teşekkür ederim. Ayrıca, bu konunun içinde olmam konusunda yaptığınız tespitler o kadar doğru ki, beni tanıyan biriyle konuşuyormuşum gibi hissettim. Artık beni çok iyi tanıyan, zaman zaman destek aldığım psikiyatristim ve seminerlerde tanışıp çok samimi olduğum bir kişisel gelişim uzmanı da bu tespitlerin tıpatıp aynısını yapmıştı...
Görüşmek üzere, sağlıkla kalın
Başak - Per 18 Oca, 2007 20:18
Mesaj konusu:
Teşekkürler crea,

Zannederim yapı olarak ve yaşanılan sıkıntılar -farklı yönde de olsa- konusunda birbirimize benziyor olabiliriz.

Ben de sizin dilinizi oldukça iyi anladığımı sanıyorum.Ayrıca benim de benzer yönde çalışmalarım oldu ve devam ediyor.

Daha önce bir sitede bütün alanlarda moderatör olarak bulundum ve oldukça iyi iletişim kurabildiğimi gördüm insanlarla.

Neden? Öncelikle bizim anlaşılmaya, sevgi ve güven duygusuna ihtiyacımız var.
Bunlar sağlandığında gerçek, güçlü kimliklerimizi tekrar su yüzüne çıkarabiliyoruz, o zaman bizden güçlüsü yok!

Ayrıca gözlem yeteneğim ve psikolojik çözümlemelere yatkınlığımın var olduğunu sanıyorum, başkalarından da bunu duymuşumdur.

Bir ayda 260 gönderim oldu bu sitede öyle ki gece uykudan kalkıp yazı yazıyordum ama bir kıskançlık ve kulis olayı hissettiğimden dolayı (tahmin değil sadece, ayrıntı vermeyi gereksiz buluyorum, amacım ne kırılmak ve ne de kırmak..Yalnızca yapıcı olabilmek)
ayrılıp sitemi kurdum ve burada da yazıyorum her gerekli gördüğüm durumda ve gücüm yettiğince zaten her iki sitenin de birbirine linki var, burayı kendi sitemden ayrı görmüyorum.

Kurucuları da çok zarif, efendi insanlar, sürekli geliştirme yenileme, hizmet verme çabalarını çok takdir ediyor, kardeşim gibi seviyorum.

Yalnız korkarım ben biraz hızlı büyümeye kapalı davranıyor ve yavaş ama emin, sağlam adımlar atayım şu aşamada istiyorum ve reklamla büyümeye kapalı tutuyorum kendimi
Az ama öz kişi ile bir yol alalım öncelikle, çünkü bu iş gerçekten çok zor, tahminlerin ötesinde sabır ve istikrar gerektiriyor ve desteklerini bırakanlar kesinlikle kilo alıyorlar görüyorum.

Ekip ruhu iyi motivasyon ve doğru yönlendirme sağlanabilirse gerçekten de işe yarıyor diye düşünüyorum.

Şimdilik bu kadar..Görüşmek dileğiyle kolay gelsin, başarılar..
Başak - Pzr 21 Oca, 2007 11:56
Mesaj konusu:
daada canım,

Bu grubun sana ihtiyacı var, cesaretinizi hiç kaybetmemelisiniz, güzel bir grup bu, devam etmeli, ben de izliyorum, destek vermeye çalışacağım.

Hadi arkadaşlar, ümitsizlik yok, asla dönmek yok!

Unutmayın:

"Dağ ne kadar yüksek olsa da yol üstünden aşar! "

Sizlere güveniyorum ve seviyorum..
daada - Pts 22 Oca, 2007 10:47
Mesaj konusu:
başak ablacım ben buralardayım diyetsiz kalıcı zayıflıyorum ve verdiğim kiloları bir daha geri almıycam bunuda çok iyi biliyorum.Auryn merak ediyorum.O hayatından diyetle ilgili herşeyi çıkardı herhalde:) Ben buralardayım kendime güveniyorum ve inanıyorum ben bunu başardım.Tamam daha zayıflama sürecim bitmiş değil ama bu işin mantığını çözdüm nasıl olacağını öğrendim kendimce.
Sevgimle.
rosina - Pts 22 Oca, 2007 14:07
Mesaj konusu:
merhabalar..

ben de aranıza yeni katıldım. yıllarca diyetler ve açlığa mahkumiyetten sonra oluşan ciddi yeme bozukluğundan sonra doğru yolu bulduğuma inanıyorum. burada bulunmamın sebebi, deneyimlerinizden faydalanmak ve kendi deneyimlerimi de sizlerle paylaşmak.

hepimize başarılar..
daada - Pts 22 Oca, 2007 14:35
Mesaj konusu:
rosina hoşgeldin aramıza.Neler yapıyorsun ?Nasıl hareket ediyorsun neler düşünüyorsun bu konudaki emeklerini merak ediyorum.
Sevgimle.
rosina - Pts 22 Oca, 2007 19:00
Mesaj konusu:
merhaba daada
ozan bey'in zayıflama diyetleri çöpe isimli kitabını okuduğumdan beri aklım allak bullak oldu. kendimi bildim bileli zayıflamaya çalışan zayıf biriydim. Geçmiş zaman kullandım çünkü o zamandan bu yana epey kilo aldım. hep kendimi şişman gördüm, gösterildim. Bale yaptığı için sürekli kilo vermem gerekiyordu. ben çabaladıkça rejimlere inat daha da kilo aldım. bir tabak makarna için koşu bandında geçen dakikalarıma şimdi acıyorum. insanım ben de, makarna da şekerpare de yemek isterim.. bazen öyle zamanlar oluyordu ki; bir tabak mantıya kendimi feda edebilirdim. tabiri caizse gözüm dönüyordu.. en sonunda da bir tencereyi mideye indirip doğru tuvalete.. geceleri uyanıp reçel kavanozlarını açması için babama ağladığım çok oldu.. 2 hafta aç gezip sonra toz şeker kaşıkladığım da.. sonra da kendime hakim olamadığım için kendimden nefret ediyordum.. kısacası yemekten zevk alıp, sonra da çok büyük günah işlemişim gibi ağır suçluluk duyuyordum..
kitabı okudum ve internetten diğer kitapları ısmarladım. elime geçer geçmez daha çok bilgi sahibi olup daha çok şey başaracağıma inanıyorum.
bu kitaptan sonra yaptığım ilk şey acıkmayı beklemek oldu.. beklerken de neredeyse bir yıldır her canım çektiğinde ağzımdan salyalar damlayarak yemeyi reddettiğim iskender kebabı ısmarladım. gerçekten çok heyecanlandım.. acıktığımı anladıktan sonra oturup çılgınca yedim ama doymayı bilmediğim için çok acı çektim. 3 gün sonra deneme yanılma yöntemiyle doymayı da öğrendim. ne kadar da çabuk doyuyormuşum meğer.. şimdiden bir kilo verdim ama o sayılmaz. kitapların hepsini okuduktan sonra daha bir emin olarak devam etmek istiyorum. kafamda çok soru işareti var. ama güvenle alakalı değil.. bu olay hayatımda duyduğum en mantıklı şey.. daha da ötesi olduğuna inanmıyorum.. bütün ömrümü yemek ya da yememek ile geçiren bir bulimik olarak şu anda hayattan aldığım keyfi başka hiçbirşeyle kıyaslayamam.

umarım herşeyi doğru anlamışımdır.. burada da fazla bilgi edinemedim açıkçası.. kimse açıkça deneyimlerini ya da anladıklarını, yaşadıklarını yazmamış.. ben yıllarca diyet yapmama rağmen hiç bir zaman kalori hesabı yapmadım. çünkü mantığım hep duygularımdan ilerdedir. onun yerine insülin düzeyini aşağıda tutma diyetleri uyguladım. pankreasın çalışmasını engelledim kendimce.. karbonhidrat ve şeker alımını kestim. ama atkins diyeti gibi değil.. daha çok montignac.. dolayısı ile bu olayı direk kendime oturttum.
sizin düşüncelerinizi ve neler yaptığınızı çok merak ediyorum. işin ayrıntısını ve prensiplerini öğrenmek istiyorum..

sevgiler..
Başak - Pts 22 Oca, 2007 20:52
Mesaj konusu:
Hoş geldiniz rosina,

27 yaş için diyetler konusunda ciddi mesafe katetmiş, belli ki epeyce de konuyla ilgili araştırmalar yapmışsınız.

Ben de mükemmelliyetçi karaktere sahip ve çok da inatçı, sebatlı yapıda bir birey olmama rağmen bu konuyla nasıl mücadele verdiğimi en iyi kendim bilirim.

Saydığın ve saymadığın onlarca çeşit diyeti okuyup bir çoğunu uyguladım.
Ben de yo-yo sendromu yaşadım.

İnanamıyordum,kilo bir bilgi ve irade sorunuydu ve bende her ikisi de vardı, nasıl oluyordu da tam zayıfladım derken geri dönüşler yaşıyordum?

kilo konusunu bir düşman olarak belledim ve yakın takibe aldım, artık her çıkan yazıyı okuyor ,arşivliyor, bilgileri kıyaslıyor, bizzat deniyor, her türlü yöntemi mercek altında didik didik ediyordum.

Sonuçta öyle bir noktaya geldim ki bu işin okulunda okuyanlar bile en azından bu işin psikolojik yönü konusunda benim kadar öngörü sahibi değillerdi çoğu kez, sadece bu işin diplomasını almamıştım sanıyorum.
Bir de eczacı olup sağlık konusuna yakınlığım da hesaba katılırsa, kısaca söylemek gerekirse belli bir noktaya geldiğimi zannediyorum.

Hâlen araştırma ve gözlemlerim devam ediyor, kim, ne yapmış, ne kadar korumuş,artısı eksisi ne olmuş, yeni gelişmeler neler..Hep tetikteyim.

Ben 3.5 yılda ve eksi 29 kg. dayım.İlk 15' ini 6 ayda verdim.Sonrası duraklama 3-5 alıp vermelerim oldu.En son geçen yıl -33 değerini gördüm ve ardından depresyona girdim.
Hiç bir şeyden tat almıyordum, ruh gibiydim, zihnen olması gerekeni kabul ediyor fakat bir türlü farklı davranamıyordum ki beni tanıyanlar ne kadar pozitif karakter özelliklerine
sahip olduğumu bilirler.Halimi açıklayamıyordum ve çevremdekilerin üzüldüğünü görünce ben de üzülüyordum.

İlâç kullanmaya karar verdim ama bir sorun vardı, antidepressanlar genelde kilo alımına neden olurlardı. Aldırma ve zayıflatma özelliği-kişiye göre değişiyor, kimisi alıyor aynı ilaçla, kimisi veriyor.- özelliği olanlardan birisine hem de piyasada mevcut en düşük dozunun yarısı ile başladım, hesapta 1 hafta sonra doz arttıracaktım.
Beklenmedik bir şey oldu, ertesi günden itibaren tartı ibresi yukarıyı göstermeye başladı ve normalde iyileştirici etkisi 20 günden sonra başlar ya, daha ilk günden kendimi iyi hissetmeye başladım.
Nasılsa durur diyordum, 1 ay, 2 ay ama durmuyordu kilo almam.İşin kötüsü yemiyordum da sadece uyuyordum. Gündüz işte ayık gezmeye çalışıyor akşam oldu mu gözümü açamıyordum.
Diyetleri biliyorsun, isim vereyim, isveç diyetini dahi 3 gün uygulayıp da ne alıp ne de verdiğimi gördüğümde- ki en az- 2.5 göstermeliydi tartı, ketojenik diyetlerdendir.-
tamam dedim, bu cepheyi ben en baştan kaybetmişim.

4 ay kullandım ilacı ve 12 kg aldım bu sürede,sürekli yürüyüş yapan ben bu sürede değil yürüyüş yapmak ancak işe gittim ve evde de uyudum.

Bu süreden sonra ilacı bıraktım, iyi hisediyordum artık. Bırakır bırakmaz ibre yavaş yavaş aşağıya yöneldi ayda 1 kg hızıyla gidiyorum, kimi ay hiç vermiyorum bir sonrakinde daha fazla veriyorum.

8 i gitti 4 ü kaldı hâlâ, iyi uğraştırdı beni ama artık zor gidiyor açıkçası ben de umursamıyorum, kendimi iyi hissediyorum, 3.5 yıllık bir koruma değeri de benim için çok önemli, herkes veriyor ama kısa süre sonra 1 yıl, 2 yılda en geç geri alıyorlar çoğu zaman o kadar bile sürmüyor.

Diyetler konusunda yazdıklarımı siteden okuyabilirsin, bloglarda linkim var, istediğiniz her yazıyı da buraya hiç sormadan taşıyabilirsiniz, yeter ki daha çok insana ulaşsın, faydalı olsun.

Diyet yapmıyorum ama kan şekerimi yükseltmeyecek şekilde besleniyorum.
Bunların tarifleri diyetler kısmında açıklanmış

Her gün 6 km yürüyorum.Beslenmemde de canımın istediğinden aşırıya kaçmadan bedenime veriyorum, 1 tabağa bütün yediklerim sığıyor diyeyim.Onun dengelemesini diyet bilgilerimle duyduğum istek doğrultusunda yapıyorum.Ara öğünlere meyve katıyorum, bazen yanına 1-2 grissini.
Şeker isteyince ayva yiyorum.
Bir şeyi çok canım istemişse yiyorum ama yürüyüşümü asla ve asla bırakmıyorum.

Önemli olan sabır ve istikrar, gerisi geliyor..

Hadi, kolay gelsin hepimize..

daada ben de Auryn'i çok merak ediyorum, her şey geçer hayatta, çözümsüz az şey var, yeter ki gayret edip, bunda da sabırlı olalım.
Auryn, bir oğlak burcu' nun ne kadar hassas, duygulu olduğunu bilirim veya öyle inanırım diyeyim ve seni de bir kardeş gibi sevdiğimi bilmeni isterim canım..

Sevgiler hepinize..
crea - Sal 23 Oca, 2007 09:37
Mesaj konusu:
Rosina'cığım, seni burada da gördüğüme çok sevindim! Ve diğer kitapları da okumaya karar vermene daha da çok! Çok faydasını göreceğine eminim. Bu hastalığı birden silkinip atmak çok zor ama kendine zaman tanırsan ne kadar uzun zamandır hasta olursan ol, kurtulabileceğini biliyorum. Görüşmek üzere, öpücükler
daada - Sal 23 Oca, 2007 11:35
Mesaj konusu:
Sevgili başak ablacım bende seni çok seviyorum .Seni tanıdığım için ve beni hayatına dahil ettiğin için çok teşekkürler.
Sevgili Rosina herkes neden kendi deneyimleri paylaşmıyorlar biliyormusun çünkü bu bir diyet değil herkesin kedine göre bir yaşam tarzı ve zayıflama şekli var diye düşünüyorum ben.Doğruyu sen kendinde bulucaksın kimsenin söylediklerinde değil kendini dinle ve vucudun sana ihtiyaçlarını söyliycek her istediğini acıkarak ve doyarak yemeyi öğrettikten sonra yediğin sürece aç kalmadan zayıflayacağından veya istediğin kilonda sabit kalacağından emin olabilirsin.En doğru kilo uzun süre sabit kalan kilo imiş bunuda unutmayalım lütfen.Sorunların olursa yardıma hazırım canım sende bu yolda zaten bayağı bir yol kat etmişsin kendince gördüğüm kadarıyla.
Sevgimle.Hoşça ol.
daada - Sal 23 Oca, 2007 11:46
Mesaj konusu:
Sevgili başak ablacım bende seni çok seviyorum .Seni tanıdığım için ve beni hayatına dahil ettiğin için çok teşekkürler.
Sevgili Rosina herkes neden kendi deneyimleri paylaşmıyorlar biliyormusun çünkü bu bir diyet değil herkesin kedine göre bir yaşam tarzı ve zayıflama şekli var diye düşünüyorum ben.Doğruyu sen kendinde bulucaksın kimsenin söylediklerinde değil kendini dinle ve vucudun sana ihtiyaçlarını söyliycek her istediğini acıkarak ve doyarak yemeyi öğrettikten sonra yediğin sürece aç kalmadan zayıflayacağından veya istediğin kilonda sabit kalacağından emin olabilirsin.En doğru kilo uzun süre sabit kalan kilo imiş bunuda unutmayalım lütfen.Sorunların olursa yardıma hazırım canım sende bu yolda zaten bayağı bir yol kat etmişsin kendince gördüğüm kadarıyla.
Sevgimle.Hoşça ol.
rosina - Sal 23 Oca, 2007 12:55
Mesaj konusu:
merhaba

sevgili Başak, canın tatlı istediğinde ayva yemen yine de bir kısıtlama değil mi? ya da canının çok istediğini yiyip sonra onları yakmak için yürümek.. ya da kan şekerini yükseltmeyecek yiyecekler seçmek.. ben de bunu yapıyodum.. olay zaten içinde diyet geçen herşeyi kafadan silmek ve bedenin sesini dinlemek değil mi? benim canım şekerpare isterse ve ben onun yerine ayva ya da elma yersem yine vücudumun istediğini vermemiş, onu kısıtlamış olmaz mıyım??

sevgili crea, düzelebilmek için gerçekten çok çaba sarfediyorum. bilgi alabileceğim her noktayı bulup öğrenmeye çalışıyorum. çok zamanım boş yere geçip gitti. artık daha fazla zaman harcamak istemiyorum. ben de seni gördüğüme çok sevindim.

daada, benim öğrenmek istediğim insanların günde ne kadar ne yediği değil. ya da haftada kaç kilo kaybettikleri değil. daha çok bu hayat tarzını benimserken yaşanan zorluklar, püf noktaları, vs.. yani herkes ortak sorunlar mı yaşıyor diyetleri bırakırken.. ya da herkes kolayca bunu benimsiyor mu kafalarında soru işaretleri oluşmadan? bunun tam mantığı nedir? mesela yukarda kafamı karıştıran bir yazı var ve benim anladığımla ters düşüyor. ben canımın istediğini mi yiyeceğim, herkesin acıkmayı öğrenme süresinde yaşadıkları nelerdir?.. acıkma duygusuyla karıştırılan başka bir his olabilir mi? doyma nasıl bir histir?. deneyimden kastım buydu.. mesela benim midem tahmin ettiğimden daha küçükmüş.. ayrıca da çok geç acıkıyorum. bu acıkma, midemin acısından kıvrandığım zamanki his mi yoksa gastritim yüzünden mi ben öyle sanıyorum?? bunun gibi yani..
Başak - Sal 23 Oca, 2007 14:24
Mesaj konusu:
Rosina'cığım,

Yıllar yılı diyet dedik, şok dedik, yalan yanlış bir sürü uygulamayla bedenimizde bir ters algılama, direnç, savunma, tetikte olma hali yarattık.
Bu yanlış kodlamaların izleri bir anda silinmiyor.
şu anda dışarıda işlerim var yetişmesi gereken, msn adresimi yazıyorum, ama artık yazıyla cevap veremeyecek kadar yoruluyorum, çok sorumluluğum var, mikrofonun varsa konuşalım, sen kendi yorumunu yap ve hatta buraya da anladığını yazarsan daha da iyi olur.
msn de bile sürekli çevrimdışıyımdır, beni eklersen PC başında isem görür ben sana ulaşırım eğer sen de uygun görür ve istersen..

[email protected]

sevgiler..
ozantuncer - Sal 23 Oca, 2007 19:53
Mesaj konusu:
Hepinize merhabalar, yazdıklarınızın hepsini satır satır dikkatle okuyorum ve gelişmelerden, yeni katılımlardan sevinç duyuyorum.
Birçoğunuz, sorulara en az benim kadar cevap verecek duruma gelse de.... istediğinizde... her zaman müsaitim, sorularınıza cevaplar oluşturmak, sizlerle beraber düşünmek için her zaman vaktim var.
Umutluyum, önümüzde güzel günler var.
Çekinmeden, sorunlarımızı, varsa zorluklarımızı Diyet Kardeşliği'mize aktaralım, birlikte çözümler arayalım. Zorlukları aşmaya başlayanlar, deneyimlerini cömertçe paylaştıkça çözümler kolaylaşıyor.
Bu arada, ben de Auryn'i merak ediyorum.
Kendim ve eşim Nathalie adına içten sevgiler.
daada - Çar 24 Oca, 2007 16:42
Mesaj konusu:
Rosina canım anlattıklarından anladığım kadarıyla sen bu işi çözmüşsün!Acıkmayı, doymayı öğrenmişsin kiloda vermişsin.Bu konuda ancak kendin kendine yardımcı olabilirsin.Deneyimlerimi paylaşmak nasıl anlatabilirim bilemiyorum bu kişiden kişiye değişiyor sadece çok basit bişey vucudun ve ihtiyaçları acıkmayı bekliyceksin canının istediğiyle bir sofra hazırlıycaksın ben buna eskilerin dediği gibi "Allah ne verdiyse" diyorum fazla şımarıklıklar yapmadan dışarıda beslenmek istemiyorum daha sağlıklı olabileceğini düşündüğüm kendi yaptığım yemeklerle doymayı istiyorum çünkü.Senin dediğin gibi ben çok çabuk acıkmıyormuşum diyorsun bende tek bir çeşit yemekle doyuyormuşum onu farkettim bu ister çorba olsun, ister ana yemek veya sadece makarna veya tatlı ilede doyabiliyorum.Sabahları kahvaltı edersem ,öğlen işyerimde fazla acıkmadan sofraya oturuyorum ve bu benim hoşuma gitmiyor ama sabahları bişeyler yemezsen öğlen işyerimde çıkan yemeklerin lezzetleri daha çok hoşuma gidiyor.Şu spor konusu benim canımı sıkıyor hayatıma zorla değil isteyerek bir hareket katmam gerektiğini düşündüğümden bende artık zevkle iş çıkışı 45 dk çarşılarda dolanıyorum ve böylece spor değil canımın istediği hareketi yapmış oluyorum böyle yapmakla yine doğrumuyum yalnışmıyım bu konudada tam emin değilim aslında .Bakalım zaman göstericek.Senin dediğin gibi çok rahat ve huzurluyum.Aceleci olmamak için sadece biraz kendimle mücadelem var o kadar Sad
Sevgimle.Hoşça ol.
Başak - Pts 29 Oca, 2007 14:12
Mesaj konusu:
Aslında yazmak istediğim şeyler var, tümünü ifade edemedim zihnimdekilerin..
Fakat bunları derli toplu bir biçimde sunabilmek için de bakmam gerekli olan bilgiler var,yaptığım iş düzgün olsun, sonradan düzeltme gerektirmesin diyorum ama,internette çok yere bölünmeye çalıştığımdan ve normalde de görev ve sorumluluklarım olduğun-
dan cevaplarım gecikiyor.

Zihnimdekileri zaman içerisinde aktaracağım kısmetse, yeri geldikçe, alıntı yapmak tabii ki çok daha kolay, yaşadıklarınızdan ve gözlemlediklerinizden alıntı yapmaksa biraz daha düşünmeyi gerektiriyor.

Gecikmeli olarak teşekkürlerimi iletiyorum Ozan bey, eşinize de sevgiler..
Sormak istediğim şeyler tabii var, örneğin rosina'ya istediğim gibi bir cevap veremedim,sorusu biraz havada kalmış gibi oldu.

Kısıtlama yok.. derken, benim anladığım sınırsız ve ölçüsüz yemek olamıyor hiç bir zaman, zâten kilolu insanlarda şekerin kullanımı bozulmuş oluyor.
Normalde alınan şekerin enerjiye çevrilmesi gerekirken, kilolu insanda bu, yağa dönüştürülüyor ve bu yüzden, bitkinlik hissediyor bu insanlar.. olarak okumuştum nerede ve ne zaman okuduğumu hatırlamıyorum, eski ama katıldığım, bana doğru gibi gelen bir bilgidir.

Kısaca ortada işleyişi bozulmuş, deyim yerindeyse 'kafası karışmış' , 'güven duygusu zedelenmiş' bir metabolizma var.

Tüm bu olumsuzluklar bir anda silinemiyor zihinden, hele ki genetiğine 'savunma' kodlanmış bir bedenden..

Her ne yapılırsa sakin ama düzenli, istikrarlı bir şekilde yapılması gerekiyor. Bir de her ne kadar sâkin olursanız olun belli miktarda kilo verdikten sonra devamını getirmek daha özel bir sabırlılık ve sistematik gerektiriyor.
Bu iş düşündüğümden daha zormuş ama problem değil, sabır ve kararlılıkla aşılacaktır.

Ozan bey, size sorum şu yönde olacak.Burada kısıtlama yok derken, kişinin -ki kilolu olan insanların ortak zaafı genelde pasta, çikolata, börek,kurabiye...gibi basit karbonhidratlardır.- öncelikle dikkat etmesi gerekenleri bir kez daha özetler misiniz?

Ayrıca gün içerisinde aynı öğünde 4 temel besin grubunun da bulundurulup tüketilmesi-sebze-meyve, tahıl, et grubu, süt -yoğurt- konusunda sizin yaklaşımınız nedir, ayırma diyetleri konusundaki düşünceniz nedir? Montignac gibi..
Örneğin şöyle bir yaklaşım okuduğumu hatırlıyorum, felsefesi şu:
Bu besinler (proteinli ve karbonhidratlı) farklı enzimlerle sindiriliyor-sindirimleri sırasında farklı enzimlerin açığa çıkması gerekiyor.-Aynı anda hem proteini hem khidratı sindiren enzim açığa çıkmamalı.3- 4 saat aralıklarla besinleri tüketirsek hem vücut alması gereken besin maddelerinden yoksun kalmaz hem de zayıflama kolaylaştırılmış olur.Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Tekrar bir dile getirmenizi rica edebilir miyim?
Şimdiden teşekkürler..
rosina - Pts 29 Oca, 2007 15:45
Mesaj konusu:
sevgili başak

ben yaklaşık olarak 15-16 senedir diyet yapıyordum.. ve de en son yaptıklarımdan biri de montignac idi.. iki ay içerisinde yaklaşık 7 kilo verdim. tıkabasa yiyordum ve inanılmaz enerjiktim. fakat ailemle yaşadığım için ve okula gittiğim için istediğim tür yiyecekleri bulmaya çalışmaktan çok yoruldum. eve geliyorum makarna, börek, ekmekle yoğrulmuş köfte, içinde haliyle pirinç olan dolma vs.. okula gidiyorum, sürekli yanımda haşlanmış yumurta ve salatalık.. gerçekten çok başarılı olmuştum ama bir yerden sonra pizzacıya gitmek isteyen erkek arkadaşım, ısrarla son yaptığı tatlıyı denemem için baskı yapan annem(daha önceki kusma ve yememe sorunlarımdan dolayı gözlem altında tutuluyorum), yemeğe çağıran müstakbel kayınvalidem karşısında gayet uyumsuz ve gıcık bir pozisyonda kaldım. bütün bunların üstüne bir de kilo vermem durup da kilo almaya başlayınca tekrar herşey en başa döndü. o dönem içerisinde de öğlen yanıma ne götürsem, akşam evde benim yiyebileceğim ne var diye düşünmek beni çok yordu. düşünün ki; yemeğe davet ediliyorum ve yemeğimin içindeki patates ve havuçları ayırıyorum.. hem de çok sevmeme rağmen. üstüne üstlük pilav yemiyorum ve ikramların karbonhidratlı olanlarını sürekli geri çeviriyorum.
bu diyetin mantığını kavradım ve pankreas, insülin ve karbonhidratlarla ilgili çok şey öğrendim. aman kanımda insülin dolaşmasın diye çok uğraştım. zaten bu diyet karbonhidratı tamamen kesin de demiyor. ekmeğin tam olanını yiyin, şekerin saf olanını tercih edin, sebzeleri çok haşlamayın ve diyet ürün kullanmayın diyor. ama sosyal ortamlarda yeterince antipatik olmanızı sağladığı da kesin. sonuçta bu da bir diyet ve çöpe gitmesi gerek. sonsuza kadar barların tuvaletlerine saklanıp yemek için çantamda haşlanmış yumurta taşıyamam. ya da davetli olduğum yemeklerde tabağımdakileri karbonhidratlar ve proteinler diye ayıklayamam. tas kebabını sütlü patates püresi ile yiyemedikten sonra banane salatalıktan, tam buğday ekmeğinden.

benim de merak ettiğim, bozulmuş bir metabolizma ve sürekli insülin salgılamaya kendini programlamış bir pankreas ile ne kadar süre sonra normal insan gibi olabilirim? aslında kafamdaki yapmış olduğum ve yapmamış olduğum bütün diyetleri çöpe attım. buna çok inanıyorum. ama mantığını çözemiyorum. ya da diğerleri beni çok zehirlemiş, doğal olanı algılama zorluğu yaşıyorum.

bu haftaki deneyimlerime göre doyduktan sonra biraz daha yersem, acıkma sürem uzuyor. ve sonrasında da 2 kaşık çorbayla hızla doyuyorum. bu olayda en güzel kısım hayattan da zevk almaya başlamaktır. kıymalı patates yedikten sonra pişmanlık duymamaktır.. ya da akşam yemekte mantı varsa sevinebilmektir..

sorumun temelinde bunlar yatıyordu. umarım anlatabilmişimdir.. ben gerçek bir diyet yorgunuyum. ve bu kısıtlamama durumu beni yeniden hayata bağladı ve içinde yine kısıtlama olacaksa bunun diğerlerinden ne farkı var diye düşünmüştüm.
Başak - Sal 30 Oca, 2007 02:44
Mesaj konusu:
Mesajını oldukça geç bir saatte farkettim, iki kelimeyle de olsa hemen cevaplamak istedim çünkü senin ne durumda olduğunu da düşünüyor, bilgim dahilinde olanları da paylaşmak istiyordum.
Haklısın ayırma diyetlerinin en kötü yanı asosyal olma ya da bıkkınlık duygusudur, ben de sürdürememiştim.
Bilgi ve denemeler konusunda da inan hatırım sayılır benim de..

Zor olanı kilo verip de atuyorum, Bursa' ya İskender yemeye gideceğim , hayâlim bu.. ya da 'bekleyin pastalar, börekler, kilo vereyim, tekrar kavuşacağız, ilk fırsatta size döneceğim' diye düşünen çok fazla insana bunun bir hastalık olduğunu ve aynı şartlarda nüksedeceğini anlatabilmek ve iskender' ini de pastanı da ye, ama meselâ haftada 15 günde bir ye ama öldürmeden, işin tadını kaçırmadan ye, sonra rutinine dön..
Senin hayatın bundan sonra belli kuralları gerektiriyor.
Yapamayacağın, sürdüremeyeceğin hiç bir şeye başlama sakın, anlık çözümü olan bir mesele değil bu.. diyebilmek..

Benim çözüm yolum egzersiz..Tercihim uzun yürüyüşler.. Belki kendimi hazır hissettiğimde kas yapıcı egzersizlere de gireceğim.
Şimdilik dayatma uygulamıyorum, vücudumun taleplerine uyuyorum ama onun da beni anlamasını ve ona göre taleplerde bulunmasını kolaylaştırmaya, bilinçaltıma işlemeye çalışıyorum.

Seninle yazışmak zevkli, durumundan haberdar olmak isterim eğer sen de dilersen..
Gönlündekilere kavuşmanı içtenlikle dilerim.

Sevgiler..
rosina - Sal 30 Oca, 2007 14:38
Mesaj konusu:
merhaba tekrar

kısıtlamayı kaldırışımın ikinci haftasını kutluyorum ama farkettim ki tam kaldıramamışım.. Ozan Bey'in diğer 3 kitabını da aldım.. İlk kitaptan başladım okumaya.. Ama hala doyma kısmında problem yaşıyorum. Doyduğumu anlayıp yemeyi kesiyorum. ama bir süre sonra aşırı doymuş olduğumu anlıyorum.. elimde olmadan aşırı pişmanlık duygularım geri geliyor. bu duygudan uzaklaşmaya çalıştıkça sanki beni arkamdan kovalıyor.. herşey harika gidiyordu ama bu bulimik geçmişim bir türlü yakamı bırakmıyor. istediğimi yiyebilme özgürlüğüne kavuştuğumu sanıyordum ama anladım ki önümde aşılması gereken çok çok önemli bir engelim var. çok moralim bozuldu.. midemdeki şişlik aklımdan çıkmıyor..
daada - Sal 30 Oca, 2007 15:53
Mesaj konusu:
rozina canım nolur takma diycem kafana ne durumdasın? napıyorsun ?bilmiyorum ama şu anda hemen zevk alarak yaptığın şeylerin listedini yap ama şöyle 30 maddelik bişey olsun ve böyle hissettiğin durumlarda hemen gözünün önünde bulundur ve o maddeler arasında o anki durumuna en uygun olanını seçip yapmanı tavsiye edebilirim.Bu geçici bir durum bende şu anda aynı şeyleri hissediyorum eskiye göre çok yememe rağmen acayip şişmiş hissediyorum kendimi ama bunun geçici bir durum olduğunu biliyorum bak doymayı geçince acıkmanın geçiktiğininde farkına vardın!! bak ne güzel çok iyi gidiyorsun !!bende tam senin gibi iki hafta bitti tamam dedim ben işi başaramıyorum bir gün sonra tartıda eksileri görünce dedim tamam ben bu işi başarıyorum olucak yaa nolur kendine inan ve kendine sev ...
Öpüyorum şeker.Sevgimle.Hoşça ol.
semme - Çar 31 Oca, 2007 07:34
Mesaj konusu:
Selamlar bende geldim burdayim.. Smile Daadacim saglik durumum iyi MRI temiz cikti sadece beyin damarlarindan birinde daralma olmus, complicated migren diyorlar.

Hemen hemen tum mesajlari okudum. Zayiflama D. Cope kitabini download ettim sonraki adimim ne olmali.
Diger kitaplar derken ne kast ediyorsunuz? Bu isin bir methodolojisi var mi?
daada - Çar 31 Oca, 2007 11:34
Mesaj konusu:
Semme canım çok sevindim MR sonuçlarında bir sorun çıkmamasına diğer bahsettiğin şey içinde allah acil şifalar versin diyorum canım.Sana tek önerebilceğim okuyup anlamaya çalış!!Bu olay psikolojik bir hastalık onun farkına var ve kendi kendini iyileştireceksin bunuda aklında çıkarma;) Diğer kitapları bende okumadım ben sadece Zayıflama Diyetleri Çöpe adlı kitabı okudum ondan sonra sizlerle olan paylaşımlarımla Ozan beyin cevaplarıyla Bloguyla düşüncelerimi beynimde kesin bir çizgiye oturttum diyebilirim canım.Sen buraları okumaya devam et aklına takılanlar olursa sorular sor sana mutlaka cevap vermeye çalışırız.
Sevgimle.Hoşça ol.
Başak - Çar 31 Oca, 2007 14:00
Mesaj konusu:
Merhaba..

Gece yazmayı denedim ama engelim çıktı, şimdi ise kendi forumumdan bugün yazdığım bir kısmı buraya da alıntılıyorum.

Sevgili rosina ne kadar süreyle bu dengeyi oturtmaya çalışmak gerekli bilmiyorum, aklımda dünya sağlık örgütü verisi olarak 5 yıl rakamı kalmış, ama dayanılmayacak, katlanılmayacak hâle getirmeden sâkin ama kararlı bir tutum içine girmesi gerekiyor bana göre kişinin..

Ben bununla yetinebilirim ve mutsuzluk hissetmem..Ben bu egzersiz ve yeme davranışı değişimini kendi sağlığım ve mutluluğum adına seçiyorum.. u kabullenmek meselesi..
Yapılabilir mi, yapılıyor ama kararlılık ve azim istiyor.
Bir de ne için yaptığını önce kendimizin anlayıp, inanması..
Bunu bir eksiklik olarak değerlendirdiğimizde ya da başka insanlarla kıyasa girdiğimizde ise problemler başlıyor diye düşünüyorum.
Hani o neden öyle de ben böyleyim.. gibi..
Doyma konusundaki önerim aşağıya alıntılıyorum bugün yazdığım bir yazımdan, bende işe yarıyor, umarım faydası olur.. Sevgiler..

'Düzenli olarak multivitamin kullanıyorum, bu preparatlar iştah açar mı, açar gibi geliyor bana da ama dengesiz beslenme -ve yetersiz- sonucu da vücutta eksilen maddeler can sıkıyor, besin arayışına yöneltiyor ya da sinirlilik, saç ve tırnaklarda ciltte sorunlar olarak geri dönmüyor mu bize?
Şunu farkettim, sofraya oturduğumda genelde yapacak bir işim çıkar benim, elime fincanımı alır, bahçeye çıkarım, telefon gelir konuşurken yemeye ara veririm ve bir bakarım ki iştahım kaçmış.. artık yemek istemiyorum..
Doyma sinyalinin beyne ulaşması 20 dakika civarında oluyordu hatırladığım kadarıyla..Yani, bu 20 dakikada insan bir tabak da yiyebilir bir tencere de..
Yavaş yemenin, yemeye salata ve çorba ile başlamanın iyi çiğnemenin önemi işte bu noktada ortaya çıkıyor.
Bir de her ne olursa olsun aç karnına tatlı yememenin..
Doyduğunuzda belki tatlı ihtiyacınız kalmayacaktır, hem yeseniz de daha az miktarı size yetecektir, ayrıca kan şekeriniz oynamayacaktır ve avantalı konuma geçmiş olacaksınızdır birçok yönden..

Ayrıca eve almamayı denediniz mi hiç arkadaşlar, evde sadece sağlıklı seçenekler bulundurursanız da çok faydası oluyor gereksiz kaloriler almamaya..
Hep diyorum:
Gözden ırak, gönülden ırak..

Bir ara nar hastasıydım, şeker ihtiyacımı karşılamakta, tiryakisi olmuştum..Şimdiyse ayva.. çok işime yarıyor.Tok tutuyor aynı zamanda..
İthal elmayı da severim hem kan şekerini oynatmıyor..
Sütlü tatlılar tercihim, onu bile yapmıyorum artık, çok canım isterse bir porsiyon alıyorum ve bitti..

Yazacağım başka şeylerde var, bakalım ne zaman yazabilirim?
Şİmdilik bu kadar..Sevgimle.. '
semme - Çar 31 Oca, 2007 21:09
Mesaj konusu:
Arkadaslar ben bugun kitabi okudumda aklima su takildi.

Mesela bende kalsiyum eksikligi var sut icmem lazim canim istemesede sut icersem kendimi kisitlamis mi olacagim.

Yine daha once diyet yaptigim zamanlarda limonlu ilik su icerek gune basladigimda diyetle beraber selulitlerimede iyi geliyordu ve o gun icin konstipasyon sorunum olmuyordu. Limonlu su icmekde kendimi kisitlamak mi oluyor?

Yine ben fast foodu cok seviyorum, eger hep canimin istedigini yersem hic sebze ve meyve tuketmemekden korkuyorum..

Siz nedersiniz?
daada - Per 01 Şub, 2007 11:13
Mesaj konusu:
Semme canım eğer süt içmen gerektiğini düşünüyorsan ve bunu açken içemiyorsan sevdiğin başka kalsiyumlu olduğuna inandığın bir şeyi tüketmeyi dene bence mesela kaşar +peynir gibi şeylerde oluyor bildiğim kadarıyla.Fastfood yemekler içinde benim şöyle bir mantığım var.Dışarda nasıl hazırlandığını bilmediğim şeyleri tüketmemeye çalışıyorum.Kendim yapıyorum Mesela yağlı kızarmış şeyleri sevdiğini düşünüyorsan evde tavuk al şinitzel olarak kızart yanında patates kızart bakalım hiç kısıtlama yapmadan ne kadar yiyebilceksin!! Ama illaki ben bunları yerken kendimi tokluğumu anlayamıyorum durmayı başaramıyorum diyorsan ilk başlarda bu açlık tokluk alıştırmalarını yaparken kendini durdarabilceğin şeyler tercih etmeye çalış derim.Bende KFC nin tavuklarını çok seviyorum mesela ama bu alıştırmaları yaparken onları yeme imkanı yaratmadım kendime açlığımı tokluğumu öğrendikten sonra gittim birgün özellikle yedim bakalım dedim ne kadar yiyebileceğim her zaman aldığım menüyü aldım çok açtım yemeğe başladım bir göğsünü yedim sadece diğer kanatları yiyemedim cola iki yudum aldım patesinden 3-4 yedim yada yiyemedim öyle yani.
Ben evimde tencere yemekleriyle beslenmemi yapıyorum tek çeşit yemek yetiyor bize.Ama imkanım yok yapamıyorum diyorsan yine kendi hayat tarzını sen belirliyceksin hiç kimse sana şunu ye şu kadar ye diyemez.!!
Sevgimle.Hoşça ol.
rosina - Per 01 Şub, 2007 11:42
Mesaj konusu:
merhaba

sevgili Başak, verdiğin bilgiler için çok teşekkür ederim. Şimdi daha iyi anlıyorum.. Bir de uygulamaya geçirebilsem çok sevineceğim. Bütün herşeyi kafamdan silmem, tereddütlerimi ve endişelerimi atmam çok zor. Ama tekrar güç topladım ve yeniden başladım herşeye..

Sevgili Daada, dediğin gibi zevk alacağım şeyleri düşündüm ve hayatta en çok zevk aldığım şeye yeniden başladım. bir müzikal korosuna girdim ve haftada bir gün çalışmalara katılacağım. kendimi yeniden hayata bağlanmış hissediyorum artık. en azından kendi kendime kalıp beynimi yememe engel olur bu yeni meşgale.. hayatımın bütün boş kısımlarını dolduracağım.

Yemek konusuna gelince; yine bir sorum olacak. Gece geç saatlere kadar uyumadığım için acıkıyorum ama reflüm olduğu için yemek yemek istemiyorum. sonuçta acıkmış bünyeme istediği enerjiyi vermemiş oluyorum. yine kıtlık durumuna sokmuş olur muyum kendimi? gece yemediğim için kısıtlamış olur muyum?
daada - Per 01 Şub, 2007 14:36
Mesaj konusu:
MERHABA rosina,Çok sevindim hayatına yeni renkler kattığına devamını dilerim.
Akşam acıktığın halde yememek konusunda da bence uzman yada doktor değilim yalnış yönlendirmek istemem ama bu durum sürekli olursa kıtlık mesajını algılar geceleri reflünü tetiklemiycek şeylerde tüketebilirsin bu ne olabilir bilemiyorum sen kendini daha iyi tanırsın! süt iyimi gelir kötümü bilmiyorum !meyve yemeyi deneyebilirsin veya beyaz leblebi eğer sorun çıkartmıycaksa senin için aklıma gelen alternatifler benim bunlar canım.
Sevgimle.
Başak - Per 01 Şub, 2007 21:28
Mesaj konusu:
Reflü' de Günlük alışkanlıkların ve beslenmenin düzenlenmesi:

Yatarken vücudun üst kısmının ve başın yüksekte olması yararlıdır. Bunun için, yatağınızın baş kısmını yaklaşık 15 cm yükseltecek şekilde destekleyin.

Alkol ve sigara kullanmayın

Gerekmedikçe aspirin ve diğer ağrı kesici, romatizma ilaçlarıı kullanmaktan kaçının

Kafein içeren bütün gıdalardan (kahve, çay, kafeinli-kolalı meşrubatlar, çikolata gibi) kaçının

Baharatlı, acılı ve yağlı gıdalardan kaçının

Öğünlerde çok fazla yemeyin; bunun yerine, az miktarda ve daha sık (ara öğünlerle) yemek yiyerek midenin gerginliğini ve asit salgısını azaltabilirsiniz

Yemek yedikten hemen sonra yatmayın, eğilerek iş yapmayın ve güç gerektiren işlerden kaçının

Dar ve sıkı giyecekler giymeyin

Yatmadan önceki 3 saat içinde gıda almayın; aksi halde yattığınızda midedeki asit miktarı çok olacaktır

Şişmansanız kilo verin

2. Mide asidini azaltan ilaçların kullanılması:

Doktorunuz mide asidini azaltmak için bazı ilaçları kullanmanızı isteyebilir.

Bu kadarını alıntıladım yazının, son üç saatten söz ediyor yatmadan.. Bu süre içerisinde size dokunmayacak ama açlığınızı yatıştıracak besinleri tüketebilirsiniz, zaten az ve sık beslenmeden söz ediliyor tedavide..

Rosina'cığım müziğe başlaman çok güzel, insanı gerçekten rahatlatan bir olgu, terapi etkisi yaptığını düşünüyorum ben de meraklısı olarak..

Yanındayız canım, seninleyiz..Başaracağına yürekten inanıyorum.
Sevgimle kal..
semme - Cum 02 Şub, 2007 20:24
Mesaj konusu:
Selamlar herkese,

Sanirim daha ilk gunlerden acikmayi ogrendim, ofisde ders calisirken getirdigim cikolata ve sekerleri acikmadan sirf stresimi alsin diye yedigimi fark ettim. Elime yemek icin birsey aldigimda direk karnima bakip acikip acikmadigimi anlamaya calisiyorum acikmadigimi anlayinca hic birine el surmedim. Gercekden de yanimda okadar sey getirmem gereksizmis cogu zaman getirdigim icin yiyorum sanirim.
Dun eve acikmis olarak vardim yemek hazirlarken bir yandan da cips yedim ama bilincli olarak yedim.
Zaten biraz yedikden sonra doydugumu fark ettim ve yemek yemedim.
Aksam esim gelincede yemeklerden cok kucuk porsiyonla doydugumu fark ettim hatta sanirim halen kitlik psikolojisinden olsa gerek birazda fazla yedim.
Doymayi ogrenmek sanirim biraz daha zor olacak..
neyse bu sabah uyandim ve canim istemedigi icin kahvaltiyi birkac saat gec yaptim, ve sofradan bu sefer doyarak kalktim ne eksik ne fazla.. O kadar az seyle doydum ki anlatamam...
Ayrica o kadar cips ve normal yemek yemege karsi iki gunde 200 gr vermekde cok motive etti. Ustelik halen tam olarak bu isi ogrenememe ragmen..

Tam gaz devam.....
daada - Cum 02 Şub, 2007 23:15
Mesaj konusu:
Semme canım devam devam maşaallah walla süpersin hayatım işte bu kadar basit! biraz çabayla tekrar vucudunun açlık tokluk sinyallerine birazcık ilgi gösterdiğinde bu yetilerini kendine tamamıyle öğrettiğinde hiçbir şeye ihtiyacın kalmıycak ne tartıya ne başkasının şunu şu kadar yemelisin şundan yememelisin demesine kulak asmıycaksın çünkü kendi vucudunu herkesten çok daha iyi sen tanıyorsun neyi ne zaman isteyceğini öğreniyorsun!Çok basit diyet yapmaktan daha kolay yaşıyorsun işte.
Ama şuda var bu kadar kısa sürede böyle eksileri görenleri kıskanmıyor değilim açıkçası benim kilo vermem çok yavaş belki doğrusu bu ama benimde bugünlerde soru işaretlerim oluşmuyor değil .Ama aceleci olmamam gerektiğinide biliyorum.
Sevgimle.Hoşça ol.
Başak - Cmt 03 Şub, 2007 09:37
Mesaj konusu:
daada canım,
Cesaretini hiç kaybetme..Seninle bol bol konuşacağız bu konularda kısmet olursa, inşallah..
Sadece hayatına hareket kat, şu kış ve soğuk engeli biraz azaldığında, zaten yapılması gerekenleri yapıyorsun, faydasını göreceğine inanıyorum.
Bir de şeker hastalarının beslenmesini örnek al.Bu çok etkili oluyor.Bu konuyla ilgili dosyalarımı toparlıyorum, daha ayrıntılı bilgi verebileceğim o zaman umarım..
Yavaş verdiklerin kalıcı olur, buna inan ve aslâ cesaretini kaybetme!..
Yanındayım ve seni seviyorum..
03esra - Cmt 03 Şub, 2007 10:24
Mesaj konusu:
Ben bu kısıtlama mikrobunu hayatımdan çıkarmaya kesin karar verdim ve başradımda önümüzdeki hafta tam 1 ay olacak ve ben çok rahat, huzurlu ve mutluyum. Açlığımı tokluğumu biliyor artık kilo almıyorum. 1 aydır aynı kilomda sabit kalıyorum. Tam bir yıl önce diyetminin büyük bir kısmı bitti. Geriye 3-4 kilo var vermem gereken ama 1 yıldır yapamadım sanırım zayıflamış olmanın verdiği rahatlıkla başaramadım. Aksine zayıflayacağım yerde sürekli kilo alıyor geriye kalan 3-4 kilomu vermek için değilde aldığım kiloları vermek için diyet yapıyordum. Buda tabi beni saçma bir kısıtlama mikrobunun içine atıyor kilo veremediğimi veya aldığımı görünce yemeğe teşvik ediyordu. Şeri canım sana çok tşk. ederim. Sen öğrettin bana DKZ yi senin vede cimcimenin desteği ilede başardım işte. Artık Allah ne verdi ise yiyorum. Yiyipte kilo almayan insanlara imrenerek bakmaktan kalori hesabı yapmaktan sevdiğim yemeklerden mahrum kalmaktan artık kurtuldum. Sütlü neskafemi korkmadan içebiliyorum, hamur işi yağlı veya sebze diye ayırt etmiyorum artık ve artık kiloda almıyorum. Şuanki hedefim 1 ay daha kilo almadan beslenmek olacak. Eğer bu 1 ayıda kilo almadan çıkarabilirsem yeniden diyetime döneceğim ama kısıtlamadan, etli, sütlü, yağlı diye ayırmadan sadece porsiyonları azaltarak hala üzerimde yük olarak taşıdığım 3-4 kilomu vermeye çalışacağım. Bu kiloları vermek için yaza kadar vaktim var hiç acele etmicem o kilolarıda yavaş verip kalıcı zayıflayacağım.
Tüm diyet yapan arkadaşlara sesleniyorum. Zayıflamak inanınki oluyor yeterki isteğin başaracaksınız ben inananların daima yanında olacağım. Yanlız diyet yaparken şunu sakın unutmayın. Kısıtlamalı diyetle çok çabuk kilo veriliyor ama bir o kadarda çabuk geri alınıyor. Hiç bir şeyden kısıtlama yapmayın herşeyden yiyin ama az az ben yaşadım 1 yıl kabus gibiydi ama şükür bitti.
şeri - Pzr 04 Şub, 2007 17:52
Mesaj konusu:
03esra'cım, sana ve diğer arkadaşlarıma faydam dokunabildiyse ne mutlu bana, inan çok sevindim. senin adına çok sevindim. birşeyi kendim başaramadan, başkalarına örnek olabilmek çok güzel çok da ilginç. sizleri çok seviyorum. Ben diyetli/diyetsiz günlerle birlikte diyet yapmamaya, aşırı yememeye kilo vermeye çalışıyorum, bir yandan diyet psikolojisinden kurtulaya çalışıyorum bir yandan onu bunu kısıtlamadan duramıyorum. Herzamanki gibi uğraş didin, elde var ''SIFIR'' Sad Sad Sad Sad Sad Sad Sad Sad Sad Sad
Siz bana bakmayın, ama kendinize çok iyi bakın..
hepinize ayrı ayrı kucak dolusu sevgilerimle..
hoşçakalın.
şeri.
rosina - Sal 06 Şub, 2007 15:50
Mesaj konusu:
sevgili başak ve daada,
bana gerçekten umut veriyorsunuz. çok teşekkür ederim. çok zorluk çekeceğimi biliyorum. sürekli geri dönüş yaşıyorum. ama bu dönüşler her seferinde biraz daha ileride oluyor. bu da beni yüreklendiriyor. bu savaşta yanımda olduğunuz için çok teşekkür ederim. ben de elimden geldiince sizin yanınızda olacağım.

sevgiler..
daada - Sal 06 Şub, 2007 17:02
Mesaj konusu:
Sen yeterki bizim yanımızda ol rosinacım bu senin için daha kolay olucak! belki biz sana ulaşamayız ama sen bizim yanımızda oldukça daha yakın olabileceğimizden eminim.Birde şu zorlanma kelimesi yerine alışmaya çalışacağım yada başaracağım bunu yapmamam için hiçbir sebebim yok demeyi dene derim ben canımcım.
Seni hatunca netten de takip ediyorum haberin olsun Wink
Sevgimle.Hoşça ol.
Başak - Sal 06 Şub, 2007 19:36
Mesaj konusu:
rosina' cığım,

Öylesine içten gönülden istiyorum ki başarmanı bunu sana tarif edemem..
Ama her ne şekilde destek vermemi dilersen -bu isterse geceyarısı açacağın bir telefon bile olabilir, limitsiz desteğim seninle, bunu bilmeni isterim.
Müzik çalışmaların motive edici olabilecek gibi mi, nasıl buldun?
Koro çalışmaları sürekli tekrarlar nedeniyle belki can sıkıcı olabiliyor kimi zaman, sonucu çok keyifli ama..
Benim müzikte tercihim kanun çalmaktan yana, özel ders, benim tempoma göre ilerliyor ama bu aralar askıya almak zorundayım.
Önceliği başka işlerime verdim, başka bahara..
Aslında biliyor musun, ne yaramazım ben, özel saz olacak, naturel, canlı müzik, parçaları ben seçeceğim...vs. vs.. : )
İşte o da olamıyor, ben de eski kayıtlarımı dinleyip duruyorum.Kanun sesi benim üzerimde dinlendirici ve sakinleştirici etki yapıyor biliyor musun?
Hani fareli köyün kavalcısı diye bir Grimm kardeşler masalı vardı, aynı ondaki gibi kanun sesinin peşinden gidebilirim..
Sakın beni bırakmayın.. : )
Olmasını çok istiyorum, yapacaksın canım, sen zekâ ve hareket temsilcisi bir yıldızın kızısın: merkür..
Burç takıntım bu derece ileri değil ama hadi, göreyim seni canım,Her şeyini kaybetsen de sakın ama sakın lütfen CESARETİNİ KAYBETME !!!...
Yanındayım birtanem..

Şeri , moralimiz bozulmayacak, tabii ki sana bakacağız, biz bir vücut değil miyiz? Bir yanımız ağrırken nasıl huzurlu olabiliriz, elbette ki ona bir çözüm yolu bulmaya çalışacağız.
Yine geldim yürüyüşe, yürüyüşle aran nasıldı canım?
Bak ben son iki ayda belki bir kilo verdim ama incelmeye, toparlanmaya devam ediyorum hızlı olmasın, ne önemi var, geçmişte hızlı verdim de ne oldu?
Aynı yolları tekrar geçmek istemiyorum artık, bir kere olsun..Yanındayım, ne yediğinin listesini istersen 1 hafta süreyle kaydet, mailime gönder, tekrar bir bakalım, ne yapılabilir, belki dikkatimizden kaçan bir şeyler vardır. Sevgiler..
daada - Sal 13 Şub, 2007 13:12
Mesaj konusu:
Dr.Ozan TUNCER Bey'in bir soruma verdiği cevap ve kendi blogunda yazdığı yazıyı alıntıyorum sizlere.
Sevgimle.Hoşça olun.Mucuks.

Spor... zayıflama... egzersiz... pilates... yürüyüş... spor salonları... fitness... aerobik... step... filan falan
Diyetsiz Kalıcı Zayıflamada sporun rolü
daada 4 şubatta bıraktığı yorumda sporla ilgili bazı sorularını dile getirmişti. Sorularını sizlerle paylaşıyorum ve bu fırsatla sporun zayıflamadaki yeri ile ilgili düşüncelerimi aktarmaya devam ediyorum.


Size bir şey sormak istiyorum ! Biliyorsunuz sizin kitabınızı okudum ve inandım kendime açlığı tokluğu öğrettim ve Diyetsiz Kalıcı Zayıflıyorum ve elimden geldiğince çevremdeki bana ulaşan herkese doğrularımı aktarmaya çalışıyorum dilim döndüğünce. Ben spor konusunda takıntı yarattım kendi kendime! bu aralar hiç hareket yapmıyorum. Kilom çok yavaş gidiyor bu normal mi? Bu kilo verişimi hızlandırmak istiyorum ve bunun içinde hareket şart ama tabii ki hayatım boyunca yapabileceğim şeylerin olması da kafamı kurcalıyor. Tamam her gün elimden geldiğince yürüdüm diyelim fazla yormadan zevkli bir şekilde ya sonra! Kilo verişim durunca normal kiloma gelince ne olacak ben bu yürüyüşleri bırakacağım yani zayıflamak için yürüyeceğim. Sonra kilo alacak mıyım acaba? Sevgimle. Hoşça olun...

Üzerinde biraz düşünelim:

Kilo sorunlarına yakalanmamış bir insan için sporla kilo kaybının bir ilişkisi olabilir mi? Örneğin böyle bir kişi, kilo kaybetme arzusu dışında, şu veya bu nedenle spora başlarsa neler olur, sırf spor yaptığı için zayıflar mı?

Bizce, cevap hayır olacaktır. Artan harcamaları doğrultusunda bu kişinin enerji ihtiyacı artacak, karnı daha fazla acıkacak ve eğer kişi bu yeni seviyedeki gereksinimlerine karnını doyurarak cevap verirse kilosu da sabit kalacaktır.

Diyetçiler bizden, kilo sorunları olmayan insanların ağırlığında hiçbir değişime yol açmayan bir eylemin, kilo kaybetmek için kullanılabileceği masalına inanmamızı istiyorlar. Daha önce de defalarca belirttiğimiz gibi, spor yaparak ya da hareketi artırarak zayıflamayı umut etmek aslında farkına varmadan kendini diyete, kısıtlamaya sokmak anlamı taşımaktadır.

Örnekleyelim: Ayşe Hanım yemeğini yiyor, diyelim karnını da güzel doyuruyor... yani yemek esnasında kısıtlama yapmıyor, ama sofradan kalktıktan, diyelim bir saat sonra, hadi şu yediklerimin bir kısmını yakayım, düşüncesiyle yürüyüşe çıkıyor. İşte burada ciddi bir mantık hatası mevcut. Amaç yenilenleri eritmek olursa, hemen akla şu sorular takılıyor: İyi ama acaba Ayşe Hanım, neden bir kısmını sporla, yürüyüşle yakması gerekecek miktarları yiyor? Neden, ağırlık Dengeleme Yeteneği onu bir sonraki öğüne kadar olan ihtiyaçları karşılandığında durdurmuyor? Neden fazlalıklar gelip yemeğine ekleniyor?

Bu örneğimizde yanıtları bulmak pek zor değil... çünkü Ayşe Hanım, sporla kilo verilebileceğine inanıyor ve bu inanış onun Ağırlık Dengeleme Yeteneğinin tam anlamıyla çalışabilmesini engelliyor.

Yani... sofradan karnı doymuş olarak kalkmış olmasına rağmen, bir sonraki öğünde acıkıp, tekrar sofraya oturmayı beklemek yerine... dur, ben biraz şu işe yardım edivereyim, diyerek yediklerini yakmaya kalkışıyor...

Diyelim ki gerçekten bir miktar enerji yaktı... ne olur sonrasında?
Bizce işin önemli bölümü burası: ya karnı erken ve muhtemelen daha çok acıkacak... o da kalkıp bir güzel karnını (alışık olduğu öğün saatine göre daha erken) doyuracaktır... ki bu durumda yapmış olduğu sporun “zayıflama açısından” hiçbir katkısı olmayacaktır...
Ya da, aman ne güzel, yaktım kalorileri, şimdi iyice bir bekleyeyim ki, yaktıklarım depoları azaltsın, diyerek... eyvah ki eyvah... kendini enerji kısıtlamasında bulacak ve bedeninin tepkilerine de maruz kalacaktır.

Her zaman aynı şeyi söyledik, yineleyelim: spor yapmak, abartıya kaçılmadığı, özellikle de arkadaşlarla paylaşılan zevkli bir ortamda olduğu zaman, ruh ve beden sağlığı açısından sayılamaz yararlar sağlıyor. Ama ne zaman ki, insanın aklına sporun kilo kaybına yararı olabileceği fikirleri düşmeye başlarsa bunun tam aksi oluyor. Bu durumda, kişi kaçınılmaz olarak kendini bir kısır döngüde buluveriyor: dur, birazcık daha koşayım, biraz daha eriteyim... dur, biraz daha fazla yiyeyim, sonra da biraz daha fazla koşar eritirim...
işte bu düşünce biçiminin sporu ağırlık kontrolü için kullanmaya çalışanların aklında yer etmemesi imkansız ve adını da koyalım... bu tam bir bulimik davranış ve düşünüş biçimi. Fazla yediğinizi düşündüklerinizden kusarak, şu veya bu zayıflama ürününü alarak... ya da spor yaparak kurtulmaya çalışmak özünde tamamen aynı kapıya çıkıyor!

Şimdi, bir de olaylara olumlu yönünden bakalım:
Diyetsiz Kalıcı Zayıflama kararı alıp, bunu uygulamaya sokanların birçoğunda... karınlarını gerçekten doyurmaya başladıkları ve kısıtlamaları uzaklaştırdıklarında bir zindeliğe, daha çok hareket etme isteğine şahit oluyoruz. Özellikle daha önce yıllarını diyetler peşinde geçirip, bedenlerinin tasarrufa zorlandığı kişilerde, bu kısıtlamaların getirdiği “tembellik”ten çıkış bazen çok çarpıcı oluyor.

Vee daada,
Diyetsiz Kalıcı Zayıflama yolunda yaptıklarınızı, yazdıklarınızı, cesaret ve açık fikirliliğinizi ben ve eşim hayranlıkla izliyoruz. Diyet Kardeşliği çatısı altında veya blogunuzdaki satırlarınız birçok kişiye güven ve devam hevesi veriyor. Sizin de satır aralarında belirttiğiniz gibi “aceleci” olmaya hiç gerek yok. Kilolar açısından, yokuşu inmeye başladınız... bazen yavaş gitmiş, bazen duraklamalar olmuş ne gam! Doğru yolda olduğunuzu bilmeniz sizi hedeflerinize ulaştıracaktır.


--------------------------------------------------------------------------------
http://daada.blogcu.com/

Bugün yapmadıklarımın gelecekteki sonuçları neler olucak?
"Üşenme,Erteleme,Vazgeçme"
melike - Çar 14 Şub, 2007 21:07
Mesaj konusu: az ve tok yiyorum
[color=#] [/color] Embarassed arkadaşlar merhaba bende artık üyeyim umarım bana zayıflarken sizlerde yardımcı olursunuz son 25 gündür gerçekten yemek yemeyi öğrendiğimi anladım(arada çok ufak kaçamaklar hariç)daha önce söylemesi ayıptır hamal gibi yemek yemiş artık az yemeyi öğrenni ptok yaşamayıda öğreniyorum sizlerde bana yardımcı olrsanız çok sevinirim.peki az yemekle zayıfladımmı tartıda 3 kiloya yakın görünüyor dışarıdan farkedilen birşey yok ama ama olsun bu sabah tartıda80 kiloyu gördüm gerisi önemli değil hedefimi birayda 75e düşmek umarım az ve tok yiyerek bunu başarabilirim.Sizce????
semme - Per 15 Şub, 2007 17:24
Mesaj konusu:
Melikecim oncelikle aramiza hos geldin, sanirim Ozan beyin kitabini okumussun uygulamaya da baslamissin. Ustelik 3 de kilo vermissin seni tebrik ederim.

Ben henuz kilo veremedim hala aclik tokluk sinyalleri asamasindayim Sad.

Sana tavsiyem az yiyecegim deme, midenin doymaya basladigini hissedince dur. Cunku az yiyecegim dersen yine bence kisitlamis olursun kendini. Yani beynini resetle ben saglikli yiyorum vucudumun istedigi kadarini iyorum de..
Tabi kelin ilaci olsa diyeceksiniz ama .... Smile
melike - Cum 16 Şub, 2007 00:28
Mesaj konusu:
semme hayır ozan beyin kitabını okumadım az yemiyorum az ve tok yiyorum acıkınca aç kalmıyorum ama saatlere biraz daha dikkat edebilsem iyi olacak biliyorum yinede bana yol gösterecek herkese şimdiden teşekkür ederim
melike - Cum 16 Şub, 2007 19:23
Mesaj konusu:
bugün resmen kriz yaşıyorum ne bulsam yiyecekmişim gibi geliyor arkadaşlararanızda b şekilde olanlar varmı varsa nasıl kurtuluyor lütfen yardııııııııııııııııııııııımmmmmmmmmmm
semme - Cmt 17 Şub, 2007 23:15
Mesaj konusu:
Eger canin cok yemek istiyorsa ama mideni dinleyerek ye. Yani eline abur cuburlari alip tv basina bilgisayar basina gecerek yeme o zaman gerekenden fazlasini tuketiyorsun...
melike - Cum 23 Şub, 2007 21:13
Mesaj konusu:
evet bugün itibariyle 1 kilo daha bu gerçek ve ben başarıyorum
semme - Cum 23 Şub, 2007 21:33
Mesaj konusu:
tebrik ederim Melike
serram - Pts 26 Şub, 2007 09:49
Mesaj konusu:
günaydın benide aranıza alırsanız sevinirim bende 2 gündür açlık tokluk sinyali ile beslenmeye başladım 6 kilo vermem gerek , 1 yıl önce doğum yaptım ve bebeğimi emziriyorum şuan 60 kiloyum.Dr bey kitabınızı nasıl alabilirim nette tükendi diyorlar yardımlarınızı rica ediyorum.
daada - Pts 26 Şub, 2007 10:33
Mesaj konusu:
Günaydın serram hoşgeldin.Kitaba Ozan beyin blogu var orayı bir bak istersen belki aradığın bilgiyi bulabilirsin.

http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/

Canım hedef kilo belirleme kendine!! vucudunun bir dengesi var ona inan ve güven ltf.Sen istediğini ver oda sana istediğini verir hiç merak etme.
Sevgimle.Hoşça ol.

http://daada.blogcu.com/
serram - Pts 26 Şub, 2007 15:06
Mesaj konusu:
teşekkürler daada sizleri bulduğum iyi oldu diyet bana göre değildi çünki bu yöntem çok daha insancılll ve uygulanabilir bence hayat boyu...
ozantuncer - Pts 26 Şub, 2007 23:55
Mesaj konusu:
serram, daada
"Zayıflıyorum" isimli kitap 2004 ekiminde Alkım yayınlarından yayımlanmıştı ve piyasada artık bulunmamaktadır. Ancak biz bu kitabı, güncelleyerek ve bazı düzeltmelerle "Zayıflamak" adı ile 2006 yılında kendi kitaplarımızı yayımlamak amacıyla kurduğumuz ONG yayınlarından çıkardık. Kısıtlama Mikrobu Çöpe olarak adlandırdığımız dizinin 2. kitabıdır ve hem kitapçılarda hem de internet sitelerinde bulunmaktadır.
daada, blogunuzdaki tanıtım yazınız için teşekkürler.
Ben de eski kitap resmini olduğunu fark etmiştim ancak sizi rahatsız etmek istemedim. İsterseniz, resmi yeni kitap kapak resmiyle değiştirebilirsiniz.
serram,
bebeğinizle geçirdiğiniz keyifli anların tadını aman 3-5 kiloyu çabuk vereyin telaşıyla bozmayın. Birazcık beslenme duyumlarınıza dikkat ederseniz ve tabii kısıtlamalardan uzak kalmayı da başarırsanız size fazla gözüken kilolar sizi hiç üzmeden kendiliğinden gidecektir... milyonlarca yıl tüm annelerin kilolarının gittiği gibi... ta ki diyetçiler gelip aman dikkat edin, diyene dek hamilelik sonrası kilolar nasıl verilir, diye bir sorun mevcut değildi!
Size bebeğiniz ve ailenizle mutluluklar, sağlıklar dilerim ve tecrübeli bir baba olarak (bizim oğlan biraz hareketli de:)) derim ki, bir iki ay içinde bebeğiniz ayaklandığında peşinde koşarken pek de kiloyu düşünmeye vaktiniz olmayacak.
daada - Sal 27 Şub, 2007 10:32
Mesaj konusu:
Rica ederim ozan bey keşke elimden daha fazlası gelse!!
Kitap resminizi değiştirdim blogumda.Uyarınız ve takibiniz beni her zamanki gibi gururlandırdı.Çok teşekkürler..
daada - Cum 09 Mar, 2007 12:21
Mesaj konusu:
Çok mutluyum 22.12.2006 tarihinde 82.6 kg gelmiştim DKZ ye inanarak açlığımı+tokluğumu dinleyerek kısıtlama mikrobunu daha tam net artık 1-2 haftadır attım diyebilirim o zamanlardada attım diyordum ama hep sorular vardı kafamda acabalarım oluyordu!
Artık çok rahatım geçen haftaya göre 900 gr daha gitmiş gerçekten tartıyıda düşünmeyince herşey çok ama çoookkk daha rahat oluyor.
09.03.2007=77.1 kg bu kadar rahat kilo vereceğimi söyleselerdi hiç ama hiç inanmazdım ve en güzel yanıda bu kiloları bir daha geri dönmiycem onu biliyorumm.

Ozan bey tekrar tekrar çok teşekkürler bizde olan açlık +tokluk sinyallerimizi tekrar duymamızı sağladığınız için..
serram - Cum 09 Mar, 2007 16:22
Mesaj konusu:
daada ne güzel darısı başıma 2 haftaya yaklaştı 1.5 ay tartılmayı düşünmüyorum.İstikrarımı etkilemesinden korkuyorum.
yasemin_ist - Cum 09 Mar, 2007 17:16
Mesaj konusu:
Merhaba,

Burada herkes gayet güzel motive olmuş ne güzel. Ben de kitaba hafta sonu bakacağım bana imkansız gibi gelsede önyargılı olmamam gerektiğini biliyorum. Kitabı okuduktan sonra düşüncelerimi paylaşırım.

Sevgiler,

Yasemin
daada - Cum 09 Mar, 2007 18:11
Mesaj konusu:
serram tartıyı unut güzelim unut öyle bir alet yok:)
Bizim vucudumuzda zaten her zaman çalışan bir tartı var merak etme sen vucudunu inan açlığını tokluğunu dinle ona istediğini ver bak herşey ne kadar kolay olucak..

Yasemin ; Ozan beyin blogunda kitabın özetide var bi bak indir oku derim ben canım ..
Sevgimle..
yasemin_ist - Cum 09 Mar, 2007 18:22
Mesaj konusu:
İndirdim canım hafta sonu bakacağım
tşk

Yasemin
yasemin_ist - Pts 12 Mar, 2007 12:33
Mesaj konusu:
Hepinize iyi haftalar,

Kitabı okudum çok teşekkür ederim. Kitabı okuduça okudukça evet işte bu benim hey birini benim düşüncelerimi ve ruh halimi nasıl bu kadar güzel tarif edebilir diye iç geçirdiim. Sonra oturup geriye doğru gitmeye başladım ben ne zaman kilo almaya başlamıştım? ve cevabı buldum. Çalışma hayatına başlamam ile birlikte kilo almaya başladım. Öğrenci iken sadece acıktığımda yerdim ama ne istersem onu yerdim yediklerime hiç dikkat etmezdim ve kilo problemi de yoktu. Sonra düşünmeye devam ettim. Doğum yaptım ve hamileliğim problemliydi iğne üstüne iğne ve 10 i gördüm. Sonra normal kiloma 68 e indim ama stresli günler de birlikte başladı. Oğlum yürümeye başladı ve çok hareketliydi bir saniye bir yerinde durmuyordu ve buna beniö işten ayrılmam eklenince benim için kötü günler başladı. Acıkmadan yiyordum. Eşimin desteği ile 1 önce tekrar işe girdim ve topralamaya başladım ama yinede acıkmadan yemek yeme huyum devam ediyor. Bunu aslında fark etmem gerekirdi ama diyetsizyenler doktorlar vs. bana bu konuda hiçbirşey söylemediler soru dahi sormadılar. Evet kitapta da yazıldığı gibi onlar için sadece o an zayıflamam önemliydi ya sonrası. Geri alınan kilolar ve gittikçe başarısız olduğuına inan ben. Özgüvenimi kaybettim çok şükür eşim toparlanmam için bana tam destek oldu ya tersi olsaydı. Ben bu kitabı yazana da bana bu kitabı öneren arkadaşlara da teşekkür etmek istiyorum. Tabi bu arada tekrar nasıl acıktığımı öğrenmem gerekiyor. Çok kolay olacağını düşünmüyorum ama sizlerle bunu başaracağıma inanıyorum.

Yasemin
serram - Pts 12 Mar, 2007 13:20
Mesaj konusu:
yasemin adaşmışız bende doğum yaptım 2006 ocak ayında, bende diyetsiz kilo verme yoluna başvuranlardanım açlık toklukla yemeye başladığımdan beri ne kadar gereksizce yediğimi farkettim.Kendimi hiç yemeyeceğim diye zorlamıyorum ama abur cubur olayım tamamen bitti ben bu yönteme canı gönülden inanıyorum...ve bu yöntemi deneyip başarmış olanlardan olarak bu foruma yazacağım günü sabırsızlıkla bekliyorum...
serram - Pts 12 Mar, 2007 13:22
Mesaj konusu:
unutmadan ozan beyin yeni kitaplarında canlı örnek olarak yer alacağım günleride sabırsızlıkla bekliyorum...
yasemin_ist - Pts 12 Mar, 2007 17:27
Mesaj konusu:
Smile Bende kitabı sabırsızlıkla bekliyorum. Yanlız olmadığımı ve tek olmadığımı bilmek bile çok iyi geldi Smile
şeri - Sal 13 Mar, 2007 20:54
Mesaj konusu:
Tebrikler arkadaşlar,
en sağlıklı, en güzel yolu seçmişsiniz.
sevgiyle kalın.
şeri.
yasemin86 - Sal 13 Mar, 2007 22:33
Mesaj konusu:
merhaba arkadaslar burasi cok güzel bir forum ben sizlerin yazdiklarini okumaya devam ediyorum...
yasemin_ist - Çar 14 Mar, 2007 11:45
Mesaj konusu:
Merhaba,

Benim bir sorum olacak. Ben şu anda acıkmayı bekliyorum Smile Bu hissim ile tekrar tanışmayı umuyorum.

Sorum şu acıkma hissini sabahları hissetmediğimi fark ettim bu sabah kahvaltısını pas geçip öğlen yemek yemem anlamına mı geliyor?

Ben bu sabah ofise gledim kahvemi suyumu aldım ve çalışmaya başladım. Acıkmayı bekledim ama bir şey olmadı. Sonra saat 10:30 da bir elma yemeye karar verdim ve şu anda bir yandan yazıyor bir yandan da elmamı yiyorum. İkincisi ise bizim yemek saatimiz 12:00 ile 13:30 arası açlığımı o saate denk getirmem gerekir yoksa akşama kadar gerçekten aç kalırım. Konu ile ilgili varsa tecrübelerinizi ve önerilerinizi rica ediyorum.
Sevgiler,
Yasemin
daada - Çar 14 Mar, 2007 15:04
Mesaj konusu:
yasemin_ist canım elmayı açlık hissettiğin içinmi yedin yoksa alışkanlıkmı?
Bu mesajını gönderdiğin saate baktımda 11:45 te ulaşmış bu mesajın bize yani yemek saatine 15 veya 45 dk kala eğer acıktığını hissetmiyorsan sadece geçiştirmek için elma yediysen acıkmanı geciktirsin sadece !!
Yemeğine acıkmış olarak başlaman !!tokluğunu öğrenmede daha çok yardımcı olacaktır .bunu unutma!! bu alıştırmaları yapa yapa da zaten vucudunun neye ne zaman ihtiyacı olduğunu çöziceksin..Sakın nasıl olsa acıkmadım ama bu kadar saat hiçbir şey yemedim (eski alışkanlıklardan)dolayı bir elmayla geçiştireyim diye düşünme ltf.
Sevgimle.
yasemin_ist - Çar 14 Mar, 2007 15:47
Mesaj konusu:
slm benim elmayı yeme nedenim öğlen çok açıkırsam yemeklere saldırırım korkusuydu.ç Sence elmeyı yememem daha mı doğru olurdu?

İlgin için şimdiden tşk ederim

Yasemin
daada - Çar 14 Mar, 2007 15:58
Mesaj konusu:
bu soruyu kendine sor canım öğlenki yemeklere saldırdınmı ?yoksa normalmi yedin tokluğunu anlayabildinmi ne yediğin önemli değil !!burada biliyorsun..Açlığın ve tokluğuna göre vucuduna istediğini verebiliyormusun önemli olan o !!
yasemin_ist - Çar 14 Mar, 2007 16:37
Mesaj konusu:
Benim kafamın karıştığı nokta açlık tokluk şekeri ile ilgili aslında. Enkronoloğa gittiğimde 4 saatten daha fazla aç kalmamam gerektiğini söylemişti. Bugüne kadar hep öyle denirdi benim zorlandığım nokta burası. Bilinçaltımda her 4 saate bir birşey yemem gerektiğini düşünüyorum. Sad( Sanırım yanılgıya düştüğüm noktada burası. Birde yemek yerken evet burada doydum hissiyatında biraz zorlanacağım gibi.

Yardımların için ayrıca tşk ederim
daada - Çar 14 Mar, 2007 23:56
Mesaj konusu:
yasemin_ist eğer zorlanacağım dersem beynini o şekilde şartlandırırsan zorlanırsın güzelim sadece "vucudumu dinleyeceğim o bana ne zaman ne kadar yemem gerektiğini söyliycek" diye inandır kendini herşey çok daha rahat ve kolay olucaktır inan!!
Sevgimle.
yasemin_ist - Per 15 Mar, 2007 10:54
Mesaj konusu:
Smile)) tşk canım.
şeri - Cum 16 Mar, 2007 00:24
Mesaj konusu:
Arkadaşlar,
daada'cım ne diyosa dikkatle tekrar tekrar okuyun tek bi harf bile kaçırmayın, o sağlıklı beslenmek kiloları kafaya takmamak ve başarmak konusunda hepimize 'capcanlı bi örnek'. Eğer Ozan bey yeni bir kitap yazarsa, bu konuda göstereceği ilk ve en gözde örnek bence DAADA olmalı, başarısından dolayı onu tüm içtenliğimle kutluyorum Smile
Herşey gönlünce olsun..
sevgiyle kalın..
şeri.
daada - Cum 16 Mar, 2007 11:28
Mesaj konusu:
Şeri canım insan bir insanı bu kadar mı mutlu edebilir??
Çok teşekkür ediyorum.Mahçup ettin beni ..
Sağol güzel düşüncelerin için..Hepimiz istersek başarabiliriz herşey çok kolay ve çok basit inanın çocukken nasıl hiçbirşey bilmezken açlığımızı tokluğumuzu biliyorsak büyüdükçe beynimize yalnış bilgileri dolduruyorsak bu bilgileri silmekte bizim elimizde yalnış ollanları doğrular ile değiştrimek doğal olana bırakmak kendimizi en doğrusu..
Sevgimle.Kocaman mucks.

Diyetsiz kalıcı zayıflamalı günler diliyorumm..
Tüm diyetler+ilaçlar+zayıflamak için yapılan sporlar+balon taktırmak+zayıflatıcı krem kullanmak hepsi ÇÖPE..
Biz bu kiloları bunları kullanarak almadık nasıl aldıysak o yolla aynen geri dönerek vereceğiz vucudunuza teslim edin kendinizi düşüncelerinizde kaygılarınız & korkularınız olmasın!
serram - Cum 16 Mar, 2007 13:55
Mesaj konusu:
şeri canım daada bu konuda tabiki hepimizin önünde güzel bir örnek ve öğretici...dr beyin kitabında canlı örnek olma olayı sembolik olsun diye yazdım yani öyle bir iddiam.Ayrica bir değil yüzlerce güzel örnek çıksın aramızdan bol gönüllü olalım...
yasemin_ist - Cum 16 Mar, 2007 15:52
Mesaj konusu:
Ben kahvaltımı, öğlen yemeğimi ve akşam yemeğimi her zamanki saatlerinde yemeye devam ediyorum ama aradaki fark doyduğumu anlamaya çalışıyorum ve artık doydum dediğimde bırakıyorum yemeyi. Bu bile benim için hoş bir gelişme.
şeri - Cum 16 Mar, 2007 16:10
Mesaj konusu:
daada'cım mutlu olman için yazılmış övgüler değil bunlar, inan gerçekten hakettiğin ve öyle olduğun için yazdım, senin sayende seni örnek alarak bir sürü insan sağlığından olmadan incelebilirler.

serram'cım, daada bunu tam anlamıyla başaran ilk kişi diye düşünüyorum, o yüzden öyle yazdım, tabii ki hepimiz kitaplara örnek olacak kadar başarılı olalım, canım benim yanlış anlama beni, niyetim kimseyi üzmek yada kıyaslamak değil.
hepinizi çok seviyorum,
öpüldünüz.
şeri.
şeri - Cum 16 Mar, 2007 16:12
Mesaj konusu:
sana katılıyorum yasemincim, devam.
yasemin_ist - Cum 16 Mar, 2007 17:11
Mesaj konusu:
Smile ilk onayımı aldım demek doğru yoldayım yaşasınnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
daada - Cum 16 Mar, 2007 17:27
Mesaj konusu:
Ne diyeceğimi bilemiyorum inanın bu sözleri duymak umarım hepinize kısmet olur çok güzel motive edici onure edici şeyler yaşananlar çok sağolun.

Serram umarım canım bir çok örnek var olucak bu konuda ben eminim..

Şeri tatlım örnekler var aslında ama kimse çıkıpta ozan bey gibi inanarak diyet yapmayın açlığınızı tokluğunu dinleyin demiyor kendince bir çözüm yolu bulup kendine faydasını dokunduruyor önemli olan belki bu aslında en azından insan kendine zarar vermemeli ama başaranlarında bizlere örnek olması için çıkıp ben bu yöntemle zayıfladım demesi hepimizin en büyük isteği tabiki!!

Yasemin_ist canım çok iyi gidiyorsun maşaallah !!yanınızdayım her zaman biliyorsunuz..

Sevgimle.Kocaman mucks.
daada - Pts 19 Mar, 2007 23:19
Mesaj konusu:
Arkadaşlar bloguma bırakılan bir mesajı buraya alıntılıyorum.Umarım site yöneticelerimiz mesajı görüp gerekli işlemi yaparlar.
"Merhabalar..Öncelikle geçmiş olsun dileklerimi kabul edin lütfen..Benim ricam Diyet Kardeşliği forumuna üyelik işlemlerini gerçekleştirmeme rağmen mail gelmedi ve DKZ grubuna katılmak istediğimde yasaklanmış olduğumu görüyorum..Bende sizlerin arasına katılmak istiyorum.Yardımcı olursanız sevinirim...Yöneticiyede mesaj gönderdim ama cevap gelmedi..Bu son çırpınışlarım...Şimdiden teşekkürler.Kolay gelsin. "

Arkadaşımızın niki gülfuren
Leylii - Sal 20 Mar, 2007 00:06
Mesaj konusu:
Selamlar,

Kullanıcı şifresini yanlış girerse "YASAKLI İSİM " gibi bir uyarı alır.İsim Onay Maili,Hotmail ise "JUNK MAİLE" ve Mynet adresi kullanıyorsanız "Önemsiz Posta" klasörüne gelir.Bunları bir daha kontrol edin isterseniz.

Daada gülfuren bu işlemleri yaptıktan sonra hala giriş yapamıyorsa.Olmazsa biz isim alalım ona,Kullanıcı adı ve şifresini verelim öyle giriş yapsın.
gülfuren - Sal 20 Mar, 2007 01:58
Mesaj konusu: Merhaba
Laughing Hepinize merhabalar...Beni de aranıza kabul ederseniz sevinirim..Bu arada yardımlarınız için teşekkür ediyorum..
gülfuren - Sal 20 Mar, 2007 02:25
Mesaj konusu:
Dr.Ozan Tunçer´in Zayıflama Diyetleri Çöpe kitabını okudum...Anlatılanlar bana çok mantıklı geldiği için sizlerin arasına katılmak için bu kadar sabırsızlandım.Boyum 1,60 kilom 60,kalp doktorumun isteği üzerine 7 kilo vermem gerekiyor.3 senedir Antidepresan kullandığım için kilomda artış oldu ve bir türlü 7 kiloyu veremedim.1-2 kilo verip tekrar geri alıyorum.Şu an antideprasanı bıraktım doktor kontrolünde...İyiyim şükür fakat en büyük sorunum kilo verememek..Diyet sitelerini gezerken daadanın yazdıklarını okuyarak buraya kadar geldim..Kitabı okuduktan sonra açlığımı dinlemeye başladım.Acıktığımı hissettiğimde Dr.Ozanın dediği gibi hemen yemek yemedim.Emin olduktan sonra yemeğe başladım..Ama benimde kafamı kurcalayan bir kaç şey var.Hepimize kolay gelsin...
serram - Per 22 Mar, 2007 12:45
Mesaj konusu:
Mide vücudun havuzudur, damarlar mideye gelirler, mide sağlıklı ise damarlar sağlıklı, mide sağlıksızsa damarlar sağlıksız olarak çıkarlar. (K. Hafa, Bağdadî, Kayyim, Ummal Zevaid)
Mü’min bir kimse bir bağırsağı doluncaya kadar yer, kâfir ise yedi bağırsağı doluncaya kadar yer. (Buhari, Et�ime Müslim
Tirmizi, Mace)* İnsanoğlu midesinden daha zararlı bir kap doldurmamıştır. İnsanoğluna belini doğrultacak birkaç lokma kâfidir. Mutlaka yemesi gerekiyorsa üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de nefes alıp vermeğe bırakmalıdır. (Tirmizi, Mâce Et’ime, Müsned)* Allah’a en sevgili olanınız, az yiyenleriniz, vücud bakımından da hafif olanlarınızdır. (K. Ummal Hakâyık, Gümüşhanevî)

* Ben sizin hakkınızda ancak mideleriniz ve tenasül uzuvlarınız konusundaki aşırılıktan ve nefsani sapıklıklardan korkarım.

* Peygamberlerden sonra bu ümmete arız olacak ilk bela, çok yemek ve tokluktur. Milletin karnı doyduğu zaman bedenleri yağlanır, fakat buna mukabil kalblerine zaaf arız olur, şehevi duyguları ise gemi azıya alır.

* Efendimiz (sas) Medine ahalisi için “Buranın sakinleri karınları acıkmadıkça yemek yemezler. Yedikleri kadar yiyecekken doymadan sofradan kalkarlar. Bu yüzden de hasta olmazlar.” buyurmuştur

* Mide hastalıkların evidir; perhiz ise, tedavinin (ilâçların) başıdır. Her vücuda alışık olduğu şeyleriveriniz. (el Medhal, K. Hafa)

“Ademoğlu tıka basa doldurduğu midesinden daha kötü bir kap doldurmamıştır. Mutlaka doldurması gerekiyorsa üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de kendine ayırsın.”
serram - Per 22 Mar, 2007 12:48
Mesaj konusu:
Midenin toplam kapasitesi 1.000-1.500 mililitre kabul edilirse, hadîslere göre bir öğünde alınması gereken yemek miktarı anatomik yapıya göre 333-500 mlt’dir. Kaba bir ölçümle mide hacmi büyük olan bir kişi yaklaşık 2,5 su bardağını geçmeyecek kadar yemek yemelidir (Ekmek, yemek, çorba, meyve ve 1/3 su ilave edilirse, içilen su ile birlikte 666-1.000 cc arasında bir miktar bir öğünde yenilecek miktardır). Bu da, çapı 4-5 santimetre, uzunluğu 20-25 santimetre olan ve “duedonum” denilen onikiparmak bağırsağının hacmine (700-1570 cm3) yaklaşık olarak eşittir. Efendimiz (sas): “Mü’min bir kimse bir bağırsağı doluncaya kadar yer, kâfir ise yedi bağırsağı doluncaya kadar yer.” hadîsiyle ideal miktarın azlığını ifade etmiştir. Sistem yaratılırken organlara esneme özelliği verilmiş, ince bağırsağın orta kısmı (jejenum) 4 litre hacimde, fakat 10 litreye kadar esneme kapasitesinde yaratılmıştır. Bu yüzden, insan aşırı yese bile, Yaratıcı kerem ve merhametiyle bağırsak sistemine bunu tolere edebilme istidadı vermiştir. Aşırı yemeyle organların devamlı gerildiği ve şişmanlık komplikasyonlarının ortaya çıktığı göz önüne alındığında, Efendimiz’in (sas) en ideal yeme ölçüsünü koyduğu görülür.
serram - Per 22 Mar, 2007 12:49
Mesaj konusu:
Öğünler arası zaman

İnsan, fizyolojik ve psikolojik olmak üzere iki türlü açlık hisseder.
Fizyolojik açlıkta, vücudun gıda ihtiyacından dolayı midede açlık krampları görülürken, psikolojik açlıkta şartlanma sözkonusudur. Açlık krampları 12-24 saatlik aralıklarla gelir. Alınan son besini takiben başlayan bu kramplar yemekle susturulmazsa, 3-4 gün içinde en şiddetli seviyeye ulaşır, ve ilerleyen günlerde yemek yenmese bile kramplar giderek azalır.
Psikolojik açlıkta ise, on iki saatten daha kısa sürelerde yemek saatleri belirlense ve riayet edilse, 5-7 gün sonra vücut buna şartlanır ve saati gelince insan acıktığını hisseder. İş yerlerinde genellikle saat 1200-1300 arası yemek molası verildiğinden, sabah 0800′de evde kahvaltı yapılsa bile, dört saat sonraya yemek için şartlanıldığından, saat 1200-1300 olunca acıkma hissedilir. Ramazan ayı başlayıp birkaç gün geçtikten sonra öğle yemeği unutulur, saat 1200′de acıkılmaz. İşte bu, psikolojik açlığın yeni bir şartlanmayla bastırılmasıdır. Fizyolojik açlık ise, sabah saat 0800′de kahvaltı yapılırsa, akşam 2000′de açlık krampları ile hissedilen açlıktır. Dolayısıyla, şeker hastalığı vb gibi istisnaî durumlar dışında, fıtrî olan, fizyolojik açlığa uygun olarak, günde iki öğün yemektir.

Tokluk hissi ve bir öğünde yemek yeme süresi

Yemek yerken öğün süresinin uzunluğu çok önemlidir. Yemek, midenin kapıcısı olan ağızda çok çiğnenmeli ve öğütülmelidir. Çiğneme süresi ve salgılar ne kadar çok olursa tokluk hissi de o ölçüde olur. Tokluk hissinin oluşması yemeğin miktarı ile değil de ağızda çiğneme süresiyle alâkalıdır. Bunu teyid eden deneyler yapılmıştır. Hayvanlarda yemek borusundan fistul açılarak yedikleri yiyecekler mideye değil de, dışarıya verilmiştir. Hayvanlar yemi yedikten 20-40 dakika sonra, önlerine konan yeni yemeğe karşı isteksiz davranmışlar ve yememişlerdir. Bundan da anlaşılmaktadır ki, tokluk hissi için yemeğin miktarı ve muhtevası yanında, ağızda çiğneme süresi de önemlidir. Özellikle diyet yapanların bu özellikleri dikkate alarak, düşük kalorili yiyecekleri ağızda en az 20 dakika çiğnemesi ve tokluk hissi oluşturması gerekir.
serram - Per 22 Mar, 2007 12:52
Mesaj konusu:
Efendimiz’in (sas) ölçülerinden hareketle şunları diyebiliriz:
1) Her öğün 350-500 cc yenmelidir.
2) Öğünler arası 8-12 saat olmalıdır.
3) Yiyecekler 20 dakikada yenmelidir.
Bugün bilhassa, gelişmiş toplumlarda şişmanlık ve buna bağlı hastalıkların görülme sıklığı çok ciddi boyutlara ulaşmıştır. İslâm ise, şişmanlık hastalığına bile bile bulaşılmaması için, yiyeceğin miktarı, muhtevası, ağızda çiğnenme süresi, öğünler arası zaman gibi hususlarda insan fıtratına uygun yollar göstermiştir.
serram - Per 22 Mar, 2007 12:53
Mesaj konusu:
arkadaşlar biraz uzun bir alıntı yaptım ama birde bunları okuyun istedim umarım faydalı olur hepimize...
eva - Cum 30 Mar, 2007 20:43
Mesaj konusu:
ozantuncer demiş ki:
serram, daada
"Zayıflıyorum" isimli kitap 2004 ekiminde Alkım yayınlarından yayımlanmıştı ve piyasada artık bulunmamaktadır. Ancak biz bu kitabı, güncelleyerek ve bazı düzeltmelerle "Zayıflamak" adı ile 2006 yılında kendi kitaplarımızı yayımlamak amacıyla kurduğumuz ONG yayınlarından çıkardık. Kısıtlama Mikrobu Çöpe olarak adlandırdığımız dizinin 2. kitabıdır ve hem kitapçılarda hem de internet sitelerinde bulunmaktadır.
daada, blogunuzdaki tanıtım yazınız için teşekkürler.
Ben de eski kitap resmini olduğunu fark etmiştim ancak sizi rahatsız etmek istemedim. İsterseniz, resmi yeni kitap kapak resmiyle değiştirebilirsiniz.
serram,
bebeğinizle geçirdiğiniz keyifli anların tadını aman 3-5 kiloyu çabuk vereyin telaşıyla bozmayın. Birazcık beslenme duyumlarınıza dikkat ederseniz ve tabii kısıtlamalardan uzak kalmayı da başarırsanız size fazla gözüken kilolar sizi hiç üzmeden kendiliğinden gidecektir... milyonlarca yıl tüm annelerin kilolarının gittiği gibi... ta ki diyetçiler gelip aman dikkat edin, diyene dek hamilelik sonrası kilolar nasıl verilir, diye bir sorun mevcut değildi!
Size bebeğiniz ve ailenizle mutluluklar, sağlıklar dilerim ve tecrübeli bir baba olarak (bizim oğlan biraz hareketli de:)) derim ki, bir iki ay içinde bebeğiniz ayaklandığında peşinde koşarken pek de kiloyu düşünmeye vaktiniz olmayacak.


ozan bey merhaba,
herkes gibi daada ve sizin yazilarinizi takip ederek bende ayni yoldan kendimce ilerlemeye calisiyorum. ve yolun basindayim diyebilirim.. bende bir sekilde kitabinizi buldum ve aldim ama basim tarihleri konusunda pek te bilgim olmadigindan bahsettiginiz 2004 yilinda basilmis 'zayifliyorum' isimli kitabinizi almisim. Bir ogleden sonra baslayip aksam ustune kadar bitirmistim kitabi.. Herkes kitabi bulamazken ben bunu nasil buldum fikrim yok ama duzeltme dediginiz yerler basit düzeltmeler sanirim.. Tekrar bende herkes gibi sizlere tesekkur ediyor yazilarinizin devamini bekliyorum.. sevgiler..
babylin - Pts 09 Nis, 2007 21:21
Mesaj konusu:
şeri hala 59 musun ?yoksa zayıflayabildin mi?ben de 2 haftadır 59 a çakıldım da:(
şeri - Sal 10 Nis, 2007 22:18
Mesaj konusu:
babylin canım ben şu an 55 kiloyum, nisanın başından beri aşırıya kacmadan sağlıklı besinleri tüketmeye çalışarak 'diyet yapmadan' DKZ mantıgından uzaklaşmamaya özen göstererek kendi çapımda bişeyler yapmaya çalışıyorum. ayrıca en büyük problemim iştahım için de su içiyorum, böylece karnımla birlikte gözüm de doyuyor. Düğünüme az kaldı (4,5 ay), umutluyum, 2-3 aya kadar 4-5 kilo verebilirim sanıyorum, şimdilik herşey SÜPER Smile
senden n'aber güzelim? umarım herşey yolundadır.
sevgiyle kal.
şeri.
şeri - Sal 10 Nis, 2007 22:26
Mesaj konusu:
pardon canım ya, mart ayının başından beri.. yanlış olmuş.
babylin - Çar 11 Nis, 2007 19:57
Mesaj konusu:
ben de işte 51 e düşmeye çalışıyorum hala.artık akşam yemegi yemiyorum.bi de sandalos sakızı kullanmaya başladım iştahımı azaltması için.boyum 1.71 aslında herkes yeter falan diyo ama 36 bedene düşmeye çalışıyorum 59 kilo fazla görünüyor o yüsden gözüme.bi de ben de saglıklı şeyler yemeye çalışıyorum senin gibi.süt yumuyta,salata,cornflakes vs vs..
şeri - Çar 11 Nis, 2007 22:07
Mesaj konusu:
canım nasıl mutlu olacaksan o şekilde devam et, tabii ki sağlığını göz ardı etmeden, biliyorsun sahip olduğumuz en önemli şey sağlığımız. artık akşam yemekleri yemiyorum demişsin, kendini aç bırakmadığın sürece bir sakıncası yok bence, meyveyle yada sevdiğin besinlerle hafif bi atıştırma yapabilirsin, yada ne zaman acıkırsan o zaman yersin, dedim ya stres yapmadan mutlu oldugumuz şekilde ilerlemeliyiz ki, elimizdekileri de yitirmeyelim..
sevgiler..
şeri.
eva - Per 12 Nis, 2007 01:21
Mesaj konusu:
merhaba bende 58'de cakildim. Su DKZ'ye biraz kafa patlattiktan sonra onu uygulamaya calismak. Yani uyguladigim sey aslinda kendimi tanimaya calismak.
umarim herkes aynada kendini en iyi hissettigi goruntuye bir an once sahip olur Smile
benefsecun - Pts 16 Nis, 2007 16:52
Mesaj konusu:
selam arkadaşlar ben daada arkadaşın vermiş olduğu linkten burayı buldum ve üye oldum,bahsettiğiniz dkz nedir ve nerden bulabilirim yardımcı olursanız sevinirim...
fotosentez - Pts 23 Nis, 2007 23:28
Mesaj konusu:
merhaba ben de aranıza yeni katıldım. ağustos ayında ozan beyin kitapları ile tanıştım. o günden beri etrafımda diyet yapmak isteyen sevdiklerime bunun anlamsızlığını anlatmaya çalışıyorum. zdç sistemiyle ilgili anılarımı ilerleyen günlerde paylaşacağım.

benefsun ozan beyin blogu için şu adrese tıklayabilirsin

http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/
şeri - Cum 29 Haz, 2007 07:57
Mesaj konusu: DİYET KARDEŞLİĞİ'NE TEŞEKKÜR...
Merhabalar Smile
Umarım grubumuzdaki herkes çıktığı yolculuktan memnundur..
Evet ben de gayet memnunum, iyi ki de DKZ'yı ve Dr Ozan Tunçer'i tanımışım,
çünkü öncesinde diyet yapmaktan bunalmış, yorgun düşmüş ve yaptığım bir diyeti şans eseri 1-1,5 yıl koruyabilmiş üstüne bir kaç kilo almadan kurtulamamıştım, neyse ki tam o sıralarda Ozan bey yetişti imdadımıza. Tabi ilk başta karşı çıktım, bu kadar rahat ve kolay yoldan nasıl kilo verilir, olur mu acaba derken yavaş yavaş benimsedim asıl olması gereken doğal beslenme biçimini, aslında kendisi çok haklıydı, hep zayıf kalmış insanlar o kadar yedikleri halde almıyorlardı, çabuk acıkan çok çabuk doyan insanlar tanıdım diyetten haberleri yoktu zayıftılar ve kiloları sabitti, çünkü genelde acıktıkları zaman yiyip doyduklarında bırakıyorlardı aman şu kilo aldırır bundan yemiyim gibi bi düşünceleri yoktu, ben de diyetlerden kurtuldum böylece..

Diyet yapmıyorum artık her canımın istediğinden yiyorum, fakat doyduğumu hissettiğimde bırakıyorum, e tabi bazen bırakamadığım da oluyo bu sefer çabuk acıkmayarak vucut dengeyi sağlıyo.

Buraya kadar normal, işte bende problem olan şey bu noktada başlıyodu,
biraz fazla yediğimde geç acıkarak vücut dengeyi sağlayacak, sağlayacak da ben acıkmayı bekleyemiyordum, tok olsam da reddedemediğim zamanlarda su içmeye başladım, su tokluk hissimi arttırarak iştahımı dengelemeye çok faydası oluyodu, ben de bol bol su tüketmeye başladım, tabii ki hiç bir besini kısıtlamadan kesmeden ihtiyaçlarım için çeşitliliği sağlayarak suyun da katkısıyla diyet yapmadan kilo vermeye başladım..

Lisede denemiştim bi defasında, 1 hafta boyunca bol bol su içerek beslenmeme dikkat etmeden 3 kilo vermiştim, şimdi açlığımı tokluğumu bilerek yapıyorum bunu, çok faydasını gördüm inanın, iştahımı dengelediği gibi selülit gibi cilt problemlerini de yok ediyo, diyetle ilgili olmayan daha bi sürü faydası var vücudumuza..

DKZ'yı ilk uygulayan sevgili Auryn'den etkilenip Daada'nın başarılarını gördükçe O'ndan örnek alarak ben de biraz kendimi tanımaya çabaladım, tek problemim aşırı iştahtı onu da suyla yendim sanıyorum.. Tavsiyeleriyle suyun farkına varmamı sağlayan da sevgili white_weasel..

Canım arkadaşım Esra motivasyon ve destek anlamında bana çok yardım etti, onun hakkını asla ödeyemem..

Evet hedefim 50 kilo olmaktı, işte başardım..
Dr Ozan Tunçer'e ve bende emeği geçen tüm diyet kardeşlerime yürekten sıcacık teşekkürler...
Sizleri seviyorum,
şeri.

daada - Cum 29 Haz, 2007 09:38
Mesaj konusu:
Şericim bizde seni çok seviyoruz inan.Yolun açık olsun ;)Hayat yolun hep güzelliklerle mutlulukarla dolu olur inşaallah.yazını bloguma alıntıladım paylaştıkların için yazdıkların için soruların için herşey için çok ama çok teşekkürler...Sevgilerimle...Mucks...
şeri - Cum 29 Haz, 2007 10:33
Mesaj konusu:
Smile canımsın,
söyleyecek söz bulamıyorum..
emel - Cum 29 Haz, 2007 10:38
Mesaj konusu:
merhaba arkadaşlar ben aranıza yeni katıldım.umarım sizlerle güzel şeyler paylaşırız..
şeri - Cum 29 Haz, 2007 10:41
Mesaj konusu:
bundan emin olabilirsin Smile
aramıza hoşgeldin canım..
tubikkos - Cum 29 Haz, 2007 10:51
Mesaj konusu:
Merhaba Arkadaslar,
Ben de yeni katıldım aranıza... Bu DKZ olayı akla çok yatkın duruyor benim için çünkü diyet denildiğinde tüyleri diken diken olan ve hiç yemediği şeyleri bile yemeye başlayan biriyim Sad Acaba diyorum bu sistemi uygulayan arkadaslar bana bu konuda bikaç tüyo verebilir mi?? Yani bu konuda ayrıntılı bilgiyi nerden bulabilirim,nereleri araştırabilirim vs. gibi....
emel - Cum 29 Haz, 2007 11:10
Mesaj konusu:
teşekkür ederim şeri.Bende DKZ olayının detalarını merak ediyorum.
duru_79 - Cum 29 Haz, 2007 12:06
Mesaj konusu:
tubikkoş ben de DKZ yapıyorum sana vericeğim tiyo kısıtlama yapmadan acıktığına emin olunca doyana kadar yiyorsun ama tokken hiçbişey yememeye gayret et.mesela ben ilk başlarda dayanamadığım yiyecekleri yedim ama şimdi yasak olmadığı için pek canım çekmiyor ama araştırman için ben sana DR:OZAN TUNCER in sitesinin adresini vericem istersen "ZAYIFLAMAK"isimli kitabınıda al daha iyi anlarsın http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/
duru_79 - Cum 29 Haz, 2007 12:08
Mesaj konusu:
ARAMIZA HOŞGELDİN EMEL
tubikkos - Cum 29 Haz, 2007 12:12
Mesaj konusu:
Teşekkür ederim duru tavsiyen için.En kısa zamanda kitabı da edinicem
duru_79 - Cum 29 Haz, 2007 12:15
Mesaj konusu:
RİCA EDERİM TUBİŞ
emel - Cum 29 Haz, 2007 12:18
Mesaj konusu:
teşekkür ederim duru
emel - Cum 29 Haz, 2007 12:40
Mesaj konusu:
arkadaşlar bu DKZ kısaca acıktığın zaman ye doyunca bırak. hepsi bu mu.peki çok acıktığınız zamanlar neler yapıyosunuz.Ben 78 kiloyum 2 hamilelik yaşadım ilk
bebeğimi sağlık sorunları nedeniyle 6,5 aylıkken dünyaya getiremeden kaybettim.şiimdi ALLAH'A şükürler olsun dünya tatlısı 5aylık bi oğlum var.ama bu iki hamilelik bana fazladan 22 kiloya neden oldu.şimdi bunlardan kurtulma çabasındayım.desteğinizi bekliyorum.herkeze kuzak dolusu sevgilerr
duru_79 - Cum 29 Haz, 2007 12:50
Mesaj konusu:
ALLAH BAĞIŞLASIN EMELCİM DKZ yi
anlamaniçin en iyisi http://drozantuncer-zdc.blogspot.com/ incele evet acıktığında ye
şeri - Per 02 Ağu, 2007 18:33
Mesaj konusu:
VÜCUDUMUZUN SU İSTEMESİNİN 46 BAHANESİ Wink
İranlı hekim Batmanghelidj'e göre tüm hastalıkların esası vücudun susuz kalmasından kaynaklanıyor. Batmanghelidj vücudun 46 nedenle su istediğini söylüyor.
Suyun her zaman yararlı olduğunu biliyorduk da, şimdi onun, niçin doğanın en basit, en etkili, en güvenli ve en "yan etkisiz" mucizevi ilacı olduğunu öğrenmek zamanı. Yeni ve sağlıklı bir yaşama başlamak, şu an ellerinizin arasında tutacağınız bir bardak suda.
Çünkü hayatımızın en vazgeçilmez ama bilinçli olarak, öneminin asla farkına varamadığımız birincil ögesi: Su!.. Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitapta konuyla ilgili oldukça orijinal ve dikkate alınması gereken tespitler var...
Yalnızca canımız istediği zaman su içeriz. Öte yandan, Ay'ın milimetrik birtakım hareketlerinin dünyamızdaki suyu etkilediğini, böylelikle denizlerin yükseldiğini ve alçaldığını coğrafya kitaplarından da biliriz.
Durum böyleyken, yani insan evladı da bu dünyanın malzemesinden oluştuğuna göre, vücudumuzdaki su seviyelerinin ne âlemde olduğunu aklımıza bile getirmeyiz. İçinde bulunduğumuz toplumun yeme içme alışkanlıklarının bir eseri olarak, edindiğimiz su içme alışkanlığı bütün hayatımıza egemen olur, örneğin acılı bir yemeğin üzerine iki bardak su içmek rahatlatır, yazın sıcaklarda canımız hep su ister, vesaire.
Oysa İranlı hekim Batmanghelidj, Su / Hasta Değil Susuzsunuz adlı kitabında hiç de böyle düşünmüyor. Tüm hastalıkların biricik nedeninin, vücudun susuz kalması olgusuna dayandığını öne sürüyor. Bu öne sürüşünü "binlerce su deneyimi" ile de açıkça ortaya koyuyor.
Dr. Batmanghelidj, suyun bilumum hastalıklara iyi geldiğini, insanı iyileştirdiğini "tesadüfen" hapishanede öğrenmiş. Peki, bir hekimin, eğer cezaevi doktoru değilse orada işi nedir? Doktorumuz bir suçlu! Suçu, Şah döneminde rejim karşıtı devrimci örgüt Halkın Mücahitleri'ne yardım ve yataklık yapmak. Mollalar iktidara geldikten sonra da doğal olarak tutuklanıyor ve İran'ın en ünlü işkencehanesi Evin Hapishanesi'ne atılıyor.
Malum, bilenler biler (!) hapishaneler yeme-içme, sindirim-boşaltım koşulları açısından bir insanın, özgürlüğüne kavuştuktan sonra bile hayatının sonuna kadar kendini toparlayamayacağı, cezalandırma mekânlarıdır.
Hal böyle olunca, alabildiğine maddi ve manevi işkence gören ve doğru dürüst beslenemeyen insanların ilk başına gelen midelerinin iflas etmesidir.
Bir gün koğuşta, hapisliklerden birisi inanılmaz mide sancılarıyla kıvranmaya başlayınca, doktorumuz gayri ihtiyarı olaya müdahale ediyor ve adamcağıza iki bardak su içiriveriyor. Çok geçmeden sancıların dindiğini gözlemliyor. Bu olay, Dr. Batmanghelidj'in, suyun hastalıkların tedavisinde ne denli bir etkisi olduğunu ilk keşfettiği an oluyor. Bundan sonra su çalışmalarını yoğunlaştıran yazarımız, 2,5 yıl içerisinde Evin'in tezgahından geçen yaklaşık 2 bin tutuklu ve hükümlüyü birer iyileştiriyor, yalnızca suyla.
Derken, 2,5 yıl kadar sonra tahliye zamanı geldiğinde, hapishane müdürüne ricada bulunuyor, "lütfen beni 1 yıl daha burada tutun, zira araştırmalarımın en önemli evresine girmiş bulunmaktayım ve bu kadar çok hastayı dünyanın hiçbir yerinde, bu koşullarda bulamam."
Böylece, yazarımız 1 yıl daha "gönüllü hapislik" hayatını sürdürüyor, sonra da doğru Amerika'ya. Araştırma ve çalışmaları yıllarca sürüyor ve nihayet bu kitap ortaya çıkıyor.
Yazarımız, önsözünde şu anlamlı cümleleri kullanıyor: "Bu kitapta okuyacaklarınız yeni bilgilerdir ve bunlar fizyoloji bilimine yeni açıklamalar getirmektedir. Burada sözü edilen fizyoloji, ilaç üreticilerinin kullandıkları bilim değil, vücuttaki canlı dokularla organların doğal çalışmalarını tanımlayan bilim dalıdır. Bu kitap, bazı önemli sağlık sorunlarıyla bu sorunlarının nedenlerinden ve doğal yöntemlerle tedavilerinden söz etmektedir. Bir sağlık sorununun nedeni ve tedavisi açığa çıktığında, hiç kimsenin anlayamadığı tıbbi terimlere gerek kalmaz. Burada okuyacaklarınız kapsamlı bir klinik ve bilimsel araştırmaya dayanmaktadır.
Bu kitaptaki bilgilerini derleyebilmek için, 1950'de Londra'daki St. Mary Üniversite Hastanesi Tıp Fakültesi'nde başlayan tıp eğitimimden sonra 22 yıldan fazla araştırma yaptım, çalıştım ve yazdım.
"Bu kitapta, birçok ciddi hastalığın tedavi nedeni olan kronik gizli dehidrasyonun (susuzluğun) fizyolojik etkisi ve metabolik komplikasyonlarından söz edeceğim. Bugün, bunun çağdaş tıbbın en büyük gelişmesi olduğunu inananlar var."
Çağımızın bazı sağlık sorunlarından söz eden bu basit sunum, bütün dünyada bilim ve mantığa dayalı tıbba geçiş için bir rehber olacaktır. Elinizdeki kitap, toplumun ivedi çözüm isteyen sorunları için yazılmıştır. Özellikle 15 milyon astımlı çocuğun ailesinin bu hastalığın nedenini ve çocukların yaşamlarını kurtarabilecek basit ve ucuz tedavi yöntemini öğrenmesi çok önemlidir."
Yazara göre vücudumuz tam 46 nedenle suya ihtiyaç duyuyor.
1- Hiçbir şey susuz yaşayamaz.
2- Göreceli su yetersizliği vücudun bazı fonksiyonlarını önce bastırır, sonra öldürür.
3- Su temel enerji kaynağıdır, vücudun "nakit akımıdır."
4- Su vücudun her hücresinde elektriksel ve manyetik enerji üretir, bize yaşam gücü verir.
5- Hücre yapısındaki maddeleri birbirine bağlayan bir yapıştırıcıdır.
6- DNA hasarını önler ve onarım mekanizmalarının daha iyi çalışmasına yardımcı olur, böylece üretilen anormal DNA sayısı azalır.
7- Bağışıklık sisteminin (bütün mekanizmalarının) merkezi olan kemik iliğinde, bu sistemi kanser de dahil olmak üzere, çeşitli hastalıklara karşı güçlendirir.
8- Bütün besinlerin, vitmin ve minerallerin temel çözücüsüdür. Vücutta besinleri küçük parçalara ayırır, sindirimlerinde ve son metobolik aşamalarında görev yapar.
9- Besinlere enerji verir ve parçalanan besinler sindirim sırasında bu enerjiyi vücuda aktarır. Susuz yenen yemeğin vücut için hiçbir enerji değeri yoktur.
10- Su, besinlerdeki gerekli ögelerin emilimini artırır.
11- Bütün ögelerin vücuda taşınmasına yardımcı olur.
12- Akciğerlerde oksijen toplayan kırmızı kan hücrelerinin çalışma verimini artırır.
13- Hücreye ulaşan su, o hücreye oksijen verir ve atık gazları vücuttan atılmaları için akciğerlere taşır.
14- Vücudun çeşitli bölgelerinden zehirli atıkları toplar ve atılmaları için karaciğer ya da böbreklere taşır.
15- Eklem boşluklarındaki temel yağlayıcı maddedir, artrit ve sırt ağrılarının oluşumunun önlenmesinde yardımcı olur.
16- Omurgadaki diskleri "şok emici su yastıkları" na dönüştürür.
17- Bağırsakları en iyi çalıştıran yağlayıcı maddedir, kabızlığı önler.
18- Kalp krizi ve felce karşı koruyucudur.
19- Kalp ve beyin damarlarında pıhtılaşmayı önler.
20- Vücudun soğutma (terleme) ve ısıtma (elektrik) sistemleri için vazgeçilmezdir.
21- Düşünme başta olmak üzere, bütün beyin fonksiyonları için bize güç ve elektriksel enerji verir.
22- Serotonin ve diğer nörotransmitterlerin (sinir ileticileri) üretimi için vazgeçilmezdir.
23- Melatonin de dahil olmak üzere, beyinde üretilen bütün hormonların yapımı için gereklidir.
24- Çocuklarda ve yetişkinlerde dikkat yetersizliği sorununa çözüm getirir.
25- Çalışma verimini artırır ve dikkat aralığını büyütür.
26- Su dünyadaki diğer bütün içeceklerden daha kolay bulunabilir ve hiçbir yan etkisi yoktur.
27- Stres, gerginlik ve depresyonun hafiflemesine yardımcı olur.
28- Uykuyu düzenler.
29- Yorgunluğun giderilmesine yardımcı olur ve bize gençliğin enerjisini verir.
30- Cildi yumuşatır ve yaşlılık belirtilerinin azalmasına yardımcı olur.
31- Gözlere canlılık ve parlaklık verir.
32- Glokomdan korunmamıza yardım eder.
33- Kemik iliğinde kan üretim sistemlerini düzenler, lösemi ve lenfoma oluşumunun önlenmesine yardımcı olur.
34- Vücutta enfeksiyon ve kanser hücrelerinin geliştiği bölgelerde bağışıklık sistemini güçlendirmek için çok gereklidir.
35- Kanı sulandırır ve dolaşım sırasında pıhtılaşmasını önler.
36- Kadınlarda, adet öncesi ağrıyı ve ateş başmasını hafifletir.
37- Kalp atışıyla birlikte kanı sulandırıp dalgalandırarak dolaşımdaki katı maddelerin dibe çökmesini engeller.
38- İnsan vücudunda dehidrasyon sırasında kullanılabilecek bir su deposu yoktur. Bu nedenle gün boyunca düzenli olarak su içmemiz gerekir.
39- Dehidrasyon cinsellik hormonunun üretimine engel olur, bu iktidarsızlık ve libido kaybının başlıca nedenlerinden biridir.
40- Su içtiğiniz zaman susuzluk ve açlık duygularını ayırt edebilirsiniz.
41- Kilo vermenin en iyi yolu su içmektir. Düzenli aralıklarla su için ve sıkı bir rejim yapmadan zayıflayın. Acıktığınız zaman aşırı yememeli, ama susadığınızda suyunuzu içmelisiniz.
42- Dehidrasyon doku boşlukları, eklemler, böbrekler, karaciğer, beyin ve deride zehirli çökeltilerin birikmesine yol açar. Su bunları temizler.
43- Su, gebelikte sabah bulantılarını azaltır.
44- Zihin ve vücut fonksiyonlarını bütünleştirir. Kara verme ve hedefleri belirleme yeteneğini artırır.
45- Yaşılıkta bellek kaybının önlenmesine yardımcı olur. Alzheimer, multipl skleroz, Parkinson ve Lou Gehring hastalıklarının riskini azaltır.
46- Kafein, alkol ve bazı ilaçlara duyulan bağımlılığın giderilmesine yardımcı olur.

Bu kitabı ilk okuduğundan bu yana artık "bol sulu bir yaşam süren" kitap editörü de ısrarla bu kitabı tavsiye etmektedir: Çünkü, vücudunuzu, yıllardır, bir "atık ilaç deposu" haline getirmekten bir an evvel kurtarmanız gerekiyor...

çizgisiz dosyalarım'a teşekkürler...
pınar - Cmt 04 Ağu, 2007 22:44
Mesaj konusu:
arkadaşlar merhaba!bende yeni üye oldum.heyecanlıyım.zayıflamak en büyük arzum.
77 kiloyum.ilk hedefim 65 kg.sonrası daha sonra.dkz uymak istiyorum.motive olmaya ihtiyacım var.desteklerinizi bekliyorum.yarış başladı.herkese çok ve sağlıklı
zayıflamalar.
şeri - Pzr 05 Ağu, 2007 13:31
Mesaj konusu:
aramıza hoş geldin canım,
(diyetsiz) kalıcı zayıflamak o kadar da zor değil,
acıkınca ye doyunca bırak, hepsi bu..
ilk başlarda biraz uyum sağlamak zor gelebilir ama daha sonra insan alışıyor...
başarılarını duymak için can atıyoruz canım,
sağlıcakla kal..
şeri.
pınar - Pzr 05 Ağu, 2007 19:44
Mesaj konusu:
şericim teşekür ederim.10 kilo vermişsin kutlarım.darısı bütün kiloluların başınasevgiler
şeri - Sal 07 Ağu, 2007 08:06
Mesaj konusu:
teşekkürler canım Smile
isteyince oluyor, yeter ki isteyin..
sezin - Çar 08 Ağu, 2007 18:52
Mesaj konusu:
acıktığını anlamakkolayda doyduğunu kısa sürede anlamak nasık olacak.ben doyduğumu anladığımda herşeyden güzelce ve bolca yemiş oluyorum.bunu kısa süreye nasıl indirecem.bilen varmı
sezin - Çar 08 Ağu, 2007 18:57
Mesaj konusu:
duru biraz anlatsana alışma dönemini nasıl gecirdin Laughing
duru_79 - Çar 08 Ağu, 2007 19:40
Mesaj konusu:
sezincim çok zorlanmadım acıkmayı çabuk öğrendim doymayı öğrenmekte zorluk çekmedim değil çektim ama yavaş yedim hala arada acabalarım oluyor olmuyor değil ozaman kendimi dinliyorum
sezin - Çar 08 Ağu, 2007 20:03
Mesaj konusu:
yerken hep düşnerek yemek lazım galiba.cumartesi günü tartılacam bakalım kilo vermişmiyim
tubikkos - Per 09 Ağu, 2007 09:26
Mesaj konusu:
sezincim yavaş yavaş yersen doyma noktanı anlamak daha kolay oalcaktır diye düşünüyorum.BEnim sorunum da hızlı yemek şimdi dkz ile daha yavaş yemeye çalışıyorum ve doyma noktam geri çekildi.Çünkü yavaş yediğimiz için doyma sinyalini almamız kolaylaşıyo.Hızlı yiyince insanın midesine oturuyo zaten sinir bozucu bir durum oluyo. Yavaş yavaş yersen sindirim apızda başlamış oluyor ve bu da midene doyma sinyalinin gitmesine yardımcı oluyor.
sezin - Cmt 25 Ağu, 2007 01:23
Mesaj konusu:
ya 1 hatadır foruma uğramamıştım bi baktımki kimse uğramamış galiba mesajlar hep eski
neler oluyor.hadi kızlar iş başına nerdesiniz.
duru_79 - Cmt 25 Ağu, 2007 10:49
Mesaj konusu:
sezin bu 4 kiloyu dkz yaparakmı verdin?
sezin - Cmt 25 Ağu, 2007 16:39
Mesaj konusu:
evet canım sadece dkz hatta arada kacamaklar var.ve spor haytımda yok çünki eccük
tembelimdir.spor yapacağına ac kalmayı tercih eden gruptayım.bu haftaki hedefim
1 kilo veririm inşaallah.onun için kacamaklara bu hafta dur diyecegim
duru_79 - Cmt 25 Ağu, 2007 20:21
Mesaj konusu:
tbrik ederim sezincim zaten sporun zayıflatmadığına inanlardanım
Nescafe - Pzr 26 Ağu, 2007 11:30
Mesaj konusu:
arkadaşlar hiçbirşey tek başına zayıflatmaz ama sporu muhakkak hayatımıza sokalım çünkü şöyle düşünün kilo verdikçe derinin altındaki yağlar eriyor ozaman deri yavaş yavaş sarkmaya başlıyor hem vücudumuzu toparlamak hemde kaslarımızın erimemesi için spor yapmaya özen gösterelim
pınar - Pzr 26 Ağu, 2007 11:59
Mesaj konusu:
evet bende nescafeye katılıyorum.en azından sarkmalarımız olmaması için yapmamız gerekiyor.
tinkerbell - Pts 08 Ekm, 2007 15:16
Mesaj konusu: birkac soru
Bugun bir tesaduf sonucunda bu siteye rastladim ve cok ilgimi cekti. Ama birkac konu kafama takildi, bu konuda bilgili birileri sorularimi yanitlarsa cok sevinirim

1)icecekler konusunda ne oneriyorsunuz?

2)Eger aciktigimizda yemek yenilecek bir ortamda degilsek ufak tefek birseylerle (meyve, biskuvi) ertelemelimiyiz yoksa gercek bir yemek yiyecegimiz vakte kadar ertelemelimiyiz?

3) Vede meyveyide sadece aciktigimizda bir ogun olarak mi yiyoruz yoksa aralarda acikmadanda yiyebiliyormuyuz?
Tesekkurler
pınar - Pts 08 Ekm, 2007 17:11
Mesaj konusu:
acıkmadan hiç birşey yemek yok.meyveyide acıkınca yememiz gerekiyor.
istersen öğün olarak yiyebilirsin.istersen yemekle karnını yemekle tam doyurmayıp
meyvede yiyebilirsin.
tinkerbell - Sal 09 Ekm, 2007 16:16
Mesaj konusu:
peki cok caniniz sikildi ve ac degilsiniz o kadar çok bisiler yemek istiyorsunuz ki (tabiki aburcubur) Sad Bunu DKZ ye en uygun ve zararsiz bicimde nasi gecistiririz???
Ayselce - Çar 10 Ekm, 2007 11:28
Mesaj konusu: yeni dönem
Arkadaşlar, Ramazan ayında DKZ'yi başarıyla uygulayamadım. O yüzden kendime beyaz bir sayfa açmak adına 15 ekim pazartesi DKZ ile uyanacağım. Bayramdan hemen sonra bu işi yoluna koymak istiyorum. DKZ'Yİ ANLADIM AMA ORUÇ TUTATKEN UYGULAYAMADIM. Ama ibadetimden de vazgeçmek istemedim. O yüzden bu bir ayı aklımdan silip DKZ'li hayatıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Diyet fikri olmadan, sınırlar olmadan yavaş yavaş zayıflayacağıma inancım tam. Umuyorum ki bu sefer tamam diyebileceiğim.

Hadi 15 Ekim'de DKZ'li hayata hep birlikte devam diyelim. Smile
tubikkos - Çar 10 Ekm, 2007 16:19
Mesaj konusu:
tebrik ediyorum ayselcim Smile kendine inanıyosan zaten sorun yok ben başaracağını biliyorum Smile
ahsen - Per 11 Ekm, 2007 11:22
Mesaj konusu:
ya bir ben bu dkz yi yapamadım galiba içerigini birdaha açıkça anlatın ne olur yaw
pınar - Per 11 Ekm, 2007 19:43
Mesaj konusu:
ayselcim sana katılıyorum.bende aynı durumdayım çünki.devammmmmmmm
fadimesrknt - Cmt 27 Ekm, 2007 22:04
Mesaj konusu:
..
fadimesrknt - Cmt 27 Ekm, 2007 22:05
Mesaj konusu:
....
sultannn - Pts 24 Arl, 2007 00:43
Mesaj konusu:
herkese merhaba sizi uzun zamandır takip ediyorum. Aranıza yeni katıldım. Dr.Ozan Bey' in "ZAYIFLAMA KİTAPLARI ÇÖPE" isimli kitabını da okudum ve gerçekten anlatılanlar çok mantıklı. Ben hayatım boyunca hep diyetlerle zayıf kalmaya çalıştım. Ama hiç fayda etmedi 1.75 boyum. Ben 60 kilonun altına diyetlerle inmeye çalışırken gittikçe kilo aldım ve şuan kilom maalesef 75. Çok üzüldüm üzüldükçe kilo aldım kilo aldıkça üzüldüm.. Ama sizleri gördüğümden beridir içimde bir umut ışığı doğurdunuz. Özellikle dadaa ve şerinin başarılarını okudukça kendi başarımmış gibi sevindim. Kızlar sizi tebrik ederim ben de yarın sabahtan itibaren DKZ ile zayıflama yolunda ilk adımı atacağım.Umarım yolunda gider. Şimdiden hepinize farkında olmadan yazdıklarınızla vermiş olduğunuz destek ve moral için teşekkür ederim kızlar..[color=#] [/color]
tubikkos - Pts 24 Arl, 2007 17:21
Mesaj konusu:
sevgili sultan biz dkz grubu olarak www.dkzgrubum.blogspot.com adresinde kendi toplu günlüğümüzü oluşturduk.arzu edersen sen de ziyaret edebilirsin.sevgiler...
şeri - Per 27 Arl, 2007 22:44
Mesaj konusu:
canım benim faydalı olabilmişsek ne mutlu bize Smile
herzaman böyledir herşeyin fazlası zarar, doyduğunda bırakmak en mantıklısı...
sevgiler..
şeri.
sultannn - Cmt 29 Arl, 2007 22:43
Mesaj konusu: SLM
KIZLAR SELAM. YAKLASIK 5 GUNDUR DKZ' YI UYGULAMAYA CALISIYORUM AMA YARDIMINIZA IHTIYACIM VAR. HANI DIYORUZ YA ACIKINCA YIYELIM DOYUNCA BIRAKALIM ISTEDIGIMIZ HERSEYI YEMIS DE OLUYORUZ AYNI ZAMANDA GOZUMUZ DE HICBIRSEYDE KALMAZ BOYLELIKLE. AMA BENIM MALESEF GOZUM HALA YEMEKLERDE KALIYO. SEBEBI DE BEN COK AMA COK AZ ACIKIYORUM. MESELA SABAH KALKTIKTAN ANCAK 2 SAAT SONRA BISEYLER YIYECEK KADAR ACIKIYORUM VE BIR DAHA TAMAM TIK YOK. AKSAMIN 9' LARINA KADAR BIR DAHA DA ACIKMIYORUM. ARTIK EN SON 2.KEZ ZAR ZOR BIR DE AKSAM SAAT 9 CIVARLARINDA ACIKIP BISILER YIYORUM. TAMAM BU KADAR. BUNUN DISINDA DA DKZ' YI BOZMAMAK ADINA BIRSEY YEMEDIGIM ICIN( MEYVE,SUTLU NESKAFE GIBI SEYLER DE BUNA DAHIL) KOCCA GUNBOYU SADECE 2 KEZ BIRSEYLER YIYEBILIYORUM. BU DA BENI BAYA ZORLUYOR. SIZ BU KONUDA NE DURUMDASINIZ? BANA NE ONERIRSINIZ? NOLUR COK ACIL YARDIMMMM...... Sad [/font]
tombili - Pzr 30 Arl, 2007 10:52
Mesaj konusu:
sultan bence uyguladıgın diyet hiç saglıklı birsey degil,bu sekilde ancak kaslarını kaybedersin.acıkmasanda günde en az 2 ara ögün 3ana ögün tüketmek zorundasın tabi bazı sınırlar cercevesinde.aksam ipin ucunu kacırdıgın oluyor mu?hem aksam 9 gec bir saat en gec 7 de ana ögün tüket.ben anlamadım kilo mu almaya calısıyorsun?yiyemiyorsan zayıf olman gerekir.
sultannn - Pzr 30 Arl, 2007 23:23
Mesaj konusu:
SEVGILI TOMBILI SANIRIM DKZ' YI YETERI KADAR ARASTIRMAMISSIN. DKZ' NIN ACILIMI: DIYETSIZ KALICI ZAYIFLAMA...BIZIM YAPTIGIMIZ DIYET DEGIL. ZATEN AMACIMIZ DIYET YAPMADAN ACLIK-TOKLUK SINYALLERIMIZI DINLEYIP, ACIKINCA YIYEREK DOYUNCA YEMEYI BIRAKARAK IDEAL KILOYA ULASMAK. YANI BENIM YAPTIGIMDA MANTIK OLARAK BIR PROBLEM YOK. BUNU SADECE BEN DEGIL BURADAKI TUM ARKADASLAR UYGULUYOR VE BU SAYEDE IDEAL KILOSUNA INEN ARKADASLARIMIZ VAR. BENIM TEK PROBLEMIM ACIKMA SUREMIN UZUN OLMASIYDI VE BU YUZDEN DKZ' YI UYGULAYAN ARKADASLARDAN ONERILER ISTEMISTIM. ONCEKI SAYFALARDAKI KONUSMALARI OKURSAN DAHA IYI AYDINLANMIS OLURSUN SANIRIM.YINE DE TESEKKUR EDERIM.
tombili - Pts 31 Arl, 2007 12:18
Mesaj konusu:
sultann merhaba ben dkz yi okudum mantık olarak dogrudur ama bana uygun bir şey degil,cünkü ben mantıksız bir beslenme tarzına sahibim,sürekli yemek yesemde sık sık acıkan bir insanım bu yöntemi uygularsam bana yaramaz ve senin içinde bu yöntemin uygun olmadıgı belli,uzmanlar ve buradaki arkadaslar günde en az 3 4 ögün tüketmenin gerekli oldugunu vurguluyorlar.yani normal yemek saatlerinde yemege calış,yoksa metabolizman seyrek yemek yedigin için kendini kitler,vücudun kıtlık var zannedip kendini savunmaya alır, yedigin az seyi bile yaga cevirir.o yüzden dedim.neden acıkmıyorsun bunda bir problem olması gerek.tabiki yine de sen bilirsin.benim haddim degil ahkam kesmek ama bildiklerimi sölemek istedim,tesekkürler cevap için.görüsmek dilegiyle..
hale - Cum 04 Oca, 2008 18:26
Mesaj konusu: dkz
selam
diyetsiz kalıcı zayıflama yöntemine başlayalı 5 gün oldu
bu gurubu yeni buldum ve bende yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. senelerdir diyet yapar zayıflar bir süre sonra tekrar alırımç bu alıp vermeler yaklaşı 3-4 kilo ile başlayıp 5-7 kiloya kadar çıktı. bir arkadaşım zayıflamak kitabından bahsetti. hemen aldım ve okudum
aslında mantıklı buldum yada bulmak istedim çünkü çok keyifli bir kilo kontrolu vadediyordu. bu siteyi yeni keşfettim ve okuduklarım bana bu yöntemin kilo korumaya yönelik olduğunu düşünüyorum.peki benim vermek istediğim 7-8 kiloma ne olacak.??? acaba diyet yapıp istediğim kıloya geldikten sonramı bu yöntemi kullansam diyorum. çünkü hiç fazla kilo kaybetmiş bir örnek bulamadım.bu arada spor yapıyorum ne dersiniz???
selinnn - Cum 04 Oca, 2008 19:39
Mesaj konusu:
halecim bence de çok haklısın...ben tam okumadım kitabı ama daha çokkorumaya yönelik yani istediğini ye ama sonra dengele mesela öğlen canın kebapmı çekti ye ama sonra akşam acıktığında çorba salatayla geçiştir..çünkü kebap tatlı yiyerek kilo verileceğine inanmıyorum..dkzcilerin bloğuna da bakıyorum öyle çok kilo veren yok aksine 2 tartılma dönemi arasında kilo alınmış.tabiki aç kalarak zayıflanmaz diyetisyenler de zaten diyet yaptırtırken aç bırakmıyorlar yeterince yiyorsun hatta ben ilk haftalarda karnım gayet şiş gezdim yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrendim..kilo vermek için elbette bazı şeylerden feragat ediyorsun.tatlı yemiyorsun hoş benim 1 dilim baklava yemişliğim oldu bayramda ama dr um o kadar önemsemedi bunu çünkü daha sonra yiyeceğim bazı şeylerden ksıtım baklava yediğimde..ama genel anlamda pastalar,börekler,ekmek arası fast foodlar yasak kilo verirken...yani diyeceğim odur ki ben uzman değilim dkzciler de alınmasın ama o yöntemle kilo vermek gerçekçi değil ancak verdikten sonra belki o yöntemle korursun...spora gelince en azından haftada 2 kez drlar öneriyorlar klio vermek için diyetin yanında.ayrıca sporu yemekten sonra değil aç karnına yapmak gerekiyor tansiyon düşüklüğü problemin yoksa çünkü amaç yediğini yakmak değil depolananı yakmak..
pınar - Cmt 05 Oca, 2008 00:03
Mesaj konusu:
MERHABA ARKADAŞLAR BEN BAYADIR YAZMIYORDUM.DKZ YÖNTEMİNİ ÇOK SEVİYORUM.AMA UYGULAMAKTA ZORLUK ÇEKİYORUM.ONUN İÇİN ONUN ÖĞRETİLERİNDEN ÇOK YARARLANIYORUM.ARKADAŞLAR DKZ YAPARKEN MANTIĞIMIZI KULLANMAKTA ÇOK ÖNEMLİ HERŞEY YİYECEĞİZ DİYE OTURUP 2 PORSİYON KEBAB YEMEYELİM.BEN DADANIN NELER YEDİĞİNİ İNCELEDİĞİMDE ÇOK KİLO ALDIRAN YİYECEKLERİ BİR LOKMALIK YEDİĞİNE DİKKAT ETTİM.HERŞEYDEN YEMELİ AMA MİKTAR ÇOK ÖNEMLİ.ÇEŞİTİ ÇOK TUTUN YEMEKLERİNİZDE.İSTEDİĞİNİZ YİYECEKLERDEN AZAR AZAR ALIN.BİZLER GALİBA TAM ALGILAYAMADIK BU YÖNTEMİ.
duru_79 - Pts 07 Oca, 2008 12:47
Mesaj konusu: DKZ KİLO VERDİRİR
Selin dediğin gibi sen bu konuda uzman değilsin ve neden dkz yapmak isteyen birini böyle cümlelerle şevkini kırıyorsun.Kitabı tam okumamışsın ve anlamamışsın.Dkz grubumda kilo alan 1-2 kişi...Ben toplam dkz yaparak 10 kilo verdim ve hiçbirşeyden feragat etmedim.Neden dünyaya rejim yapmak içinmi geldim.İnsanları bilmeden diyete yönlendiriyorsunuz pekalada diyetsiz kilo verilir.Bu sitede daada arkadaşımız29 kilo verdi aynı şekilde şeri var ben 10 kilo verdim.Sen diyet yapmak istiyorsan yap bu senin seçimin ama dkz yi kötüleyip dkz yapanlara bilip bilmeden lütfen yorum yapma.Herkes özgürdür.DKZ KİLO VERDİRİYOR.hEMDE SAĞLIKLI KİLO VERDİRİYOR.Diyet yapıp kilo veren ve koruyanlar var ama diyeti bıraktıktan sonra alanlar aha çok.Ama dkz yaptığınızda bu kalıcı oluyor.Burda dkz yapmak isteyenlere dr ozan beyin kitabını okumalarını ve dkz yi tereddütsüz yapmalarını öneriyorum.ÇÜnkü gerçekten işe yarıyor.Diyet yaparken çektiğiniz çile yok.Tabii dkz başta sabır gerektiriyor ama alışıyorsunuz.En azından psikolojiniz bozulmuyor.
selinnn demiş ki:
halecim bence de çok haklısın...ben tam okumadım kitabı ama daha çokkorumaya yönelik yani istediğini ye ama sonra dengele mesela öğlen canın kebapmı çekti ye ama sonra akşam acıktığında çorba salatayla geçiştir..çünkü kebap tatlı yiyerek kilo verileceğine inanmıyorum..dkzcilerin bloğuna da bakıyorum öyle çok kilo veren yok aksine 2 tartılma dönemi arasında kilo alınmış.tabiki aç kalarak zayıflanmaz diyetisyenler de zaten diyet yaptırtırken aç bırakmıyorlar yeterince yiyorsun hatta ben ilk haftalarda karnım gayet şiş gezdim yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrendim..kilo vermek için elbette bazı şeylerden feragat ediyorsun.tatlı yemiyorsun hoş benim 1 dilim baklava yemişliğim oldu bayramda ama dr um o kadar önemsemedi bunu çünkü daha sonra yiyeceğim bazı şeylerden ksıtım baklava yediğimde..ama genel anlamda pastalar,börekler,ekmek arası fast foodlar yasak kilo verirken...yani diyeceğim odur ki ben uzman değilim dkzciler de alınmasın ama o yöntemle kilo vermek gerçekçi değil ancak verdikten sonra belki o yöntemle korursun...spora gelince en azından haftada 2 kez drlar öneriyorlar klio vermek için diyetin yanında.ayrıca sporu yemekten sonra değil aç karnına yapmak gerekiyor tansiyon düşüklüğü problemin yoksa çünkü amaç yediğini yakmak değil depolananı yakmak..

duru_79 - Pts 07 Oca, 2008 12:51
Mesaj konusu: Re: dkz
Halecim merhaba

sakın diyet yapma yaptık ta ne oldu?dkz yi uygulamanı öneririm.Bak bu sitede başaranlar var orda dkz ile zayıflayan arkadaşlar var.Mesela sevgili daada 29 kilo verdi mesela şeri arkadaşımız var ben 10 kilo verdim ve vermeye devam ediyorum.Ve daha bir çok dkz yapan ve kiloveren arkadaşımız var
.

hale demiş ki:
selam
diyetsiz kalıcı zayıflama yöntemine başlayalı 5 gün oldu
bu gurubu yeni buldum ve bende yaşadıklarımı sizlerle paylaşmak istiyorum. senelerdir diyet yapar zayıflar bir süre sonra tekrar alırımç bu alıp vermeler yaklaşı 3-4 kilo ile başlayıp 5-7 kiloya kadar çıktı. bir arkadaşım zayıflamak kitabından bahsetti. hemen aldım ve okudum
aslında mantıklı buldum yada bulmak istedim çünkü çok keyifli bir kilo kontrolu vadediyordu. bu siteyi yeni keşfettim ve okuduklarım bana bu yöntemin kilo korumaya yönelik olduğunu düşünüyorum.peki benim vermek istediğim 7-8 kiloma ne olacak.??? acaba diyet yapıp istediğim kıloya geldikten sonramı bu yöntemi kullansam diyorum. çünkü hiç fazla kilo kaybetmiş bir örnek bulamadım.bu arada spor yapıyorum ne dersiniz???

tubikkos - Pts 07 Oca, 2008 12:54
Mesaj konusu:
bu konuda duruya kesinlikle katılıyorum. Bir kere kitabı tam olarak okumamış birinin bu konuda yorum yapması bence de kesinlikle yanlış...DKZ ile kilo vermeye bir sürü örnek var ama anlaşılan o ki bu site bile yeterince incelenmemiş,size burada daada ve şeri arakdaslarımızın bu konuda yazdıklarını okumanızı tavsiye ederim.
burada amaç çok kısa zamanda çok kilo vermek değil,zamanın önemi yok önemli olan kalıcı olması verilen kiloların ve emin olun dkz ile verilen kilolar sizin yaptığınız diyetlerdeki gibi geri gelmiyor ve biz vücudumuzu kısıtlamadığımız için öyle yeme krizlerine de girmiyoruz.
Bu süreçte kilo alanlardan biri de benim ama sebebini de biliyorum,çünkü tok olduğum halde bayram demeden yılbaşı demeden yedim,biliyorum ki aç olmayı bekleseydim olumlu sonuç alacaktım...yani netice itibarı ile arkadaslar bence dkz bugüne kadar karşılaştığım en sağlıklı ve kalıcı incelme yöntemidir ... Lütfen bunu denememiş ve de yeterli bilgi sahibi olmayanlar karalamaya çalışmasın.
secıl - Pts 07 Oca, 2008 13:06
Mesaj konusu:
heytttttttttt tubiş ve arzuuu tam desetkk nemden kardeşim diyeti savunuyosunuz bu sayfada ne arıosunuz ben tubıkkoyla aynı yerde calışıorum ona sorun bakalım dkz ıle rejım yapmadan kaç kılo vermışım okadar ver ver bayramda 1.100 gr aldık dıe vazgecmıcez heraldee bız herzaman durustlukten yanayız rejım evrelerını bızde atlattık neler oluyor sonunda gorduk arkaslarım kendınızı yormayın bazı kışıler demekkı yasayarak oğrenmek ıstıyorr DKZ İNCELİYORUM aksını ıdda EDENLERE de BEN ZAYIFIM DIORUM lol:
selinnn - Pts 07 Oca, 2008 18:39
Mesaj konusu: Re: DKZ KİLO VERDİRİR
duru_79 demiş ki:
Selin dediğin gibi sen bu konuda uzman değilsin ve neden dkz yapmak isteyen birini böyle cümlelerle şevkini kırıyorsun.Kitabı tam okumamışsın ve anlamamışsın.Dkz grubumda kilo alan 1-2 kişi...Ben toplam dkz yaparak 10 kilo verdim ve hiçbirşeyden feragat etmedim.Neden dünyaya rejim yapmak içinmi geldim.İnsanları bilmeden diyete yönlendiriyorsunuz pekalada diyetsiz kilo verilir.Bu sitede daada arkadaşımız29 kilo verdi aynı şekilde şeri var ben 10 kilo verdim.Sen diyet yapmak istiyorsan yap bu senin seçimin ama dkz yi kötüleyip dkz yapanlara bilip bilmeden lütfen yorum yapma.Herkes özgürdür.DKZ KİLO VERDİRİYOR.hEMDE SAĞLIKLI KİLO VERDİRİYOR.Diyet yapıp kilo veren ve koruyanlar var ama diyeti bıraktıktan sonra alanlar aha çok.Ama dkz yaptığınızda bu kalıcı oluyor.Burda dkz yapmak isteyenlere dr ozan beyin kitabını okumalarını ve dkz yi tereddütsüz yapmalarını öneriyorum.ÇÜnkü gerçekten işe yarıyor.Diyet yaparken çektiğiniz çile yok.Tabii dkz başta sabır gerektiriyor ama alışıyorsunuz.En azından psikolojiniz bozulmuyor.
selinnn demiş ki:
halecim bence de çok haklısın...ben tam okumadım kitabı ama daha çokkorumaya yönelik yani istediğini ye ama sonra dengele mesela öğlen canın kebapmı çekti ye ama sonra akşam acıktığında çorba salatayla geçiştir..çünkü kebap tatlı yiyerek kilo verileceğine inanmıyorum..dkzcilerin bloğuna da bakıyorum öyle çok kilo veren yok aksine 2 tartılma dönemi arasında kilo alınmış.tabiki aç kalarak zayıflanmaz diyetisyenler de zaten diyet yaptırtırken aç bırakmıyorlar yeterince yiyorsun hatta ben ilk haftalarda karnım gayet şiş gezdim yeterli ve dengeli beslenmeyi öğrendim..kilo vermek için elbette bazı şeylerden feragat ediyorsun.tatlı yemiyorsun hoş benim 1 dilim baklava yemişliğim oldu bayramda ama dr um o kadar önemsemedi bunu çünkü daha sonra yiyeceğim bazı şeylerden ksıtım baklava yediğimde..ama genel anlamda pastalar,börekler,ekmek arası fast foodlar yasak kilo verirken...yani diyeceğim odur ki ben uzman değilim dkzciler de alınmasın ama o yöntemle kilo vermek gerçekçi değil ancak verdikten sonra belki o yöntemle korursun...spora gelince en azından haftada 2 kez drlar öneriyorlar klio vermek için diyetin yanında.ayrıca sporu yemekten sonra değil aç karnına yapmak gerekiyor tansiyon düşüklüğü problemin yoksa çünkü amaç yediğini yakmak değil depolananı yakmak..


öncelikle duru_79 ve arkadaşlarına asabiyeti bir kenara bırakmaya çağırıyorum burada herkes fikrini bir şekilde söylüyor ama saygı çerçevesinde!!ben kimseye saygısızlık etmedim doktorun yazdığı kitaba laf etmedim..sadece mantığıma uymayan şeyleri söyledi.kimsenin kişiliğine düşüncelerine saygısızlık etmedim.hele hele dkz uygulayacak birini yoldan çıkarmaya hiç çalışmadım çünkü hale arkadaşım düşüncelerini söylemiş ve bende onun düşüncelerini desteklediğimi aynen onun gibi düşündüğümü belirttim..burada hakaret içerecek,saldırıya uğrayacak bir laf ettiğimi hatırlamıyorum.herkes istediğini uygular.ben gördüğümü söyledim.kilo vermiş 2 kişi hiçbir zaman anakütleyi temsil etmez.örnek kütleden alınmış bir kesittir o 2 kişi o yuzden örnek teşkil etmez.doğrudur kilo verdiyor olabilir o yöntem ama verdiriyor önergesi kadar verdirmiyor önergesi de doğrudur..size dkz nin mantıklı geldiği kadar bana da gelmiyor ancak kilo verdikten sonra koruma amaçlı uygulayacağımı belirtiyorum.o yüzden lütfen saygılı olalım birbirimize ben sizin kişiliğinize ve düşüncelerinize hakaret etmedim ola ki bir gün öyle birşey yaparsam o zaman saldırıya geçersiniz..sizden ricam bu söylediklerimi de hakaret olarak algılayıp tekrar saldırıya geçmemeniz..herkese zayıflama yolunda başarılar...
hale - Cum 11 Oca, 2008 11:31
Mesaj konusu:
sevgili duru,
yazdıkların beni çok motive etti. 10 gün içerisinde hiç kilo almayıp yarım kilo verdim.
ve hayat çok keyifli.hele sizin gibi kilo verenleri okuyunca daha hoşuma gitti. zaten 6-7 kilo fazlam var. buyuk bir motivasyonla devam edeceğim. teşekkürler
hale - Cum 11 Oca, 2008 11:32
Mesaj konusu:
sevgili duru,
yazdıkların beni çok motive etti. 10 gün içerisinde hiç kilo almayıp yarım kilo verdim.
ve hayat çok keyifli.hele sizin gibi kilo verenleri okuyunca daha hoşuma gitti. zaten 6-7 kilo fazlam var. buyuk bir motivasyonla devam edeceğim. teşekkürler
hale - Cum 11 Oca, 2008 11:32
Mesaj konusu:
sevgili duru,
yazdıkların beni çok motive etti. 10 gün içerisinde hiç kilo almayıp yarım kilo verdim.
ve hayat çok keyifli.hele sizin gibi kilo verenleri okuyunca daha hoşuma gitti. zaten 6-7 kilo fazlam var. buyuk bir motivasyonla devam edeceğim. teşekkürler
hale - Cum 11 Oca, 2008 11:34
Mesaj konusu:
selam duru
yazdıklarını okudum teşekkürler
*melis* - Cum 11 Oca, 2008 20:22
Mesaj konusu: dkz
HERKESE SELAMLAR;
Bende aranıza yeni katıldım.Burayı internette dolaşırken keşfettim ilgimi çekti kaydoldum.Evet benimde fazla kilolarım var. Tabiki bende ince olmak isterim.Ancak şu sıralar herhangi sıkı bir diyete girmeye niyetim yok.Cesaretimde yok çünkü diyete girmek ne demek iyi bilirim.2 yıl önce 66 kilodan sıkı bir diyetle 55 kiloya indim.Bunu 1 yıl koruyabildim.Busüre içinde hep açtım.Tabi en sonunda dayanamadım ve yemeye başladım.Yedikçe pişman oldum ama yedim kendime hakim olamadım. Şu anda 76 kiloyum verdiğimin iki katını geri almış durumdayım.Zayıflamak istiyorum ancak açlık çekmek istemiyorum.Diyetler hakkında okadar çok şey okudum ve dinledimki bir diyetisyen kadar bilgiye sahibim ama şişmanım.Çünkü o diyetlerin acımasız kurallarından korkuyorum ve kaçıyorum.
E-kitabı iyice okudum. Mantıklı geldi.Benim deneyimlerimle kitapta yazanlar uyuşuyor.Ancak yinede kafamda bazı soru işretleri oluştu. Eğer bunlara cevap verecek arkadaşlar olursa şimdiden teşekkürler.
1-Deniliyorki ne yersen ye gerçekten acıktığında ye gerçekten doyduğunda dur.tamam güzel ama ya ben acıktığımda tatlı yada börek yada mantı vs... yemek istersem ve doyanakadar yersem yinede kilo verecekmiyim?
2-Acıktığınız zaman bir önceki öğünü yakmışsınız demektir kilo almazsınız rahatça doyana dek yiyin deniyor.Tamam güzel belki bu yöntemle kiloyu koruyabiliriz gibi geliyor ama zaten bol miktarda mevcut olan yağ kütlesini nasıl eriticez.Yani acıktık yedik yaktık yine acıktık yedik böyle sürer... yediğimizi yakıyoruz ekstradan bişi yapmadan mevcut kilolarımızı nasıl yakıcaz?
3-Son olarak glisemik endeksi düşük gıdalarla beslenmemizin gerektiği söylenmeye çalışılıyor küçücük bir paragrafta. Nedir bu glisemik endeks? Şöyle söyliyeyim: Bir gıdanın kan şekeri seviyesindeki etkisinin ölçüsüdür.Akçaağaç şurubu, bal ve şekerleme gibi şeker miktarı fazla olan gıdalar ve de havuç, patates gibi nişastalı gıdalar yüksek glisemik indekse sahiptirler. Onlar bu yolla değerlendirilirler, çünkü bu gıdaları ediğinizde kan şekerinizde hızlı bir yükselme yaşarsınız. Bütün buğdaydan elde edilmiş çavdar ekmeği gibi lifçe zengin gıdaların glisemik indeksi düşüktür, çünkü bu gıdalar yenildikten sonra kan şekeri seviyesinde hızlı bir artışa neden olmazlar.
karbonhidratlardan kaçınmalıyız yani.Tatlıdan unlulardan... E geriye zaten sağlıklı gıdalar kalıyor. Yani sağlıklı gıdalardan istediğiniz kadar tüketin denilmiyormu bir bakıma. Bu bir kısıtlama diilmidir?birçeşit diyet diilmidir tatlılardan unlulardan yani kan şekerimizi yükselten gıdalardan bir bakıma karbonhidratlardan uzak durmak?
Neyse zayıflama yolunda sayısız yöntemler ve sayısız safsatalar var herkez istediğine inanmakta özgürdür.Bense birşeye inanmadan önce elle tutulur gözle görünür kanıtlar ararım. Bu yöntemin gerçekliğini ancak kendim test edip öğrenebilirim.Bu yüzden bugünden itibaren 1 ay boyunca uygulayacağım.Kaybedecek bişeyim yok.Eğer ki bu süre sonunda 1 kilo dahi vermişsem çok sevineceğim yöntemin doğruluğuna inanacağım herkese anlatacağım. Ancak kilomda hiç bir değişiklik olmazsa yayda artma olursa maalesef bunuda zayıflama safsatalarından biri sayacağım.
Herkese zayıflama yolunda girmiş oldukları mücadelede başarılar...
tubikkos - Cmt 12 Oca, 2008 14:22
Mesaj konusu:
merhaba melis Smile biz dkz ciiler olarak www.dkzgrubum.blogspot.com adresinde kendi blogumuzu kurduk ve dayanışma içindeyiz.Aradığın soruların cevaplarını orada bulabileceğine inanıyorum ve bu yöntemle kilo vermiş olan arkadaslarımızın da deneyimlerini..gelirseniz seve seve yardımcı oluruz.görüüşmek üzere...
*melis* - Pzr 13 Oca, 2008 03:19
Mesaj konusu:
teşekkür ederim tubikkos bloğa gelicem.
hale - Pts 14 Oca, 2008 17:53
Mesaj konusu:
sevgili duru, desteğin için teşekkürler.
denevgilermeye devam ediyorum. sevgiler
serel tekey - Sal 15 Oca, 2008 13:35
Mesaj konusu:
selam arkadaşlar!!!!!!

Ben de kilolulardanım
Ta ki sigarayı bırakana kadarçok fit bir vücudum vardı

sigarayı bıraktım o illetten kurtuldum ve 18 kilo aldım

yıllardır içtiğim illetten kurtulmak için harcadığım efordan sonra 1,5 yıldır içmiyorum
o zamanlar aldığım kiloları kafama bile takmıyordum. nasıl olsa sigarayı bırakan herkes
gibi kilo alacağımı bildiğim için umursamaz bir haldeydim. ama şimdi de kilolarımdan kurtulmak için yırtınıyorum.

geçen haftaya kadar umutsuzluğum tavan yapmış bir hale gelmiştim.

umutsuz ve mutsuzluğuma dayanamayan bir arkadaşım bitki karışımlarından oluşmuş bir paket getirdi ve sabahları yoğurda karıştırarak yememi veya su ile içmemi önerdi onada başka bir arkadaşı tavsiye etmiş malum dert hep aynı)

tabi ki acaba içindekiler nedir ne değildir diye herkesin aklına geleceği gibi benim de aklıma geldi başladım araştırmaya internetin altını üstüne getirdim kötü hiçbir şey bulamadım.

karışım sağlık bakanlığı onaylı.

İçindekiler sandalos sakızı, keten tohumu, zerdeçal, yeşil çay, funda yaprağı ve biberiye

denedim!!!!! inanılmaz derecede mutlu ve umutluyum!!!!)))))


şimdiden değişimi hissediyorum:))

her geçen gün sizlere sonucu yazacağım......

başlangıç kilomu vermek bile istemiyorum umarım anlıyorsunuzdur!!

ama bir haftada 2 kiloya yakın bir kilo kaybım var

ve her gün sabah tuvaletten sonra aç karına ve hep aynı kıyafetlerle tartılıyorum ( neredeyse nü ) sırf rakamlar az görünsün diye

rakamların azaldığını görmek inanın çok güzel.....

uzun zamandır aldığım kiloları vermek için harcadığım para ve eforu düşününce bu mucize karışıma inanamıyorum gelmiyor.

bendeki karışımın paketine baktığımda yaklaşık 15 gün idare edeceğini düşünüyorum ve fiyatı 15 ytl

eğer böyle giderse kilo verdiren bantlara verdiğim para ile neredeyse 6 ay bu karışımı kullanabileceğim

bana karışımı getiren tuğçe ye minnettarım

dua edin lütfen....

başka sorunuz olursa hera_tuğç[email protected]

o daha bir araştırmacı ve akıllıdır.

hoşçakalın
selam arkadaşlar!!!!!!

Ben de kilolulardanımSad
Ta ki sigarayı bırakana kadarçok fit bir vücudum vardı

sigarayı bıraktım o illetten kurtuldum ve 18 kilo aldım

yıllardır içtiğim illetten kurtulmak için harcadığım efordan sonra 1,5 yıldır içmiyorum
o zamanlar aldığım kiloları kafama bile takmıyordum. nasıl olsa sigarayı bırakan herkes
gibi kilo alacağımı bildiğim için umursamaz bir haldeydim. ama şimdi de kilolarımdan kurtulmak için yırtınıyorum.

geçen haftaya kadar umutsuzluğum tavan yapmış bir hale gelmiştim.

umutsuz ve mutsuzluğuma dayanamayan bir arkadaşım bitki karışımlarından oluşmuş bir paket getirdi ve sabahları yoğurda karıştırarak yememi veya su ile içmemi önerdi onada başka bir arkadaşı tavsiye etmiş malum dert hep aynıSmile)

tabi ki acaba içindekiler nedir ne değildir diye herkesin aklına geleceği gibi benim de aklıma geldi başladım araştırmaya internetin altını üstüne getirdim kötü hiçbir şey bulamadım.

karışım sağlık bakanlığı onaylı.

İçindekiler sandalos sakızı, keten tohumu, zerdeçal, yeşil çay, funda yaprağı ve biberiye

denedim!!!!! inanılmaz derecede mutlu ve umutluyum!!!!Smile)))))


şimdiden değişimi hissediyorum:))

her geçen gün sizlere sonucu yazacağım......

başlangıç kilomu vermek bile istemiyorum umarım anlıyorsunuzdur!!

ama bir haftada 2 kiloya yakın bir kilo kaybım var

ve her gün sabah tuvaletten sonra aç karına ve hep aynı kıyafetlerle tartılıyorum ( neredeyse nü Smile ) sırf rakamlar az görünsün diye

rakamların azaldığını görmek inanın çok güzel.....

uzun zamandır aldığım kiloları vermek için harcadığım para ve eforu düşününce bu mucize karışıma inanamıyorum gelmiyor.

bendeki karışımın paketine baktığımda yaklaşık 15 gün idare edeceğini düşünüyorum ve fiyatı 15 ytl

eğer böyle giderse kilo verdiren bantlara verdiğim para ile neredeyse 6 ay bu karışımı kullanabileceğim

bana karışımı getiren tuğçe ye minnettarım

dua edin lütfen....

başka sorunuz olursa hera_tuğç[email protected]

o daha bir araştırmacı ve akıllıdır.

hoşçakalınselam arkadaşlar!!!!!!

Ben de kilolulardanımSad
Ta ki sigarayı bırakana kadarçok fit bir vücudum vardı

sigarayı bıraktım o illetten kurtuldum ve 18 kilo aldım

yıllardır içtiğim illetten kurtulmak için harcadığım efordan sonra 1,5 yıldır içmiyorum
o zamanlar aldığım kiloları kafama bile takmıyordum. nasıl olsa sigarayı bırakan herkes
gibi kilo alacağımı bildiğim için umursamaz bir haldeydim. ama şimdi de kilolarımdan kurtulmak için yırtınıyorum.

geçen haftaya kadar umutsuzluğum tavan yapmış bir hale gelmiştim.

umutsuz ve mutsuzluğuma dayanamayan bir arkadaşım bitki karışımlarından oluşmuş bir paket getirdi ve sabahları yoğurda karıştırarak yememi veya su ile içmemi önerdi onada başka bir arkadaşı tavsiye etmiş malum dert hep aynıSmile)

tabi ki acaba içindekiler nedir ne değildir diye herkesin aklına geleceği gibi benim de aklıma geldi başladım araştırmaya internetin altını üstüne getirdim kötü hiçbir şey bulamadım.

karışım sağlık bakanlığı onaylı.

İçindekiler sandalos sakızı, keten tohumu, zerdeçal, yeşil çay, funda yaprağı ve biberiye

denedim!!!!! inanılmaz derecede mutlu ve umutluyum!!!!Smile)))))


şimdiden değişimi hissediyorum:))

her geçen gün sizlere sonucu yazacağım......

başlangıç kilomu vermek bile istemiyorum umarım anlıyorsunuzdur!!

ama bir haftada 2 kiloya yakın bir kilo kaybım var

ve her gün sabah tuvaletten sonra aç karına ve hep aynı kıyafetlerle tartılıyorum ( neredeyse nü Smile ) sırf rakamlar az görünsün diye

rakamların azaldığını görmek inanın çok güzel.....

uzun zamandır aldığım kiloları vermek için harcadığım para ve eforu düşününce bu mucize karışıma inanamıyorum gelmiyor.

bendeki karışımın paketine baktığımda yaklaşık 15 gün idare edeceğini düşünüyorum ve fiyatı 15 ytl

eğer böyle giderse kilo verdiren bantlara verdiğim para ile neredeyse 6 ay bu karışımı kullanabileceğim

bana karışımı getiren tuğçe ye minnettarım

dua edin lütfen....

başka sorunuz olursa hera_tuğç[email protected]

o daha bir araştırmacı ve akıllıdır.

hoşçakalın
serel tekey - Sal 15 Oca, 2008 13:36
Mesaj konusu: ben de varım
selam arkadaşlar!!!!!!

Ben de kilolulardanım
Ta ki sigarayı bırakana kadarçok fit bir vücudum vardı

sigarayı bıraktım o illetten kurtuldum ve 18 kilo aldım

yıllardır içtiğim illetten kurtulmak için harcadığım efordan sonra 1,5 yıldır içmiyorum
o zamanlar aldığım kiloları kafama bile takmıyordum. nasıl olsa sigarayı bırakan herkes
gibi kilo alacağımı bildiğim için umursamaz bir haldeydim. ama şimdi de kilolarımdan kurtulmak için yırtınıyorum.

geçen haftaya kadar umutsuzluğum tavan yapmış bir hale gelmiştim.

umutsuz ve mutsuzluğuma dayanamayan bir arkadaşım bitki karışımlarından oluşmuş bir paket getirdi ve sabahları yoğurda karıştırarak yememi veya su ile içmemi önerdi onada başka bir arkadaşı tavsiye etmiş malum dert hep aynı)

tabi ki acaba içindekiler nedir ne değildir diye herkesin aklına geleceği gibi benim de aklıma geldi başladım araştırmaya internetin altını üstüne getirdim kötü hiçbir şey bulamadım.

karışım sağlık bakanlığı onaylı.

İçindekiler sandalos sakızı, keten tohumu, zerdeçal, yeşil çay, funda yaprağı ve biberiye

denedim!!!!! inanılmaz derecede mutlu ve umutluyum!!!!)))))


şimdiden değişimi hissediyorum:))

her geçen gün sizlere sonucu yazacağım......

başlangıç kilomu vermek bile istemiyorum umarım anlıyorsunuzdur!!

ama bir haftada 2 kiloya yakın bir kilo kaybım var

ve her gün sabah tuvaletten sonra aç karına ve hep aynı kıyafetlerle tartılıyorum ( neredeyse nü ) sırf rakamlar az görünsün diye

rakamların azaldığını görmek inanın çok güzel.....

uzun zamandır aldığım kiloları vermek için harcadığım para ve eforu düşününce bu mucize karışıma inanamıyorum gelmiyor.

bendeki karışımın paketine baktığımda yaklaşık 15 gün idare edeceğini düşünüyorum ve fiyatı 15 ytl

eğer böyle giderse kilo verdiren bantlara verdiğim para ile neredeyse 6 ay bu karışımı kullanabileceğim

bana karışımı getiren tuğçe ye minnettarım

dua edin lütfen....

başka sorunuz olursa hera_tuğç[email protected]

o daha bir araştırmacı ve akıllıdır.

hoşçakalın
selam arkadaşlar!!!!!!

Ben de kilolulardanımSad
Ta ki sigarayı bırakana kadarçok fit bir vücudum vardı

sigarayı bıraktım o illetten kurtuldum ve 18 kilo aldım

yıllardır içtiğim illetten kurtulmak için harcadığım efordan sonra 1,5 yıldır içmiyorum
o zamanlar aldığım kiloları kafama bile takmıyordum. nasıl olsa sigarayı bırakan herkes
gibi kilo alacağımı bildiğim için umursamaz bir haldeydim. ama şimdi de kilolarımdan kurtulmak için yırtınıyorum.

geçen haftaya kadar umutsuzluğum tavan yapmış bir hale gelmiştim.

umutsuz ve mutsuzluğuma dayanamayan bir arkadaşım bitki karışımlarından oluşmuş bir paket getirdi ve sabahları yoğurda karıştırarak yememi veya su ile içmemi önerdi onada başka bir arkadaşı tavsiye etmiş malum dert hep aynıSmile)

tabi ki acaba içindekiler nedir ne değildir diye herkesin aklına geleceği gibi benim de aklıma geldi başladım araştırmaya internetin altını üstüne getirdim kötü hiçbir şey bulamadım.

karışım sağlık bakanlığı onaylı.

İçindekiler sandalos sakızı, keten tohumu, zerdeçal, yeşil çay, funda yaprağı ve biberiye

denedim!!!!! inanılmaz derecede mutlu ve umutluyum!!!!Smile)))))


şimdiden değişimi hissediyorum:))

her geçen gün sizlere sonucu yazacağım......

başlangıç kilomu vermek bile istemiyorum umarım anlıyorsunuzdur!!

ama bir haftada 2 kiloya yakın bir kilo kaybım var

ve her gün sabah tuvaletten sonra aç karına ve hep aynı kıyafetlerle tartılıyorum ( neredeyse nü Smile ) sırf rakamlar az görünsün diye

rakamların azaldığını görmek inanın çok güzel.....

uzun zamandır aldığım kiloları vermek için harcadığım para ve eforu düşününce bu mucize karışıma inanamıyorum gelmiyor.

bendeki karışımın paketine baktığımda yaklaşık 15 gün idare edeceğini düşünüyorum ve fiyatı 15 ytl

eğer böyle giderse kilo verdiren bantlara verdiğim para ile neredeyse 6 ay bu karışımı kullanabileceğim

bana karışımı getiren tuğçe ye minnettarım

dua edin lütfen....

başka sorunuz olursa hera_tuğç[email protected]

o daha bir araştırmacı ve akıllıdır.

hoşçakalınselam arkadaşlar!!!!!!

Ben de kilolulardanımSad
Ta ki sigarayı bırakana kadarçok fit bir vücudum vardı

sigarayı bıraktım o illetten kurtuldum ve 18 kilo aldım

yıllardır içtiğim illetten kurtulmak için harcadığım efordan sonra 1,5 yıldır içmiyorum
o zamanlar aldığım kiloları kafama bile takmıyordum. nasıl olsa sigarayı bırakan herkes
gibi kilo alacağımı bildiğim için umursamaz bir haldeydim. ama şimdi de kilolarımdan kurtulmak için yırtınıyorum.

geçen haftaya kadar umutsuzluğum tavan yapmış bir hale gelmiştim.

umutsuz ve mutsuzluğuma dayanamayan bir arkadaşım bitki karışımlarından oluşmuş bir paket getirdi ve sabahları yoğurda karıştırarak yememi veya su ile içmemi önerdi onada başka bir arkadaşı tavsiye etmiş malum dert hep aynıSmile)

tabi ki acaba içindekiler nedir ne değildir diye herkesin aklına geleceği gibi benim de aklıma geldi başladım araştırmaya internetin altını üstüne getirdim kötü hiçbir şey bulamadım.

karışım sağlık bakanlığı onaylı.

İçindekiler sandalos sakızı, keten tohumu, zerdeçal, yeşil çay, funda yaprağı ve biberiye

denedim!!!!! inanılmaz derecede mutlu ve umutluyum!!!!Smile)))))


şimdiden değişimi hissediyorum:))

her geçen gün sizlere sonucu yazacağım......

başlangıç kilomu vermek bile istemiyorum umarım anlıyorsunuzdur!!

ama bir haftada 2 kiloya yakın bir kilo kaybım var

ve her gün sabah tuvaletten sonra aç karına ve hep aynı kıyafetlerle tartılıyorum ( neredeyse nü Smile ) sırf rakamlar az görünsün diye

rakamların azaldığını görmek inanın çok güzel.....

uzun zamandır aldığım kiloları vermek için harcadığım para ve eforu düşününce bu mucize karışıma inanamıyorum gelmiyor.

bendeki karışımın paketine baktığımda yaklaşık 15 gün idare edeceğini düşünüyorum ve fiyatı 15 ytl

eğer böyle giderse kilo verdiren bantlara verdiğim para ile neredeyse 6 ay bu karışımı kullanabileceğim

bana karışımı getiren tuğçe ye minnettarım

dua edin lütfen....

başka sorunuz olursa hera_tuğç[email protected]

o daha bir araştırmacı ve akıllıdır.

hoşçakalın
yasemin86 - Per 17 Nis, 2008 22:44
Mesaj konusu:
buralar sanirim terk edilmis site tamamen karismis keske auryn gelsede bir temelinden cözse su site isini yoksa böyle cok güzel bir yöntem icin acilan site harap olacak sonrada unutulup gidecek Sad

nasil gidiyor arkadaslar???

verdinizmi kilolarinizi??
aysenur0059 - Pzr 18 May, 2008 17:18
Mesaj konusu:
meraba ben arnıza yeni katıldım boyum 170 cm ve kilom 88 kurtulmak istiyorum kararlıyım ve dkz ne demek coook merak ediyorummm... yardım edersenizx sevinirim ii günlerrrr Very Happy
cananyavuz - Cum 10 Nis, 2009 16:33
Mesaj konusu:
slm.ben son dkz ci canan.Smile aranıza şuan katıldım. kendimi çok iyi hissediyorum sıcak bi aile ortamı gibi hissediyorum nedense...
duyarebru - Per 16 Nis, 2009 10:40
Mesaj konusu:
Merhaba herşeyi kafada bitirip karar vermek gerekiyor.Her türlü ilaç sadece sebep
Biraz azimli olup sabredebilsek yememeye ve çevremizdeki insanlar buna yardımcı olsa
Her konuda olduğu gibi bu konuda da yalnızız. Rolling Eyes Destek bulmak için bu sitede aranıyoruz....
duyarebru - Per 16 Nis, 2009 10:41
Mesaj konusu:
Merhaba herşeyi kafada bitirip karar vermek gerekiyor.Her türlü ilaç sadece sebep
Biraz azimli olup sabredebilsek yememeye ve çevremizdeki insanlar buna yardımcı olsa
Her konuda olduğu gibi bu konuda da yalnızız. Rolling Eyes Destek bulmak için bu sitede aranıyoruz....
http://www.diyetkardesligi.com